Dediðini de yapmýþ, tutmuþ kýzýnýn elinden getirmiþ Cafer Aga'nýn evine. Böylece evlenmiþ sayýlmýþlar; tabii ne nikah ne düðün filan var.... Karýsý Serpil, haylazýn biri çýkmýþ. Ev iþlerini üstün körü yaparmýþ, bazen bir tas çorba bazen de bir tabak yemek çýkarýrmýþ Cafer Aga'nýn önüne. Geri kalan zamanýnda mahallede gezer tozar, onunla bununla kavga edermiþ. Çingene kadýnlarýnýn kavgasý bol küfürlü olur, saç baþ yolma ile ya da bir müzik sesi ile bitermiþ. Az önce birbirlerine saldýran kadýnlar müzik sesi duyunca kavgalarý býçakla keser gibi kesilirmiþ, kahkahalar atarak müziðin olduðu tarafa doðru koþtururlarmýþ.
     Serpil ile olan evliliði Cafer Aga'nýn dört yýl sürmüþ. Bir gün Menekþe bacý kýzýný getirdiði gibi çekip almýþ Cafer Aga'nýn elinden ve götürmüþ. Tekrar satmýþ baþkasýna. Kime mi? Serpil'in eski kocasýna.
     Cafer Aga,
     -O gacýlarýn ikisi de oruspu. Serpil de anasý da. Hele o anasý olacak gacý var ya, o Menekþe var ya sipali için yapmayacaðý yok, kendini de satar. Ona bir mariz atsaydým bari, diye etrafýndakilere günlerce anlatmýþ, dert yanmýþ.
     Cafer Aga, altý-yedi sene evlenmemiþ. Sonra birileri aklýna girmiþ, devreye Pembe bacýyý sokmuþlar. Pembe bacý da Menekþe bacý gibi kýzý Bahtiyar'ý onunla bununla evlendiren daha doðrusu satan bir kadýnmýþ. Cafer Aga'dan önceki kadar olmasa bile gene önemli miktarda bir para çýkmýþ bu evlilik iþi için. Düðün, nikah gene yok.
     Bahtiyar hem çok güzelmiþ hem de çok hamarat. Yemek yapar, çamaþýr yýkar hatta evi sýk sýk siler süpürürmüþ. Dýþarý çýkmaz, konuya komþuya arada sýrada uðrarmýþ. Zamanýný evde geçirmekten hoþlanýrmýþ. Cafer Aga, Bahtiyar'a aþýk olmuþ. Bir dediðini iki etmemeye gayret ediyormuþ. Evlendiklerinden bir ay sonra Bahtiyar hamile kalýnca Cafer Aga çok sevinmiþ, artacak masraflarý karþýlamak için Davulcu Þükrü'nün bulduðu iþlerden baþka kendinin bulduðu gündüzkü iþlere de gitmeye baþlamýþ. Geleceðe yönelik hayaller kuruyor, planlar yapýyormuþ. Eski püskü bir pikap alacak kadar para biriktirecek, o da Davulcu Þükrü gibi organizatörlüðe baþlayacak; ama klarnet çalmaya devam edecekti. Doðacak çocuðu erkek olursa onu meþhur bir sanatçý yapmak için her türlü fedakarlýða katlanacaktý. Oðlunun kendi gibi yokluk içinde yaþamasýný istemiyordu. Hayallerinin içinde karýsýna da bulunduðu büyük vaatler vardý. Elbiseler, takýlar, yiyecekler, daha güzel bir ev...
     Hayallerini karýsýna anlatýyor, o da bu hayallere katýlýyor ve kocasýný teþvik ediyordu.
(Devam edecek...)