Ferhat mı? Mecnun Mu?
Aşk sanıldığı kadar basit bir duygu değildir. Aşk insanı köreltmez, aksine hareketlendirir, güçlendirir.
"Yazmak, varoluşsal bir sızıya dökülen mürekkebin izidir; bazen de sadece kahve lekesi." - Franz Kafka"
"Yazmak, varoluşsal bir sızıya dökülen mürekkebin izidir; bazen de sadece kahve lekesi." - Franz Kafka"
Aşk sanıldığı kadar basit bir duygu değildir. Aşk insanı köreltmez, aksine hareketlendirir, güçlendirir.
Seninleyken hayat mayın tarlasında en çok bombayı bulmaya çalışırken yenilmekten bile zevk almak gibi. Sırf seni görebilmek için sabahın köründe kalkıp hazırlanmaya çalışmak, karlı bir günde seni ansızın karşımda görmek kadar heyecan verici. Her an, sende
aşka inanıp,sonralarda kandığını sanan herkese ithaf olunur...
...
Yas tutuyorum.
Küçük kara kalbim ritmi bozuk hıçkırıklarla sarsılıyor; fakat gözyaşının tadını unuttum ben.
...
Sıcaklığım unutmuş beni. Unutmaması geren bir yerde. Aklından çıkmamam gerekirken unutmuş..
Bakarken sıcaklığım bana. Görmemiş beni, gözlerine bakarken.Gözlerim onu aramış hep. Kalabalıklarda..
Canım yanarken sığınmışım sevgime. Bekliyormuş sevgim k
Sensizliğe alışmak mı ? Ben hiç sensiz kalmadım. Bilmiyorum yokluğunun dayanılmazlığını. Ne kadar uzakta olsan da, İnsan yarım yaşayamaz. Unutma !
Halil Cibranda aynı şeyi söylemiyor mu ?
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil.
Onlar Hayatın kendine duyduğu hasretin oğulları ve kızları
Onlar sizinle gelirler ama sizden değil.
Sizinle birlikte olsalar da size ait değil
Duvarlara vurdum, düşüncelerimi... Haykırdım içimsizliğimi...
Bakmadın, duymadın, anlayamadın beni...
Gidene ağlamaz kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
Yıldızlar ülkesidir aslında hayallere açılan pencere ve hepimizin özgürce dolaştığı. Sorsanız ne bir rehberde kayıtlıdır, ne bir resmi makamda, ne de internet sitelerinde. Ne bir yönetimi, ne rejimi, ne dini, ne de yönetileni vardır. Yıldızlar ülkesinin.
duygularımın sarkacında gidip geldiğim her gece kadar venüs, her ateş kadar marsım ve yine birbirine zıt benlerin kavgasında uyum ararken, bir sana bir Yaradana yakarıyorum...
Durup durup ellerin vuruyor bugün aklıma. Bembeyaz, bakımlı ellerin.. tombul beyaz bileklerin.. ve o kokun.. göğsüne yattığımda, bana tüm dünyayı unutturan kokun.. Sen benim kokumu unuttun mu?
Ben sensizliği bile seninle yaşıyordum… Bu yüzden seviyordum seni.
... şimdi bedeni genç kız havasında, ruhu 40-50 yaşlarında bir kadın gibi hissediyorum kendimi ve her kes beni gencecik mutlu biri sanarken, ben yine her defasında yataklık yapıyorum bedenimle birlikte bu gülünç yalana...
Her insanda yeni bir aşka mı başlıyorsunuz, yoksa öyle olduğunu mu sanıyorsunuz? (Banu'ya...)
Sevginiz nedeniyle hissettiğiniz aydınlığın kaynağı ne? Sizi sevmeyen sevdiğiniz böyle ışıldayabilir mi? Ve sizin coşkun sevginize neden cevap veremez?