Aşk Herşeyi Affeder mi, Doğumu
Sen daha çok küçüksün çocuk.
Sezen henüz son şarkısını söylemedi ki…
Sen daha çok küçüksün çocuk.
Sezen henüz son şarkısını söylemedi ki…
Seni hep yarım hatırlıyoruz, silik hayalin... parça parça küçücük… Binlerce parçasın sen içimizin bulmacasında.
İnsan en çok kendi hikâyesini anlatırken zorlanırmış ve en çok kendi hikâyesini dinlerken ağlarmış.
Bir çocuk oluyor avuçlarımda
gece...
Bulut gibi...
Dokunsam yağacak...
Üflesem dağılacak...
Hep Bekler İnsan,doğru Aşki Doğru Zamanda Doğru Yerde Bulmak İçi̇n.......
Bilirsin, ellerim küçüktür benim.Küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne. Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine.. Oysa irin toplamış acıları soğuk kaldırımlarda dövmekte usta olan ellerim, yüreğinin resimini gökyüzü tuvaline yapamayacak kadar acemiydi. Oysa alnındaki ince çizgileri bulutların gözlerine işlemekten aciz ve bir o kadar kabaydı...Gözlerini,
Aşka 5 kalaydı bana geldiğinde... Koyu kestane rengi saçların ve kahverengi gözlerindeki şaşkın bakışlarınla; ne sen kimin kapısını çaldığından haberdardın, ne de ben kimin geldiğinden...
Bu satırları ağlayarak yazdım, belki daha çok şeyler yazabilirdim belki kalem elimden bir türlü düşmek istemedi ama bu yazımın böyle sade olmasını istedim...
Yarım kalan aşklardan biriktirilmiş bir aşktı bana verdiğin.En yaşanılamamış duyguların satır aralarına gizlediğin sözcüklerdim belkide.İmkansızdım sana ve zaferindim en büyük.
Senin yüzünden fazla geldim ben kendime. Kendime sığmayan kederim, kendime sığmayan sevgimle baş başa kaldım dar gelen hacimlerde. Taşıyamıyorum sevgili ne seni, ne kendimi ne sevgimi bu bedende. Hakkın yoktu beni benden etmeye. Seni terk ettiğim günden beri fazla geldim ben kendime…
Hiç düşünmemiştim, yorgun nefesimde seni hissedemeyeceğimi. Oysa ki kayıp bir şehri keşfetmek gibiydin sen. Her basamağın yepyeniydi benim için. Sormuştum seni dağlara, sonra nehirler söylemişti selamını bana. Çiçeklerde arıyordum seni
Dar vakitlerde durma sevgili… Yaşamak ölümden beterken vur yumruklarını geceye… İlk defa ağla… Son defa ağla… Gözlerinden silme gülüşlerimin gamzesini… Bana inat sesli harflerin olsun sevdadan yana dudaklarında…
...artık yoruldum sevgilim! Beni anlamalısın; her kapı açışımda yalnızlığının kokusunu içime çekmek; inan kahrolmak gibi...
Sanadır seslenişim ey yar… Sende hatırına düşür beni… Suskun bir gül gibi yüreğine düşür, sevindir beni… Uyan derin uykularından, uyan… Geceye çevirdiğim ıslak göz bebeklerime bak… Gözlerimden akan yaşlara vurul… Gül sükutundaki dillerimden söyleyemediklerimi duy… Yanıma gel sevgili… Sesini ek yüreğime, ilikle sevda gömleğini tenime… Gerçekler öldürürken beni