Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Dün bir türlü ýsýnamayan havalar karþýsýnda mevsimlerin sanki dört deðil de üçe düþmüþ olduðunu düþündüm. Kýþ kýþlýktan, bahar da baharlýktan vazgeçmemiþti bir türlü. Havada kýrlangýçlarýn can yakan çýðlýklarý asýlýydý. Her yaðmur öncesinde sürüyle alçaktan uçuþan kara kargalarýn akortsuz seslerini bastýrýyordu kýrlangýçlarýn þen sesleri. Kuzeye doðru hýzla ilerleyen yaðmur bulutlarýný izledim bir süre. Kazdaðlarýnýn zirvelerinde küme halinde toplanýyorlardý. Belli ki, göknarlar ve zeytin aðaçlarý suya hasrettiler. Haziran ayý, kendi sýcaklýðýný unutmuþtu. Sarý ayazýn serinliði deðildi tenimde diken açtýran. Neredeyse yazýn sonu gelmiþ, ama bahardan çýkamamýþtý Sarýkýzýmýz Haziran. Oysa bir kaç gün sonra elinden alýnacak aylýk nöbetine, devriye turuna çýkacak Temmuz-dan eser yoktu. Gece sokak kapýsýný kapamayý unutmuþuz. Bunu ancak sabah yürüyüþüne çýkmadan önce farkettim. Ýçim üþüdü o an."Ya hýrsýz gelseydi" diye endiþeyle kapýyý, dikkatle inceledim. Birinci kata inince beni peþisýra sürükleyen endiþeli düþünceden uzaklaþmýþtým. Nedeniyse; koca kýþ beslediðimiz sokak köpeklerinin her biri merdiven basamaklarýna sere serpe yatmýþlardý. Aþaðýdaki komþum bu halime tanýk olunca "Geceleri yerleþiyorlar, size gelen yandýlar, vallahi yukarý çýkamazlar." Komþumun bu sözleri hoþuma gitmiþti. Kahkahalarýmý duyan eþim "neden güldün" diye seslendi yukarýdan. Sesimdeki neþe hala devam ediyordu: "Bremenin Mýzýkacýlarýnýn üzerlerinden atlayarak iniyorum." Aklýma yan komþumun evine giren hýrsýzlýk vakasý gelmiþti: ...Hýrsýz açýk býrakýlan balkon kapýsýndan bir güzel giriþ yapmýþ. Elindeki uyku spreyini yedi kiþilik aileye sýkmýþ. Tabi herkes horul horul uyuklarken hýrsýz bir güzel evi kolaçan etmiþ. Daha sonra da hem cüzdanlarý boþaltmýþ hemde iki aracýn anahtarýný alýp, dýþarýdaki iki araçla birlikte sýrra-kadem basmýþlar. Ýkinci bir komþu hýrsýzlýk vakasý da daha ilginçti:Hýrsýzlar mý desem hýrsýz mý ama bu bir kiþinin uygulayacaðý bir iþ olamazdý. ...Hýrsýz bir þekilde eve giriyor ve yine sprey sýkýyor evdekilere. Sonrasý malum...evde ne var ne yok çalýyorlar. Ama iþin içinde de filimlere konu olacak bir olay yaþanýyor; alt katýndaki hýrsýzlýk vakasýný komþum þu þekilde aktarýyor bana: "...Hýrsýzlar iki daireye girmiþler. Her iki daireyi bir güzel soyduktan sonra, uyuttuklarý karý-kocalarýn eþlerini yanlarýndan almýþlar ve deðiþtirmiþler. Hatta deðiþtirdikleri eþleri de soyup býrakmýþlar yabancý yataklara. Sabah uyanan eþler, bakmýþlar ki yanlarýnda yatan komþu kadýnlarý var, hem de anadan doðma. Eyvah, bu ne rezillik!" Bir süre sonra da evlerinin de soyulduðunu anlayýnca durumu polise bildirmiþler. Lakin hýrsýzlýk vakasý, evlerdeki dengeyi de bozmuþ. Eþlerin deðiþimi, birbirlerine olan güvenleri de bozmuþ, mahkemeye boþanma davasý için baþ vurmuþlar. Güven duygularýmýz, bu kadar çabuk mu tüketiyoruz, bozuyoruz? Kendi kendime söylendim: "Acaba Deðiþen zaman mýydý, mevsimler miydi hala anlamýþ deðilim," ama insanlarýn deðiþtiðine kesin inanýyorum. Düþlerin aðýrlaþmýþ terazilerinde, birlikte soluyoruz mevsimleri, ama içimizde nedense toprak örtüyoruz dýþ dünyadakilere karþý. Bakýþlarým telaþlý kýrlangýçlara yöneldi yeniden: bir kaçý minik alaca gagalarýyla hala Zeytinli Çayýnýn en sýð ve batak kýyýsýna dokunuyor, sonra yuvasýna doðru havalanýyordu. Onlarýn bir inþaat mühendisi gibi saðlam yaptýklarý yuvalarý kýþýn hiç boþ kalmýyordu, çünkü güz baþýnda taþýnan serçeler onlarýn yuvalarýný hor kullanýyor, hatta bir kaç yerlerini kýrmýþlar bile...Yaz baþlamadan eski yuvalarýna dönüþ yapan kýrlangýçlar, iþgal edilmiþ yuvalarýný yeniden onarmaktan yorulmuyorlar.Doðada bile adaletin terazisi þaþýyor demek. Deðiþim neden kötüye doðru gitmekte? Ben bunlarý soluklarken kulaðýma tatlý bir melodi gibi geçen gün bir videodan izleyip de dinlediðim Ýspanyol Þair Gustavo Adolfo Becquer ait "O Kara Kýrlangýçlar" adlý þiiri çalýndý kulaklarýma. Lirik akan ýrmak gibiydi, öyle anlamlý ve öyle hoþtu ki, dizeler... "...O kara kýrlangýçlar dönecek Balkonuna yuvalarýný asmaya, Ve oynaþýrlarken, kanatlarý yeniden Çarpacak camlarýna; Ama senin güzelliðinle benim mutluluðumu Seyretmek için uçuþlarýna ara verenler, Hani adlarýmýzý da bilenler… Ýþte onlar…dönmeyecekler! Bahçendeki o gür hanýmelleri dönecek Duvarlara týrmanmak için, Ve daha güzel kokularla yeniden Açacaklar akþamleyin; Ama kýraðý çalýp da donanlar, Günün gözyaþlarý gibi, üzerinden Titreyen çið tanecikleri dökülenler… Ýþte onlar…dönmeyecekler! O yakan sevda sözleri dönmeyecek Kulaklarýnda çýnlayarak; Ve kalbin uyanacak yeniden O derin uykusundan; Ama Tanrýnýn huzurunda diz çökmüþ, Sessizce yakaran insanlar gibi, Týpký benim seni sevdiðim gibi…hiç kimse Seni bir daha öyle sevmeyecek!" Þiirin son mýsrasý hangi yüreðe hüzün bulutlarýný yüklemez ki... Uzun bir süre gökyüzünden ayýrmadým gözlerimi, bir yaðmur damlasý içince tenim, terastan ayrýlmak zorunda kaldým. Az sonra saðanak baþlar, dedim kendimce. Niobe'nin gözyaþlarý kadar hüzünlü bir baþka kuþ öyküsüne yolcu oldu düþüncelerim: "...Pers mitolojisinde adý sýklýkla geçen Butimar bir efsanevi bir kuþtur. Genelde bedeninin su gereksinmesini denizden karþýlarmýþ. Denize olan hayranlýðý ve sevgisi o kadar fazlaymýþ ki, her gün deniz kýyýsýna konar, tek baþýna saatlerce denizi gözleriyle severmiþ. Ama bu anlarýnda içine doluþan kuþkulara da bir tülü engel olamazmýþ. Çünkü denizin bir gün kuruyup, yok olacaðýndan korkarmýþ.Ýþte bu nedenledir ki artýk su içmez olmuþ. Hikayelerin sonu hep ya ayrýlýkla bitermiþ ya da ölümle. Mitolojik Kuþ Butimar sonunda susuzluktan ölmüþ..." Aþk da öyle deðil mi? Sevgiye kanamadýðý zaman yüreði terkediyor, ve ölümden beter bir ayrýlýða yürek yasýný sürdürüyor. Ve aþk gece yarýsý ormanlarýnda iki alev halinde sürdürüyor ebedi varlýðýný. Hayat bu, deðil mi? Ateþten yollarýný döþüyor insanýn ayaklarýna doðru... Ateþ üstünde yürümek hiç de kolay olmuyor. Baþarana kadar... Sevgi ve Saygýyla Emine PÝÞÝREN Edremit-Akçay
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |