Yaz Yağmuru
Yazın bu sıcak günlerinde yürüyen adam, onu bir yağmur gibi beklediğini anlatır.
"Klasik: Herkesin övdüğü ama kimsenin okumadığı bir kitaptır." - Mark Twain"
"Klasik: Herkesin övdüğü ama kimsenin okumadığı bir kitaptır." - Mark Twain"
Yazın bu sıcak günlerinde yürüyen adam, onu bir yağmur gibi beklediğini anlatır.
Cılız bir kalbi yaşıyorsam ve onu dünyaya emanet ediyorsam bana borçlu olan çok hayat var.
şimdi bir başlangıcımız oldu..oturduk sahil kenarına açtık kalpçiklerimizi domates yiyoruz balıklardan damarımıza damarımıza!
İçimde bir bahar ötesi hüzün
Mecnun’a Leyla’dan haber mi bilmem
Hangi gurbet sende bu hangi yüzün?
Meryemce düşlerin hazan mı bilmem
Eskiden,çok eskiden kızıl güller açarmış her yerde.Uçsuz bucaksız ovaların,gökyüzüne uzanan kibirli dağların en güzel süsüymüş güzeller güzeli kırmızı güller.
Uzun ve zorlu bir ayrılıktan sonra gelmişti eve. Yokluğu öyle oturmuştu ki içime, ona dokunduğuma, yanımda olduğuna inanamıyordum.
Olur da bir gün,beni hatırlamak istersen,uzaklarda arama beni.Aynaya bak,gözlerinin içinde hala parlayan bir ışık görürsen,işte o benim.
Ve aramızda duran o kadehin anlamını daha iyi anlıyordum. Bir ayrılık sadece bir ayrılıktır ve yeni bir sayfanın başlangıcıdır. Ama her son mutlaka o yazgının başlangıcı kadar saf ve onurlu olmalıydı.
Dağlarının ardında sevdaya kanayan bir yüreğin sesini duyacaksın.
Temmenniler yetermi? isimli denemenin devamı niteliğinde yazdım. ALıntılar 'Evrensel İnsan' Ergün Arıkdal
Söylesenize siz kimsiniz? Zamana ve koşullara göre değişmeyen bir kimliğiniz olmalı elbet; nerede o? Yoksa bir hiç misiniz? Hadi bir kaç saniyeliğine soyunun rollerinizi, hepsini hepsini, hiç bir şey kalmasın üzerinizde. Hadi aynaya bakın şimdi; sahiden ,
Yataktan doğrulup banyoya doğru ilerledi duşu açtı su vücudundan yere düşerken gözlerini kapatıp bu sakin zamanın tadını çıkarmak istedi. Bir flaş patlaması geldi önce gözlerinin önüne sonra son yudum alınan kahvelerin tabaklara konuşu ve kendisine bakan o nazik insanın gözleri geldi gözlerinin önüne.
Ayaklar iğrençtir aslında bazı zamanlarda. İnsanı hatalara götüren, akılsız başın derdini çeken et yığını ucu bir beşlik edilmiş ama değeri yerine göre bin beşlik eden ayaklar. Ayrılık zamanlarında insanları taşıyan, o anda bir kere olsun yolunu şaşırmayan, o anda dünyanın en gereksiz beden uzuvlarından biridir işte.
Hani ıssız bir yolda yürürken
Hani bir korku duyarda insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle bir şey....
Valiziniz toparlanmış eşyalarınız öylece bir köşede mahzun bir şekilde size bakmaktadır. Şöyle etrafa son bir kez bakıp içinize derin bir nefes çekersiniz. Kapıdan çıkardığınız son eşyadan sonra kapıyı kendi ellerinizle yüzünüze kapatırsınız.
Dingin bir liman gibidir gece oysa sığınmamıza izin verir ama yinede ne kadar kaçabiliriz kendimizden ne kadar saklayabiliriz içimizde biriktirdiklerimizi?
Vuslatı yaşamadı hiç bir gecenin bitiminde bu gönül... Sadece özlemi sevdi, hasreti yudumladı, aşkı tek kişilik yaşadı...
Ve sonunda vuslatın olmadığı özleme son veda busesini verdi.