Tv ve Ben - 3 -
yani o zamanlar ”onlara var da bize yok mu” şarkısını ters söylerdim: ”hep bana hep bana” derdim......
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
yani o zamanlar ”onlara var da bize yok mu” şarkısını ters söylerdim: ”hep bana hep bana” derdim......
Varoluşçuluk tüm mantığı oluşturan evrene doğru çıkılan sorular sürüsünün başlangıç çizgisidir. İlk adımı atarken ölürcesine korkular geçirip , sorduğun her sorunun cevapsızlığı seni ilk adımda karanlığa sürükler.
Evren bu yüzden karanlıktır.
Şimdi yastık altına sakladığım senden habersiz anılarımla, avuçlarımda tuttuğum kendimi büyütüyorum.Sen yoksun,sonsuz bir deniz var önümde
..Hani hep aklınızın yüreğinizin en kuytu köşesindeydi..
Şair çoktan sustu;ressam oldu şiirin kalemi;yarım kaldı beklenen senfoni..mağdur(e) sanık sandalyesinde buldu kendini.Kimse bir şey anlamadı.Hiç konuşmadklarımızı yazı(yorum) şimdi
Kim bilir, sayfam açılır, okunur, kemiklerim basitliğiyle övünüp “o romanın kahramanı bendim” deyip bildikleri bir umut için sevinirler…
bir köleye yapması istenilen bir iş için vurulan kırbaçların sesleri eşliğinde geçmeyen zamanı kollamak...
İnsanlara sen iyisin demek onlardan istifade etme adına bir eylem olacaktır, insanlara sen kötüsün demek kendinden istifade edilmesi için açık bir davet olacaktır.....
Derinizin altındaki acıyı yüzünüzün kıvrılarak gülüşü saklayamaz, kanınızın pıhtılaşmış sancısını ağzınızdan çikan yüksek sesli kahkahalar hiç mi hiç gizleyemez, kendinizi aldatmayın, yoksa teninizi
“Bu, romanın son cümlesi olmalı.”diye söylendi, kitapçı bilgiç bir edayla.
Yalnızca insanlar dünyasında yaşar ruhum. Onların etiyle, derisiyle ve kemiğiyle beslenirim. Süslü, aynalı salonları ve sahneleri çok severim. Beni oralarda daha iyi anlarsın.
Yazmak; düşünceleri ortalığa salıvermektir... Bir kelime, belki bir şarkının içinden kulağa
gelen bir söz ne hikayeler yazdırır... Bir günbatımı, bir yağmur damlası ne şiirler döktürür.
kadın olmak çok zor Jale..dudaklarımızdan çıkan kelimelerin sorumluluğunu biliriz../..herkesi kendimiz sanırız../..yanılırız..
Girerken ne değişti neler değişmiş diye bakınıyorum çevreme. Sonra yanıldın diyorum. Yanılıyorsun, kandırıldın diyorum. Devamlıda kandırılacaksın böyle giderse, diyorum.
Parçalanmış bir bedenden geriye sağlam bir çift papuç kalması pek mümkün olmasa da; belki mayın toplayan masum çocukların lastik papuçlarından biri olabilir... Yada bir gelinin veya damadın daha nikah masasında başlatılan anlamsız üstün gelme didişmelerinin izi vardır üzerinde. Belki de gitmemesi gereken bir yere doğru ayakları sürüklenirken kendi