"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
- Yahu mirim geçen bizim arkadaşlardan üç beş tanesini yine masum bir yürüyüş yapanların üstüne fırlatmışlar, adamlar bir ağla, bir ağla gözlerinden yaş boşanmış billahi... - Ya ya ben de duydum dostum bende duydum, çok üzüldüm. - Hadi hainlerin çakalların üstüne atıyorlar da bizi bu etliye sütlüye karışmayanlara attıkları zaman hafakanlar basıyor billahi... - Bizi de kullanacakları atacakları zaman inşallah böyle masumların üstüne üstüne atmazlar. Hem vallahi hem de billahi kahrolurum dostum... - Ben de ben de... O arada göz yaşartıcı bombaların bulunduğu depoda, depo sorumlusu cep telefonundan televizyon izlemekte, haberlere bakmaktadır... Çin’de ki gösterilerde polis halkın üzerine tazyikli su sıktı ve göz yaşartıcı bombalar ile olaylara müdahale etti, çok sayıda göz altı var ... - Bak gördün mü arkadaşlarımızı fırlatı fırlatıvermiş çekik gözlüler insanların üzerine... - Ya ya sorma, çok üzülüyorum bu Çin’de insanlara yapılanlara... - Üzülmez mi, insan? Onlara da can taşıyorlar. Pek bir vahşi imiş bu çekik gözlülerde... - Hem göz yaşartıyor hem de ıslatıyorlar bu kış günü adamları, kadınları, çocukları... - İnsanlık bitmiş gibi orada... Depo Sorumlusunun cep telefonuna bu sefer de Fransa’daki olayların görüntüsü gelir. Eyfel Kulesinin o sessiz ve sakinliği ekrandan geçmektedir... Göz yaşartıcı bombalar yine aralarında fısıldaşmaya başlarlar... - Bak görüyor musun dostum. Fransız Polisi de göstericilerin üzerine bizim arkadaşlarımızın üçünü beşini fırlatıyor... - Evet, evet çok üzüldüm şimdi bu duruma. - Ben şahsen orada olmak istemezdim. - Bir de demokrasinin beşiği filan derlerdi bir zaman onlara. - Bir zaman öyleymişler... - Bak bak görüyor musun ekranda. Nasıl da acımadan fırlatıyorlar. - Millet de hüngür hüngür ağlıyor. Ağlamayıp da ne yapsın? - Üzülüyorum vallahi, insanların bizim yüzümüzden ağlamasına. - Bir de aşk acısından ağlıyorlarmış, bu erkekler ile kadınlar. - Hadi ya ondanda mı ağlıyorlarmış? - Evet, evet, ondan da ağlıyorlarmış. - İşte şimdi buna sevindim bak demek ki sadece biz ağlatmıyor muşuz insanları... Bir ara sessizlik olur. - O değil de dostum bu yakın zamanda bizi de buradan alıp kullanmaya kalkarlar ise halimiz haraptır harap diyeyim sana... - Ya sorma biz de bir iki insanın gözlerini yaşartacağız demektir. - Ben kimin yanına düşersem, dileğim odur ki o her kimse beni alıp hemen karşı tarafa fırlatsın. - Ben de ben de aynı fikirdeyim arkadaş. - Ne kötü ya bizim bu adımız. Göz Yaşartıcı Bomba. - Ne diyorum biliyor musun? Bir de insanları güldüren bir bomba yapsa insanoğlu, ne güzel olur değil mi? - Vallahi çok güzel olur çok. Kimse de ağlamaz, kah kah gülerler...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |