Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Hülya adlı kızdan önce mi olmuş tu? Hatırlayamıyorum.o gün hülya yı vurduğumu biliyorum sadece.beni aldattığına inandım hülya nın.gerçek neredeydi? Sapla zamanı birbirine karıştırdım.hülya yı öldürdüm ben.kelebek bıçağını sustalıya tercih ettim.hülya da beni başka birisine tercih etseydi diyorum.tersi olmuştu.hayatı ters yönden baltalamıyor muyuz zaten? Hülya yı vurduktan sonra; ki öldüğünden kesinlikle emin değilim; bara gittim.bizim çocuklar oradaydılar.emin ağabeyi eskiden beri severim.başka kim vardı? Dursun,Nihal,Salih,İlyas,iki tane de kız vardı.tane tane gözlerine bakıyordum kızların.hemen masaya oturdum.barın sahibi ismet hoca kasa hesabini karıştırıyordu ve onun kafası her zaman karışıktı.hülyanın öldüğüne emin değildim.kanatlarım üzerinde yanlış ifadelerle dolu kan damlaları var.tanımamalıydım seni rüya.ben kabus ile arkadaşlık ettim yıllarca.rüya sen benim kabusum olmaya özendin.çok özenticisin! Neyse,konudan kopmayalım.kızların biri hemen kalktı.narin ve hoş bir vücudu vardı.”ilk hedefim güzel vücutlardı” her zaman da böyle olmuştur.diğer kızın vücudunu henüz görmemiştim.geleneksel pipomu yaktım ve gözlüğümü düzelttim.masada felsefe yapmaya başladım.hayatı ters yönden baltalamaya başladım.diğer kızın adı Nuray dı.nihal ve dursun kendi aralarında fısıldaşıyorlardı.salih ve İlyas ın beni dinlemediğine yaşım gibi emindim.emin abi ise bardaki diğer narin vücutları kesiyordu.gözleri sustalı gibi kesen emin ağabeyin kesişi beni elbette ilgilendirmezdi.ben bir kelebektim ve nuray’ın gözlerinde kozamdan çıkma hazırlığına girişmiştim.nuray bana bakıp gülümsüyordu.bir katili sevecek kadar saf bir miydi? Tam bana göre. Ah! Ben seni niye tanıdım rüya? Sevgilin olamam ben..salih ve murat izin isteyip masadan kalktılar.ilyas, ”yarın erken geleceksin unutma” dedi.zaten kendisi otoriter bir bozukluktur.”ha!” dedim.defoldu gitti.iyi ki bana bir iş ayarladın dostum!ne işi olurdu ya! Ben işletme mezunu bir ressamdım.git muhasebecilik yap! olur mu? Hülyadan önce tanıdığım rüya yı bu ressamlık tartışmasından ötürü kelebeklemiştim.inanmazsanız inanmayın! Hayat belirsizlik yüklü bulutlardan oluşur.bu bulutlar birbiriyle çarpışır ve ortaya çıkan şimşekler bize düzenle iyi geçinmeyi öğretir.bize işletmeci,profesör,endüstri mühendisi,bar patronu,müteahhit olmayı öğretir.bunda usanmazlar..rüya da böyle bir şimşeğin çakmasıyla yerle bir olmuştu.onun şimşeği çaksaydı ben ölecektim.şans meselesi bu.yaşamak için öldür.hülya yı bir erkekle gördüğüm gün bir bunaltıya saplanmıştım.rüya yı bir otobüsün içinde gördüğümü zannettim.sonra bayıldım.ayılmadan önce beynimin benden dışarıda olduğuna yemin edebilirdim.ayıldıktan sonra bile bunu iddia ettim bir süre.öyle bir bulantı,rüya ve kabus.orgazm olurken bile düştüğümü hissediyorum.beni yaralamayacak bir orgazm yaşanabilir mi acaba..Nuray? Onu gitgide daha fazla merak edyordum.gitgide daha çekici geliyordu.herkes kalkmıştı masadan ve bir o kalmıştı yanımda ve bir o bilmiyordu benim felsefi atıklarımı.nuray ı bir koza içine hapsetmeyi şiddetle istiyordum ve emin abi bir kızı inceden götürüyordu.dünya bizim için sadakatsiz bir yerdi.uygun bir gezegen aramalıydık belki.halbuki yaşam içinde ortaya çıkmayan tuhaf renkler de vardı.o gün gerçekten de hem hülya yı hem rüya yı görmüştüm.ama gerçekçiliğe kapılmış bünyem beni sadece ilkine inandırdı.işte hep böyle devam ediyorduk bir şeylere.katillik bile insanı susatmıyordu.tenimde garip bir yük vardı.bir an için kendimi ikinci dünya savaşının ortasında bulmuştum bu akşam.nikolay ivanoviç nekrasov adında bir teğmendim.st.petersburg yanıyordu benimle birlikte.ben uçuyordum almanlar geri çekiliyordu.nuray da da buna benzemeyen tuhaf bir geri çekilme izlenimi edinmiştim.hala konuşuyordum.nuray da dinliyordu beni.emin abi kendinden emin bir şekilde kızı alıp çıkıyordu.bende bir hedef şekilleniyordu.evet,hayat belirsiz izlerden oluşur.nuray ı bir inceden götürecektim.yarın da o adi işe gitmeyecektim.nuray ı öldürmek istemiyordum şimdilik.yo! hayır! Onu hiçbir zaman öldürmek istemiyordum.bir bira daha söyledim.nuray “boşver,kalkalım” dedi.kabul ettim.dışarı çıktık.hava rüzgarlı ve oldukça serindi.klasik bir şekilde “üşüyorsan ceketimi vereyim mi?” demeyi düşündüm Nuray a.saçmalık! benden daha kalın giyinmişti.caddeyi sonlamadan elini tuttum,itiraz etmedi.gülümsüyordu.şans meselesi,yaşamak için atla.kanatların üzerinde artı yüklü bulutlar.ruh orgazmı,can çekişen onca mantıksızlık üzeri örtülü.balkanlardan gelen son dalga.üşütücü,aynı zamanda ısıtıcı.sımsıcak bir el.avucum terlemişti.paradoksal niyetimin küçük bir hatası vardı.şerit değiştirme hatası.gökyüzünün lastik değiştirdiği bir ortamda dünya da arabanın yağını koymayı unutmuştu.herşeyin ne önemi vardı? Önemli olan belki de bir tutkunun varlığıydı.”sevgi emektir” diyen manzaralara çoktan dekoder koymuşlardı.yaşamaktan bıktıkça daha fazla boşalan çoğul bir yanımız var.yan iki batıyordu.hem de ne batış.yan üçe ne demeli? Yaşlı bir vazgeçiş..kendimi kısa zamanda bulutlarda buluyordum.sanki on kez soluk alıp veriyordum.sadece on kez ve sanki on defa boşalıyordum.nuray la çılgınca diye tabir edilen bir sevişme yaşıyorduk.dudaklarımı bırakmıyordu.buna karşılık bacaklarını sıkıyordum.evet, bir katili seven saf bir hali vardı.hayır! şaşırmayın yanılgıma.yanılmak benim yükleme haddimi belirler her zaman.emin abi nasıl yanılıyordu acaba.kendimi bir regl denizinde hissettim aniden.sevişmeye bıkmıştım artık.doygunluk reaksiyonu.zoraki ayrıldı Nuray.gözlerimizle birbirimizi hareketsiz şekilde süzüyorduk.bu karanlık sokağa giren bir abranın gürültüsü bile bu anı bozamıyordu.içimde bir öldürme isteği yoktu.nuray gülüyordu.tekrar ona sokuldum.niyetim bu sefer sadece sarılmaktı.benim adım hiçbirşeydi.aniden karnımda hiçbirşey kadar bir sızı duydum.nuray gülüyordu yüzüme bakıp.teminkinin aynını yapıyordu.şaşkınca geri çekildim.karadul örümceği de beni takip ediyor,ne yaparsam o da yapıyordu.karadul şöyle diyordu “bıçagımı alabilirmiyim?” “hayır” diyerek kaçmaya başladım.karnımda bir bıçakla paslı paslı koşuyordum.ben bir muhasebeciydim.bıçak muhasebesi yapardım.ah rüya sen benim kabusum musun? Ey hayat! Beni ters yönden baltalıyorsun.bak yine çarpıyor kalbim.fırıldak bir gökyüzü.hadi koş benimle.hayatım indirimde..nuray beni örümcek ağlarıyla yakalıyordu ve beni yine öpüyordu.kurtulmaya çalışıyordum hiçbirşeycesine.her yanıma kollarını atıp beni hapsediyordu.her tarafım kanıyordu.yavaş yavaş bayılıyordum.caddeden bir korna sesi geliyor ve kulaklarımı kesiyordu.bağırmaya çalışıyordum,bağıramıyordum.gözlerim hafiften aralanıyordu bir merdiven yukarı çıkıyordum.artık örümcek yanımda değildi.ben inanmıyordum.hareket ettiğime inanamıyordum.kapıyı şiddetle çaldım.hülya karşımda durmuş gülüyordu.bana sarıldı.hülya nın elbisesi kan içindeydi.sadece tek bir şey söylüyordu bana. “çıldırmak için güzel bir gün!” “rüya ben kötü bir ressam değilim.yeter artık!lütfen kes şu alaylarını!” karnımda bir kelebek vardı.bulutlar belirsizlik yüklüydü.bir gezegende”şans meselesi” adında bir teoriyle uğraşıldığını ve oraya gideceğimi yaşım gibi biliyordum.ölüm gerçekten taze kokuyordu… “rüya,yeter!!!”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © selim koç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |