Elliyi Devirmek
50 yaşında bir adam arıyorum Her borca girmiş, her borcu ödemiş Sonra yeterince para edinmiş Ama paradan gözleri kamaşmamış
\*\*\*
"“Yazmak, dünyayı değiştirmek için değil, sabah kahvenizi soğutmamak için yapılır.” – Franz Kafka"
"“Yazmak, dünyayı değiştirmek için değil, sabah kahvenizi soğutmamak için yapılır.” – Franz Kafka"
50 yaşında bir adam arıyorum Her borca girmiş, her borcu ödemiş Sonra yeterince para edinmiş Ama paradan gözleri kamaşmamış
\*\*\*
Hani şu öldürme merakı içinde olan, insanoğlunu anlatan karakter vardı ya, evet raskolnikov, ondan tutun da denizlerin korkulu rüyası gürgen balığına kadar, hepsi burada yaşamakta. Birde, bana yalnız derler. Küçük diye alay ettikleri bu çatı katı, bir çok hayat barındırıyor içinde.
Gençliğinde güzelliği nam salarmış… Gençler, onu görmek için birbirleriyle yarış edermiş. Kim alacak köyün en güzel kızını diye kavga edermiş. Hele de düğünlerde oyuna kalkınca Fadıma Kız, kimse kalmaz yerinde onu seyre dalarmış…
Elimde olsa, hayatımın hangi karelerini silmek isterdim, diye düşündüm bugün...
Sıcak bir çay alırım kendime bazen ve izlerim onu. İzlediğim çay değildir o an kesinlikle, sıcacık çayın buharında bambaşka şeyler görür ve hayaller kurarım. O ılıklığı içimde hissederim ben, aynı hissi başka nelerin verdiğini düşünürüm. Sonra niye bunları düşündüğümü düşünürüm...
“Aklıma gelince o güzel yüzün” Diye başlayan şarkıya eşlik etmek isterdim şu an.
Nasıl bir yerde ysşıyoruz dedim kızdım. 4,5 yaşındaki oğluma yaşanılabilir tek gezegenin mavi gezegen olduğunu anlatalı iki gün olmuştu daha. Bilim nerede şaşmıştı?
Suriye sınırında kaçırılan farklı milletten gazeteciler , yerim dar diyen kutup hayvanları...Bakkala gidip çöp konteynırında bulunan minik bedenler...sevdiği tarafından parçalarına ayrılan kadınlar ya
Bu bir ödev yazısıdır.
Konu: Hoca tarafından verilen türküye uygun bir hikaye yazılacak.
İnsanlık tarihi bunların örnekleri ile dolu değilmidir. Alışılmışın dışına çıkarak düşünen zihinler, insanlığın bugünkü seviyesine gelmesinde rol oynamışlardır. Eğer atalardan gelen bilgilerin doğruluğuna saplanıp kalsalardı bu zihinler, herhalde insanlık hala ilk, belki de orta çağ seviyesini aşamıyacaktı.
Dostluk, sihirli bir sözcük… Bu sihirli kavramı ne de güzel anlatmış usta şair; Dostluklar Irmak Gibidir şiirinde… Benim dostlarım tam da şairin tanımladığı gibi… Renk renk, çeşit çeşit ve iyi yürekli insanlar…
İnsanın hayalleri olmayınca, peşinden gidecek izleri de olmuyor. Sıradanlıklar içinde bir yaşama adım atınca, sessizce söyleyecek tek bir şey kalıyor. “Hayat devam ediyor işte. Her şeye rağmen hayat devam ediyor.”
Yeni arkadaşlarımız pek tanımayacaklardır muhtemelen ancak bir dönemler pek çok yazımı burada paylaşmış, sizlerden de çok güzel destekler almıştım
Bir yolu tanımlamak, o yolun adını bilmekle başlar.
Kaç şeritli olduğunu bilmek ise nasıl gidileceğine delil olur.
Belki çok farklı olmazdı demek için, barış adına baharı kucaklamak için, çocukların uçurtmalarında rüzgar kalabilmek için, insanların bir gününe sığmayan umutlarında, o sımsıkı kapanan avuçlarında kalan bir tebessüm olmak için umut olurdu , kendimi bunca senelere rağmen anlatamamak.
Fantastik ve dengesiz bir çağın içindeyiz.
Muhafazakarlıkla birlikte batıl inançların, Hayri poturların, Selenaların, bez bebeklerin, büyücülerin, cadıların, vampirlerin, zombilerin arttığı/arttırıldığı, sürekli beslendiği bir çağ bu..
Aklın, gerçeğin yerini hayalin, inancın aldığı bir çağ…
Ben, ailem ve sağlığım hariç tüm servetimi kaybetmişken bazıları başarılarla dolu bir geçmişle çok büyük bir servet sahibi oldular
Bana ilk anne diyen sendin yavrum... Bu benim duyduğum en güzel söz oldu. Sesini hatırlamaya çalışıyorum ama sanki zamanın bir yerinde kaybettim...
Evet, kapatın lütfen. Kapatın yalanların ekranını ve sessizliği dinleyin, yalnızca o sessizliğin bile söyleyecek çok şeyi var size.