Bilge kişi her şeye şaşan kişidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Öyle, dönme ihtimalini de canlı tutmaya meyilli, mazeretler üretmeyeceksin, yani kancıkça gitmeyeceksin. Neyin varsa tıkacaksın çuvalının içine, sırtlayacaksın, sonra da defolup gideceksin! Arkanda hiçbir şeyini bırakmayacaksın. Dönmek için bahane edebileceğin bir iğnen bile kalmayacak geride. Hele hele, söylemeyi unuttuğun bir lafın hiç olmayacak. İçini boşaltacaksın konuşabildiğince, sonra da susacaksın ve gideceksin. Bir daha da laf etmeyeceksin. “Ben çok gördüm, ayrıldığı insanla yaşamış oldukları cinsellikleri, bire on katarak anlatanları. Öyle, ben bu kızı şöyle öptüm, böyle kokladım, diyerek övünmeyeceksin köşebaşı sohbetlerinizde arkadaşlarına! Delikanlı olacaksın! Yaşadıklarınızı, delikanlıca haznmedeceksin, kapatacaksın!” Terk ediyorsan, arkana bakmadan gideceksin; adam gibi. Öyle, dönme ihtimalini de canlı tutmaya meyilli, özlemler üretmeyeceksin, yani hiçbir pişmanlık duymayacaksın. Ne kadar özlemek ihtimalin varsa, gömeceksin kalbine, sonra da defolup gideceksin! Kafanda özleme dair hiçbir şey bırakmayacaksın. Sileceksin geçmişi Geçmişe ait her şeyi unutacaksın; tüm kazanımlarını, Kazanabileceklerini, kaybetmek istemeyeceklerini, kaybetmediklerini… Özlemi hissettiğin an, hemen başka meşkaleler bulup üstünü bastıracaksın. Ayrıldın mı, şiirler yazmayacaksın ayrılığa dair, çünkü en çok onlar kederlenmene sebep olurlar. Dönmek için bahane edebileceğin bir anı bile kalmayacak kafanda. Büyük ayrılacaksın, büyük, adımların büyük olacak giderken, hiç duraklamadan gidecekler, mesafeler uçsuz bucaksız … Hiçbir anı, hiçbir dostluk, hiçbir iş kesiştirmeyecek yolları. Telefondan mesajlar, numaralar silinecek. Yanlışlıkla basmışım, gibi aptalca mazeretlerle sesini duymaya çalışmayacaksın. Ya da, falan işim için buradan geçiyordum da, gibi mazeretlerle karşısına çıkıp komik düşürmeyeceksin kendini. Gittin madem ki, sözün ayaklarına geçecek, etrafında dolanıp durmayacaklar... Bir gittin mi, bir daha aramayacaksın! Ayrılık kolay değildir öyle, ben gidiyorum diyerek gitmekle ayrılık olmaz; daha dur bakalım, dolu dolu yaşayacaksın ayrılığı, çilingir sofrasını kurup da rakını yudumlarken, bir şarkı söyleyerek sana eşlik eden olmayacak, yüreğinde bir boşluk olduğunu göreceksin, göz yaşların dolduracak o boşluğu yüreğine akarak. Yatağa girerken gün doğmuş olacak. Yatağının öbür yarısındaki boşluk kocaman görünecek gözlerine; oysa ki, sığışamazdık da, yer kavgası yapardık itiş, kakış, diye anımsayacaksın eskiyi. Uyandığında karnını doyurmak için hazırladığın masaya, farkında olmadan çifft kişilik servis açacaksın. Göz yaşların onun servis tabağında birikecek... Susacaksın, bağrına taş basıp, koyuvermeyeceksin öyle kendini. Terk eden sendin madem ki, erkekliğe bok sürmeyeceksin! Hakkını vereceksin… Ve gurur duyacaksın kendinle yıkılmadığın, ayakta kaldığın için… Evet, ayrıldın mı, büyük ayrılacaksın, büyük! *
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |