![](/ikon/48.gif) • ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik |
181
|
|
|
|
Savaþ'tan dönen bir gencin ailesine kavuþmasý... |
|
182
|
|
|
|
Koltuðun üzerinde öylece oturmak bile sorgulamayý çaðrýþtýrdý içinde. Sonra düþündü Zehra Haným; ne vakit bitecekti bu koca göbekli adamýn horultusu diye… Ama bu konunun üzerinde çok da durmadý… Aldý eline örgüsünü, uçlarý sivri uzunca 2 metal deðneðin; örgü þiþlerinin birbirine çarpýþ seslerine aldýrmadan, sanki dünyanýn en önemli sanat eserini ortaya çýkarýyormuþ gibi bir edayla iþine devam etti. Birden duraksadý; normalde kulaðýna hiç deðmeyen þiþlerin sesleri sanki kafasýnýn içinde çýnlar gibi oldu. Ayrýþmýþtý örgü dünyasý kendi gerçekliðinden… |
|
183
|
|
|
|
Rüyasýnda Oðuz ile beraber uzak gezegenlere gidip maceralar yaþýyorlardý. Sonra ansýzýn uyandý. Dolunayýn ýþýðý aydýnlatýyordu odayý.
Morgun kuytu bir köþesinde bir kedi ortaya çýktý birden. Gri tüylü, parlak gözlü bir kedi…
|
|
184
|
|
|
|
Hayvan derisi giysili, insan görünümlü bir canlý duruyordu karþýsýnda. Bir süre bakýþtýlar. Sessizliði, Recon’un dua mýrýltýlarý bozarken, Kapthan: “Ýn misin-cin misin, nesin sen?” dedi. Sað elinin ayasýný sol göðsüne vurarak “ben Neaným, adým Gezgin Nean” dedi, canlý. |
|
185
|
|
|
|
Saklanýyordu. Ama neden? Kýrmýzý olmalýydý þimdi. Çok fazla mavi vardý. Ýyiye iþaret deðildi. Eski alýþkanlýklar... Elinin titremesi hýzlanmýþtý ve hareketleri de. |
|
186
|
|
|
|
Algýlarýmýz otoriteye tehlikeli gelipte bir algý dairesi kurup algý mükellefi olacaðýmýz fantastik öykümün 2. bölümü... |
|
187
|
|
|
|
Normal bir þehir olmaktan farksýzdý aslýnda Antalya... Ta ki Bermuda'lýlara kadar, cuma gecesine kadar. |
|
188
|
|
|
|
Kakaolu bacaklar, vanilyalý yüz...Çikolatalý gözler. Buzdan
burun....kakaolu eller
iþte Ellenin hikayesi........ |
|
189
|
|
|
|
Alman Bayan Yazar Herta Müller'den ilginç bir öykü daha. |
|
190
|
|
|
|
Ýnsanýn tüm unuttuklarý bir defter vasýtasýyla önüne konulsaydý, ne olurdu dersiniz? |
|
191
|
|
|
|
Yürüyüþlerinden, endamlarýndan, edalarýndan alenen belli oluyordu. Tuhaf bir irkilmeyle, keyiflenmeye çalýþtýðý içkisini dudaklarýndan çekip acele barýn üstüne býraktý. |
|
192
|
|
|
|
Mucizeler ülkesi de denilebilir... Ülkemizden bahsediyorum. Bana herhangi bir ülke gösterin ki, bizim sabredebildiklerimize katlanabilsin. |
|
193
|
|
|
|
- Güzel abim hadi iþine git. Uçaðýn plakasý mý olur? Gövdesinde rakamlar var ama onlarýn çoðu uçarken yerden görünmez. Sen benle kafa bulmuyorsun dimi? Kamera þakasý falan olmalý diye kýllanmaya baþladým. Etrafa bakýndým. Adamýn þapkasý, yabancýlar gibi yanlýþ tonlama ve yarým sözcüklerle konuþmasý zaten yetirince ilginçti.
- Seninle niye kafa bulayým. Ben sadece hakkýmý arýyorum.
- Seninle bu þekilde anlaþamayýz. Sen elbette hakkýný aramaya devam et. Beni mahkemeye ver örneðin.
|
|
194
|
|
|
|
Eros , gözyaþlarýndan baþladý mükemmele, bir kaç damla |
|
195
|
|
|
|
Ýste o görkemli gizemli bana kâbuslar yaþatan ya da rüyamda yaþatmýþ olan ya da neyse iþte o maðaranýn sonunda ki ýþýk görünüyordu. Hýzlandým ekip arkamdaydý.
‘’hadi patron az kaldý ‘’dedi Johns
Az kalmýþtý evet, ilk adýmýmý attým dýþarý, saatlerin ardýndan günýþýðý harikaydý. Daðýn bütün oksijeninin içime dolduðunu hissetmiþtim. Arkadaþlarda yanýma dizildiðinde þelalelin sesine karýþtý kutlamalar ve çýðlýklar.
|
|
196
|
|
|
|
'Hayatýmda öyle birþey olsun ki herþeye bakýþýmý deðiþtirsin ve beni birden olgunlaþtýrsýn' dediðiniz oldu mu hiç... |
|
197
|
|
198
|
|
|
|
Kurt bir Merotel’in Recep/siyon/ unda görev almaya kadar yükselmiþ. Siyon kardeþleri bunu baðýrlarýna basmýþlar ya gerisi kolay. Basamaklarý çifter çifter atlayarak yükselmiþ. Burada gelen evrak giden evrak, gelir gider, geçer gider iþin raconunu öðrenmiþ.
|
|
199
|
|
|
|
Karma Þehrin kaderinde bugün ne olduðunu kimse bilemez fakat Juneau’nun kaderi onun hiç de istemediði þekilde ilerliyordu.Dün gece yaþadýðý olaylarýn bir kabus olmasýný umarak uyandý yataðýnda ama kabus deðildi, hepsi de gerçekti yaþadýklarýnýn.O yaþadýðý tabloyu istemeyerek gözünün önüne getirdiðinde, gözlerinde yaþlar biriktiðini hissederek dikkatini baþka yöne vermeye çalýþtý. |
|
200
|
|
|
|
Juneau , þehrin en çok bu yönünü seviyordu . Koca þehrin her bir santiminde bir tarih yatýyordu . Bu sokaklardan ,caddelerden her geçiþinde kendini o zamanlarda yaþýyormuþ gibi hissediyor ve efil efil tarih kokan bu yerlerde bir süreliðine kendini kaybediyordu... |
|