Uğraş Benimle!
Ama bil ki; her yaptığınla ben daha da güçleneceğim,
ve benim yerine
sen bir gün kendin, kendini yok edeceksin....
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Ama bil ki; her yaptığınla ben daha da güçleneceğim,
ve benim yerine
sen bir gün kendin, kendini yok edeceksin....
Falcılar, bir operatörün özeniyle ilk önce sağ elinizi avucuna alır,
Sonra uzun uzun bakarlar,
Acaba hangi fizik problemini çözmeye çalışıyor diye düşünürsünüz?
.......................................................................................
Ağlamıyorum, sen bana aldırma...
Senden çok uzak bir kentin, kocaman yüksek binalarının renksiz camlarının ardında,
karlarla çizilmiş soluk dünyamda
inan ben de mutluyum kendi kalabalığımla.....
Meğer düzeltilmesi mümkün olmayan hatalar, dönülmesi mümkün olmayan kucaklar varmış… Meğer küçüklüğümüzdeki o üzerimize titremeler hep büyüdükçe ödeyeceklerimizin denkleştirme anlarıymış. Meğer ne kadar çocuk kalırsan kal hiçbir zaman küçülüp babanın kollarına bir daha sığamazmışsın.
...evet, şimdi çocukluğunuza dönüyoruz, yok yok biz en iyisi önceki hayatınıza dönelim. Bakalım siz nerenin prensesisiniz...
Soğuk yağmurlu havalarda,
Islak bir sokak kedisi gibi eve girdiğimizde,
Burnumuzda tüten,
Çayı.
Yaşanmışlık iz bırakır!
Şey olan her ne var ise zamana muhtaç... Ve zamandır aslında bütün "şey"lere bir hal eki takan.
Belki hep o çocukluk masallarını aradık gerçek hayatın zorlukları içinde. Hep bir arayış içinde olduğumuz için miydi bu vazgeçişlerimiz?
Masalını almak elinden bir çocuğun, düşlerini çalmak, masal anlatacak annesini almak elinden bir bombardımanda ya da hayallerinin peşinde koşarken sokakta gelip bulmak onu belki bir şarapnel parçası belki bir kurşunla… Büyüklerin dünyasında yaşanırdı tüm bunlar, masallara inanmayan büyüklerin dünyasında…
Oyuncağını başkasına kaptıran yumurcağın huysuzluğu,
Giderek, kendisinden yüksek not alana karşı yeni yetmenin öfkesine,
Ve sonraları, iş hayatında kaçırdığı fırsatı rakibi tarafından değerlendirildiğini gören adamın bilenmiş hırsına dönüşür.
“Zevkler ve renkler tartışılmaz” sözü gelebilir akıllara. Ancak, zevkler ve renkler tartışılır bence. Zorunlu mu? Hayır. Gerektiğinde tartışılabilir. Ne zaman gerekir? Kişilere ve tartışma isteklerine bağlıdır. Tartışılır, ama zorla kabul ettirilemez. Tartışmayla, ağız kavgasını karıştırmayan insanların tartışmaları da az keyif değildir hani.
Griler, hatta karalar çoğunlukta etrafımda...
Vazgeçtim pembe menekşe gözlerden.....
Bu kez yaşam yitmemiş umutlarımla
bir kovalamaca oyunu oldu bulmak için maviyi.....
Kör, topal biri nasıl görecek, nasıl yakalayacak asıl maviyi, değil mi? ? ? ?