Aranızdayım; Beni Duyan Yok Mu?
Ben de engelliyim. Ama bedensel, işitme ya da görme engelli değil zihinsel engelliyim
"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"
"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"
Ben de engelliyim. Ama bedensel, işitme ya da görme engelli değil zihinsel engelliyim
Telaşla dağılıp,her
biri bir sokakta kayboldu.Kimi bir zile dokunacaktı
hasret gidermek için; kimi bir tuşa basacaktı iş yapmak, yeni dünyalar yaratmak için;kimi de
yalnızlığa...
Bugün doğmuşum anamdan
Gökler neden karanlıktı neden bulutlar kızmışlardı bana
Vardır bir bildikleri yoksa niye kızsınlardı...
Otuz sene geçmiş aradan , nicedir düşündürmemişti bulutlar beni
Şimdi aklım başıma gelmiş meğer, gökler bile inanamamış beni
"Yaşamakta olduğun ve yaşamış olduğun bu yaşamı bir kez daha ve sayısız kez yaşamak zorundasın.Yeni bir şeyle karşılaşmayacaksın , tersine herşey aynı olacak"
Bir göçmen kuşun gelip gönlümde yuva yapmasını,beni mekan olarak kabul etmesini istiyorum.Elimi sol yanıma bastırıp duruyorum öylece..
Bir gün kulaktan kulağa bir haber yayılmaya başladı. Márquez yeni bir roman yazmıştı ve ilk Küba’da basılacaktı. Bu sebeple de Küba’ya gelecekti. O anda ne düşündüğümü bugün gibi hatırlıyorum. ‘Demek ki ben buradayken gelmiş, Fidel’
adımı bir kara adam zikrediyor evinden,
evimizden,
avuç sırtları siyah ,
içleri beyaz ,
Gönlü ağlarken anladığı, ama kimseye anlatamadığı düşünceler geliştirmişti kafasında. Herkes hırs içinde birbirini kırıp geçirirken...
kadın siluetinin gittikçe bozulmaya yüz tutmuş bir cephesine ait bir yazı... belki şehirler belki yeni renkler bu hale getirdi...
Etrafıma soyutluktan bedene düşmüş bir yabancı gibi bakıyorum. Kim bu insanlar? Ben neden bu evdeyim? Ben kimim?
Yaşamak, yaşamaya çalışmak, yaşadığın anda evren olmanın ve kendine varmanın nihai düşüncesine dalmak, kimi zaman göl, kimi zaman hırçın bir nehir olmak.
Hayat bir romanı okuyup beğenmek, hayat aç karnına sigara içmek, hayat bir şarkıyı yarısından söylemeye başlamak, hayat nefret etmek, okkalı küfürler savurmak, hayat otobüs beklemek, sevmediğin adamı görmezlikten gelmek, hayat bir dostu sıkıca kucaklamak
Duygularımızı,düşüncelerimizi,kısaca aklımıza geliveren herşeyi anlattığımız Türkçe’yi ne kadar biliyor, ne kadar doğru kullanıyoruz dersiniz? Dilimizi doğru kullanmadığımız müddetçe,kendimizi başkalarına istediğimiz gibi anlatmamız mümkün değ
Beynimin tavanarasında tozlu sandukaya yatırılmış sözcüklerle nikah tazeledi bilincim.
tıp !
ve herkes susmaz
susmayanları asmazlar,
işte hayat böyle değil.
mektup bu; mutlaka sahibine ulaştırılmalı. yoksa kişiyi vebal altında bırakır. bana zarfsız, katlanmış iki mektup geldi. okudum. İlginç buldum. bu iki mektuptan biri tarihi bir vesika idi, mektup formatında yazılmıştı
Ercan Kesal