Hacı Dedemin Resmi
Ardından memurlara seslendi:
\- Gidiyoruz arkadaşlar, bunlar öyle çocuklar değil.
"“Yazarlık, kelimelerle oynarken hiç kimsenin seni suçlayamayacağı tek sulh oyunudur.” – Georges Orwell"
"“Yazarlık, kelimelerle oynarken hiç kimsenin seni suçlayamayacağı tek sulh oyunudur.” – Georges Orwell"
Ardından memurlara seslendi:
\- Gidiyoruz arkadaşlar, bunlar öyle çocuklar değil.
Vallahi hasat masat zamanını beklemez senin badıçlarını koparır, öldü fiyatına pazarda satarım. Bu iş, it yazar kedi bozara döndü. Tekrar ayırdım o adalet terazisi tezekten olan jale pardon ayşe kadın (fasulye) isimli yapışkanlı sarılgan bitkinin kollarını bacaklarını sarıldığı mendebur çubuktan. Doladım bizim Notre Dame’ın Kamburu’na. Bu da son
İşte tam da o sırada korkunç bir patlama sesi duydum ve yerimden sıçradım. Bu ses bir bombanın ya da tüpün patlaması kadar şiddetli değildi; ne var ki, tıpkı beklenmeyen bir anda patlayıveren bir balon gibi tedirgin ediciydi.
Ünlü bir yoga merkezinden yakın dövüş eğitimi vermem için davet aldım .
Çukurova’nın uçsuz bucaksız verimli toprakları üzerinde, tepsi gibi dümdüz alanda kurulu köyünde yaşıyordu Şemsettin. Zaman zaman tuhaf ve şaşkın hareket ve söylemleriyle dikkat çekiyordu. Hatta köyde bu yüzden lakabı Şaşkın Şemsettin’e çıkmıştı. Yaptığı her işinde bir tuhaflık bulunmaktaydı.
"Rahat ol efendim, rahat ol, hacca da gidersin, Şam'a da gidersiniz, isterseniz Tayland'a bile gidersiniz. Bizler olduğumuz müddetçe bu vatan bölünmez diyorum ya, eşkiya'nın eninde sonunda işi bitecektir.Ordu, millet, sizler, bizler, cemaat, karakol el ele bu vatanı böldürmeyiz.Merak etmeyin siz... "
Anadolu insanı, misafirperverliği ve cana yakınlığı ile tanınır. Anadolu insanının bu güzel hasletini suiistimal eden asalakça biri, bir gün kendini “imam” olarak tanıtıp bir köye gider. Hayatta ilk kez, bir imamın geldiğini haber alan köylüler, imamı ağırlamada adeta birbirleri ile yarışırlar.
Bay Kuschmann şaşkın , çaresiz Aylin’e bakıyor, söylediklerini anlamaya çalışıyordu. Sonra beni çağırdı.- söyle bakalım ne diyor bu, neden ağlıyormuş anlat bana dedi. Ben biraz Almanca biliyorum ya başladım tercümeye – wir sind keine Maschine , wir sind Menschen, geht nicht, geht nicht ,( bir an durakladim neydi
haftaiçi uyanamayıp her pazar olduğu gibi, bu pazarda sabahın köründe uyanınca yazmak şart oldu gari...
Erkekler kız arkadaşlarının annesi ile tanıştığında nedense hep bir iltifat etme gereği duyarlar
uyandığımı anlayabilmem fazla uzun sürmedi, kafamı kaldırıp etrafıma baktığım zaman evet rüyada değilim de
Hayatı "ti"ye alan, zekâ ürünü espriler yaratan Kırşehir'den yaşanmış espriler...
Bizim hanım , zayıflamak için akapuntur
yaptıracakmış …
‘’ Aman dikkat et de , iğneler iştahını açmasın ‘’ dedim .
Cumhurbaşbakan. Böyle büyüüük bi adam işte, cumhurbaşkanından bile büyük. Ben büyüyünce ondan olcam.
Mendilleri hayatlarından bezdirme operasyonunda üçüncü gün... ben yoruldum ama onlar "bana mısın" demiyolar. en çok da "Selpak Mentollü" olan direndi. Çok büy
Kendi kendime neşeli, eski bir şarkı mırıldanmaya başladım. Kendimi daha doğrusu beynimi bir şeyle meşgul etmeliydim. Yoksa bitmeyecekti bu aksi gün. Evet bu günde var bir aksilik. Tüm bu güzelliklerin arasında göremediğim, duyumsayamadığım bir aksilik olmalı; beni rahatsız eden, bu iğrenç kelimeleri beynime sokan. Yoksa insan nedensiz, durduk