Kendini "Ti"ye Almak Erdemdir
Hayatı yeterince ciddiye almak; ancak bazan da "ti"ye almak gerekir. Hele hele insanın kendisini "ti"ye alması büyük bir erdemdir.
"Yazdıklarımın okunması için beyninizi boşaltmayın; zaten yeterince boş yer var!" - Franz Kafka"
"Yazdıklarımın okunması için beyninizi boşaltmayın; zaten yeterince boş yer var!" - Franz Kafka"
Hayatı yeterince ciddiye almak; ancak bazan da "ti"ye almak gerekir. Hele hele insanın kendisini "ti"ye alması büyük bir erdemdir.
Yemek yemek hemen herkes için başlıbaşına bir zevk de, zevkle yenen yemek yapmak öyle herkesin harcı değil...
Teknoloji... Cep telefonları... Yaşamı kolaylaştıran bir dost mu... Yoksa insanları felaketler diyarına sürükleyen bir canavar mı?
Bu, onu son görüşümdü. Ya da en azından, ben öyle olmasını umuyordum. Aynı gece, apar-topar evi terk etmiş; birkaç gün otellerde idare ettikten sonra, küçük bir daire kiralamıştım. Sessiz, sakin, olaysız ve en önemlisi Ege’siz, yirmi iki mutlu yıl geçirdim. Bir sabah kapı zilinin çalmasıyla, her güzel şey
Demek istediğim bunlar neden 40 tane? Yani ortalama olarak bu rakam neden esas alınıyor? Bu durumun bir efsanesi, bir çıkış noktası var mı? Ne bileyim, bunu 40 haramiler bulmuş mesela diye falan… o da olmazsa bulan adam 40 yaşındaymış gibisinden bi
Herşey anneannemin ani ölümüyle başladı. Sapasağlam kadındı, laf aramızda dedeme rağmen, sonra bir gün aniden, ölüverdi. Hep dedem önce gider derken, gidiverdi anneannem. Bu olay yaklaşık sekiz sene öncesine denk düşer, yani dedemin hastalığının başlangıcına.
Uyanıklar, sadece toplama ve çarpmayı öğrenirler; saf ve aptallar, hep çıkarma ve bölmeyle elindekini, avucundakini başkasına yedirirler. Oysa, adaletten ve hakkaniyetten yana olanlar ise, 4 işlemi birden öğrenip, yeri geldikçe uygularlar.
Kıymet Hanımın üzerinde keten bir elbise vardır, ancak arka dikişler, son kilo alımlardan sonra fazlaca esnemiş durumdadır . Sıkça oturup kalkmanın da verdiği baskıya dayanamayan dikişler, toplantının ilerleyen dakikalarında teker teker atmaya başlar.
Ben o ani çömüşümün karşığılı olarak bira şişelerinin kaba etime karşı kaba saldırısının acısıyla kıvranırken, birden bire yan komşum herr Kohl’da terasa çıkıverdi, Kohl bana hayranlıkla! Bakarak “guten morgen herr Ocak” ben ise en bi
Fabl türü hayvanlar alemindeki olayları mizahi bir şekilde anlatan, ders verici bir öyküdür.
Ben derin bir nefes aldıktan sonra bu kargaşa sırasında takatım kalmadığı için bir ara gözlerim karardığı için dizlerimin üstüne çöktüm. Tıpkı filmlerde olduğu gibi tombulca amcanın biri
“zır, zır, zır”
-Patlama geldim.
-Uyandırma servisi, saat 6:30
-Yok. Bu dünyada bize uyumak yok. Ancak mezarda…
Tamam bu gömleği siz istediğiniz diye giydim fakat gömleğin kollarını neden arkadan bağladınız onu anlamadım??? Heyy bir dakika durun bakalım, bana yapmaya çalıştığınız iğnenin kullanma tarihini görmek istiyorum... Sizin de diplomalarınızı görmek istiyoru
Ülke gerçeğinde bir öykü, ister tebessüm edin, isterseniz düşünün. En iyisi siz, hoş vakit geçirin.
Olsufyev Nolyadpiç birden gözlerini açtı. Soluk soluğaydı. Korkuyu iliklerinde hissediyordu....
...
Biraz sonrada Mustafa geliyor, "emmi gel hadi, motor hazır, azığını al da gidek" diyor. Ali emminin hanımı, "Mustafa emmoğlu, senin getirdiğin et ne etiydi? gusura galmada nasıl söyliim biraz tuhaftı." Deyince de Mustafa dururmu.
"Ahan kasap yanında duruyor", deyince Ali emminin "jetonu düşüyor"
Asıl çocuk olan sensin. Akıl almaz boyutlara varan kozmetik harcamalarına getirilebilecek başka açıklama da yok zaten.