Çok zaman önce değil, merak etmeyin. Bundan on beş yirmi sene önce, nohut oda bakla sofa evlerimiz varken, biz komşularımızla balkondan balkona sohbet ederdik... Hem de ne sohbetler... Milleti, komşuları çekiştirip dururduk...


- Huuuu komşu kıııız Ayten Ablaaaaa açsana camı azıcık...
- Geldim kız geldim patlama hemencecik
- Duydun mu kız Hasibe'nin oğlanla Necla'nın kızı iki arada bir derede işi pişirmişler ben de Türkan'dan duydumdu...
- Ne pişirmişler kız birlikte börek mi kek mi yapıyorlarmış?
- Yok kız yok, yakında nişanlanıyorlarmış. Senin anlayacağın mercimeği fırına vermişler kız abla...
- Yapma kız son zamanlarda çok samimiydiler ben anlamıştım zaten.
- Neyi anlamıştın abla atma, bal gibi hiç birimiz anlamadık. Hele de sen, senden kaçmazdı bir dolu şey hani bu mahallede?
- Kız yavaş konuş, sabah sabah komşuları uyandırmayalım...


Böyleyken böyleydi yirmi sene öncesinde mahallelerimizin halleri...

Bir de üçüncü dördüncü kattan aşağıya karşıda ki bakkal için sepet sarkıtır idik...


- Bakkal amca iki ekmek beş yumurta bir de gazete koyuver sepete...
- Tamam abla yolla sepeti...
- Yolluyorum. Yumurtalar kırık olmasın kız bakkal
- Yumurtalar kırık olsun da kalpler kırılmasın be abla değil mi ama?
- Öyle olsun bakkalcım...


Ev hanımları için öğlen yaklaştı mı yemek telaşı başlar. Çocuklar okula gidecektir bazı zaman...


- Komşu kız Kezban Abla çocukları gönderde okula, gel okkalı bir kahve içelim karşılıklı
- Olur kız olur, fal da bakcan ama
- Bakarız kız. Fal dediğin nedir ki uydur uydur söyle. Sanki bir şey mi var o güççücük fincanın içinde, kıyısına köşesinde...
- Öyle deme be abla seninkiler hep de çıkıyor...
- Öyle mi diyon kız.
- Öyle tabi geçen gün dediydin yakında seçim var diye, bak çıktı falda... İki büyük partiden biri iktidara gelir dedin vallahi geldi... Yaz geldi sıcaklar artar dedin billahi arttı... Bir hafta sonra bir yaşına daha gireceksin dedin vallahi girdim... Sen bunları nereden biliyon be abla?
- Biliyom dimi? Ehemme kem küm! Övünmek gibi olmasın da benim dedemin dedesinin dedesi de bu işleri yaparmış ta o zaman... Ta sarayda o zamanlar beşinci Abdülhamit mi altıncı Abdülhamit mi ne onun falcı başıymış büyük büyük dedem...
- Hangi zaman abla?
- Ay ne bileyim işte o zaman, bir zaman... Say ki sütler kaymak bağladığı zaman...


Bir araya gelinir kahveler yanında sigara ile höpürdetilerek içilir...


- Abla kız akşam ne oldu o Turabi'nin hali öyle?
- Ay ne bileyim ben kız, ben onu mu seyrediyorum?
- Ne seyrediyorsun abla Turabi'den başka seyredilecek ne var ki?
- Olmaz mı kız olmaz mı kültür dolu ne programlar var.
- Neymiş onlar?
- Duymayan kalmasın var. Eskiden televole vardı, kaynanam olur musun vardı kaldırdılar bir dolu kültürden olduk. Kaldırılır mı böyle yararlı programlar kız. Bunlarda bir şey bilmiyor. Evlere Şenlik var var da var...
- Kız abla sen de başından ayağına kadar kültür doluyorsun kültür soluyorsun bravo vallahi sana. İmreniyorum bak billahi...
- Çalış, seyret seninde olur kızım.
- Doğru diyon abla...


Kahveler içilir herkes evinin başına geçer yine...

Yine seslenmeler balkondan balkona dır. İkindi vakitlerinde...


- Abla kız huuuuuu sigara mı sen de mi unutmuşum?
- He vallahi kız unutmuşsun. İki tane içtim içinden helal et helal...
- Ne demek ablam iki sigaranın lafı mı olur?
- Olmaz dimi kız?
- Bizim oğlan da başlamış sigaraya kız abla bu yaşında
- Deme be deme...
- Babasına söylesem dayaktan gebertir de saklıyorum sır gibi. Nasılsa bir gün öğrenir...
- Söylemek kız babasına söyleme...
- O sanki içmedi gençken. Genç bunlar ayol. Arkadaşından görmüş tüttürmüş işte...
- Hadi işim var oyalama beni kız...