..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




28 Kasım 2017
Köpeğin Adı Badi - 73  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Televizyonda savaş filmi izliyoruz. Tüfekler ateşleniyor, toplar atılıyor, bombalar patlatılıyor, yerden havaya toprak fışkırıyor, askerler savruluyor, düşüyor ve ölüyor. Parçalanmış insan vücutları, tahrip edilmiş askeri araçlar, yerle bir edilmiş binalar, devrilmiş ve yanmış ağaçlar... İ


:ICF:
     Doktor'un evi bizimkinin yukarısında kalıyor, yakın sayılır, yürüyerek yarım saat ya çeker ya çekmez, yeni yapılan yani henüz inşa halinde bir bina var, onun karşısında. Oraları çok iyi bilirim, her gün olmasa bile iki günde bir dolaştığım yerlerdir. Ben dışarda iken birkaç defa arabası ile bizim evin önünden geçerken gördüm onu. Hemen saklandım, geçirdiğim kazadan sonra otomobillerden bilhassa beyaz renkli olanlardan çekiniyorum. Hele sürücüsü Doktor'sa!
     Bir ara sık sık Doktor'un evinin oraya gitmeye başladım. Bir yerlere gizlenip saatlerce evi gözetledim. Neden böyle yaptığımı açıklayamıyorum, benim irademin dışında cereyan eden bir olay. Engel olmak elimden gelmiyor. Bu kadar sık oraya gittim de ne buldum ya da ne gördüm? Hiçbir şey. Sadece birkaç defa evinden çıkıp arabasına binip giden Doktor'un sıradan görüntüleri... Ne görmek istiyordum da göremedim diye sorunca, moralim bozuluyor? Bu adam hakkındaki şüphelerim beni rahatsız ediyor; bazen de akla hayale gelmeyecek şeyler uyduruyorum zihnimde:
     “Bu adamın evi adeta bir mezbaha. Her taraf kesilmiş, parçalanmış insan ve hayvan cesedi dolu. Yerler kan içinde. Doktor, bir elinde neşter habire kesiyor, kestiklerini bir poşetin içine dolduruyor. Daha kesilmeyi bekleyen kafes içine kapatılmış onlarca hayvan ve bir odaya hapsedilmiş birkaç insan da var. Kestiği ve keseceği hayvanların hepsi de köpek. Neden? Çünkü adam azılı bir köpek düşmanı...”
     Televizyonda savaş filmi izliyoruz. Tüfekler ateşleniyor, toplar atılıyor, bombalar patlatılıyor, yerden havaya toprak fışkırıyor, askerler savruluyor, düşüyor ve ölüyor. Parçalanmış insan vücutları, tahrip edilmiş askeri araçlar, yerle bir edilmiş binalar, devrilmiş ve yanmış ağaçlar... İnsanların ve binaların üzerine bomba yağdıran uçaklar, sahilden askeri siperleri ve yerleşim yerlerini bombalayan zırhlı savaş gemileri.
     Konusu da var: Savaştan önce savaşın aleyhinde olan genç bir adam askere alınır; tabii rızası dışında. Geride bıraktığı ailesi, arkadaşları, akrabaları ve bir sevgilisi vardır. Onlardan ayrılmak çok zor olsa da gitmek zorundadır; aksi durumda vatan haini ilan edilip kurşuna dizilebilir. Aynı genç adam savaşa gidince tam yüz seksen derece değişir. Savaşı çok sevmiştir, düşmanları öldürmekten zevk alır olmuştur. Korkusuzdur, saldırgandır, ataktır; her an değişik bir heyecan yaşamaktadır. Öldürdükleri yalnız askerler değildir; sivil insanlar da vardır. Kısacası kendi cinsine karşı acımasız bir insan, bir canavar olup çıkmıştır.
     Filmin en heyecanlı yerinde Kenan Baba:
     -Badi arkadaşım, bu gece Doktor'un evinde toplanıyoruz. Sen de gelmek ister misin?
     Ben Doktor'un evine mi gideceğim. Yok canım, olur mu öyle şey! Diyelim ki gittim, Doktor beni hiç ister mi? Görür görmez daha kapıdayken kovar. Haydi gene diyelim ki Kenan Baba'nın hatırına kovmadı, orada bana huzur verir mi? Hiçbir şey yapmasa bile, bakışlarıyla beni çileden çıkarır, taciz eder. O nedenle bu teklif karşısında suratımı öyle bir asmışım ki:
     -Tamam canım, hemen kızma. İstemiyorsan gelme! Öyleyse sen filmini izlemeye devam et, yani kulubene gitme, ben dönünce gidersin, dedi.
     Bütün geceyi tek başıma geçirecektim. Önce filmi izledim. Filmin sonunda savaşta canavarlaşan o asker barıştan sonra sivil hayata döndüğünde uyum sağlayamıyor ve bir akıl hastanesine kapatılıyor.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın 1. bölüm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeğin Adı Badi - 80 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuş - 48 (Son Bölüm)

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ücretsiz Kitap Dağıtabileceğim İstanbul’da Bir Mekan Arıyorum
Bir Edebiyatçı Gözüyle Mağaranın Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Mağaranın Kamburu – Yorum: 6
Mağaranın Kamburu
Bir Romanın Anatomisi: Mağaranın Kamburu
Bir Anı Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasıl Yazardı?
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 2
Mağaranın Kamburu Romanına Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleştirileri - 3

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.