..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




28 Mayıs 2020
Kim Bir Milyon Psikopat Arasına Girmek İster  
Ahmet Zeytinci
Televizyonlarda yıllardır devam eden ''Kim Bir Milyon İster.'' adlı yarışmadan da esinlenerek, bizlerde formatı, içeriği farklı yeni ve değişik bir yarışma olan ''Kim Bir Milyon Psikopat Arasına Girmek İster.'' ile sizlerin huzurundayız... Sayın ve de pek muhterem, çok özel, hatta canımızdan çok da sevmediğimiz ama yine de değer verirken, versek mi vermesek mi diye çok kafa yorduğumuz, seyircilerimiz. Bilgi ve kültüre kesinlikle dayanmayan ve sizin manyaklıklarınızdan yola çıkarak yaptığımız ''Kim Bir Milyon Psikopat Arasına Girmek İster.'' adlı yarışma programına hoş geldiniz ya da gelmediniz, bu da yarışma sonunda belli olur... Bu yarışmada kesinlikle para ödülü olmayıp, bizlere psikopatlığını kanıtlayan yarışmacılarımıza yanaklarından ya da olmadı gıdılarından öpücük veriyoruz. O nedenle bunu bilin ve öyle katılın yarışmamıza, sonra yok kutumu açmadınız, yarı yarıya joker hakkımı kullandırtmadınız, uzmanına da soramadık gibi bahaneler ileri sürmeyiniz canlarım, ibibiklerim, hatta beynini yemişlerim ve dahi tahtası eksiklerim, çivisi çıkmışlarım... Eveeeeeeeeeet ilk yarışmacımızı alıyoruz sahneye...


:HFE:
Televizyonlarda yıllardır devam eden ''Kim Bir Milyon İster.'' adlı yarışmadan da esinlenerek, bizlerde formatı, içeriği farklı yeni ve değişik bir yarışma olan ''Kim Bir Milyon Psikopat Arasına Girmek İster.'' ile sizlerin huzurundayız... Sayın ve de pek muhterem, çok özel, hatta canımızdan çok da sevmediğimiz ama yine de değer verirken, versek mi vermesek mi diye çok kafa yorduğumuz, seyircilerimiz. Bilgi ve kültüre kesinlikle dayanmayan ve sizin manyaklıklarınızdan yola çıkarak yaptığımız ''Kim Bir Milyon Psikopat Arasına Girmek İster.'' adlı yarışma programına hoş geldiniz ya da gelmediniz, bu da yarışma sonunda belli olur... Bu yarışmada kesinlikle para ödülü olmayıp, bizlere psikopatlığını kanıtlayan yarışmacılarımıza yanaklarından ya da olmadı gıdılarından öpücük veriyoruz. O nedenle bunu bilin ve öyle katılın yarışmamıza, sonra yok kutumu açmadınız, yarı yarıya joker hakkımı kullandırtmadınız, uzmanına da soramadık gibi bahaneler ileri sürmeyiniz canlarım, ibibiklerim, hatta beynini yemişlerim ve dahi tahtası eksiklerim, çivisi çıkmışlarım... Eveeeeeeeeeet ilk yarışmacımızı alıyoruz sahneye...

- Zühtü Kafasıkırık hoş geldiniz.

- Hoş bulduk anadın mı

- Neyi anadım mı Zühtü Bey?

- Lafın gelişi canım anadın mı?

- Nasıl gelmiş öyle o laf?

- Biz de böyle yersen revani yemezsen tulumba, az yersen de emme basma tulumba...

- Hakikaten soy adınız gibi kırıksınız yaniiiiii...

- Ne sandın?

- Evet anlatın bakalım bir milyon psikopat arasına girmek için günümüze kadar neler yaptınız ve daha da sonra neler yapacaksınız?

- Vallahi geçenlerde gece gece yolda yürürken sokak lambasının ampulünün çok fazla ışık vermesi kafamı bozdu, çıktım direğe, ampule kafa atayım dedim. Çıktım da kafa attım, ama ampule bir şey olmadı benim kafam yarıldı. İndim direkten kafamın yarılmasına kafam bozuldu sen misin kırılan kafa dedim, gittim bir de duvara kafa attım. Bu sefer öbür tarafı da yarıldı... Doooğru hastanenin aciline gittim.

- Hemen diktiler mi başınızda ki kanayan yerleri?

- Dikiyorlardı diktirmedim. Baktım iğne ile ipliği yanlış tutuyorlar, olmaaaaaaz dikmeyin dedim.

- Sonraaaaaaaaa ne oldu?

- Bayılmışım. Ben bayılınca da dikmişler haspalar...

- Bu arada vücudunuzun bir çok yerinde de jilet izleri görüyorum.

- Doğrudur. Eskiden çok jiletlerdim kendimi de şimdi yapmıyorum artık.

- Ne güzel demek ki aklınız başınıza geldi.

- Yok, ondan değil şimdi ki jiletler kalitesiz güzel kesmiyorlar...

- Bıraktınız yani kendinizi kesmeyi...

- Tam bıraktım denemez, ara ara ekmek bıçağı ile bir de kıl testeresi ile kestiğim de oluyor.

- Müthişmiş siniz vallahi...

- Öyleyimdir huyum kurusun hatta ve dahi huyum ile beraber kanımda kurusun...

Şimdideeeeeeeee ikinci psikopat yarışmacımızı sahneye alıyoruuuuuz...

- Sayın Hüblettin Sayrık hoş gedliniz.

- Hoş bulduk efendim yalnız soy adım sayrık değil sıyrık...

- Tamam düzeltelim Sıyrık olsun. Zaten tipinizden de belli dişlileri sıyırdığınız...

- Biz ailecek sıyrığız efendim taaa üç göbek geriye gidersek bile bizim sülale, böyle sıyrık gelmiş sıyrık gidiyor. Hatta dedemin dedesinin dedesi, İkinci Abdülhamit'in sarayında baş sıyrıkçı imiş. Sonradan çok fazla sıyırdığı için görevden alıp Darülacezeye yatırmışlar. Ama durmamış oradan hemen kaçmış.

- Kaçmış mı efendim?

- Dedim ya işte kaçmış bir yerlere...

- Peki sizin bu bir milyon psikopat arasına girmek için gösterdiğiniz çabalarınız nelerdir. Bir de sizden dinleyelim...

- Geçen gün yatmışım. Gece gece vızzzzzzzzzzzzzzzz vızzzzzzzzzzzz ve de vızz oda da sivri sinekler uçuşmasın mı... Yaktım lambayı yakaladım bir tanesini yer misin yemez misin pasa dövüyorum. Hayır öldürmek de istemiyorum yazık hayvanata. Zaten bir iki haftalık ömürleri var, o da iyi bir pislik bulurlarsa... Bağırdım çağırdım sivri beye, sonra dayanamadım pencereyi açıp, salıverdim keratayı...

- Vay kerata vayyyyyyyy!

- Bir günde su üstünde yürüyeyim dedim salacakta, az kalsın boğuluyordum zor kurtardılar.

- Deniz üstünde yürünür mü hiç?

- Ne bileyim işte... Eskiden bizim Barbaros Hayrettin Paşanın Leventlerinin türküsü vardı ''Deniz üstünde yürürüz düşmanı arar buluruz.'' diye herhalde ona takıldı kafam. Onlar yürüyorsa ben niye yürümeyeyim, dedim ve denize adım atar atmaz cumburlop suyun dibine... Çok da su yuttum tuzlu tuzlu... Sonra eve gidince bir güzel kustum o tuzları, bir müddet ev de tuza para vermedik, deniz tuzu ile idare ettik...

- Vay be siz neymişsiniz?

- Evet evet bir ara onu da yaptım?

- Ne yaptınız anlamadım?

- Ney olmaya karar verdim.

- Ney oldunuz?

- Oldum işte ney oldum. Rüyama bir ak sakallı dede geldi ''Evladım sen bundan sonra hayatını Ney olarak sürdüreceksin, gelen üfleyecek giden üfleyecek sana.'' dedi...

- Üflediler mi peki?

- Vallahi zaman zaman gelip üflüyorlar.

- Siz ne yapıyorsunuz bu durumda?

- Ben de çok üflemeyin hasta olacağım deyince, hepsi birden kayboluyorlar...

- Hmmmmm! İlginçmiş gerçekten.

- Ne dersiniz ben de bir milyon psikopat arasına girer miyim?

- Kuvvetle muhtemeldir...

Şimdideeeeeee yeni bir bayannnnn yarışmacımızı alıyoruz sahneyeeeeeeeeeeee...

- Sayın Bayan Çilem Erkekdüşmanı

- Bendeniz oluyorum abimmmm

- Soyadınız gibi erkeklere düşman mısınız?

- Hem de ne düşman. Erkekler beni gördü mü kaldırım, sokak, cadde değiştirir, hatta şehir ülke değiştirenler bile oldu...

- Biraz anlatın bakalım.

- Düşmanım abi, kadınlara, ben de dahil, iyi davranmayan erkeklere harbiden kıl tüy oluyorum. Çok kıllık ederlerse de o kılları yoluyorum...

- Peki hiç aşık olmadınız mı?

- Oldum oldum olmam mı? Ama şerefsiz sonra beni terk edip başka karıya kaçtı...

- Siz ne yaptınız?

- İkisini de bir otel odasında yakaladım.

- Amannnn öldürdüm demeyin sakın.

- Yok daha beterini yaptım.

- Sakat mı bıraktınızzzzzzzzzz yoksa...

- Daha beter daha beter...

- Eeee ne öyleyse...

- Fenerbahçe Marşı dinlettim ikisine de bangır bangır hem de, beni bırakıp kaçan manyak da sevgilisi de Cimbomluydu...

- Mahvolmuşlardır kim bilir nasıl? Siz marş çalarken onlar ne yaptı?

- Nasıl kahroldular nasıl görmeliydiniz...

- Evet gözümün önüne getirebiliyorum.

- Sonra bir de eski siyasilerin seçim mitinglerinde ki kasetlerini koydum videoya onları seyrettirdim, iyice dağıldılar...

- Bu da tam psikopat lığa yakışır bir davranış olmuş. Evet sizi de yerinize alalım. Bakalım bu işin sonu nereye varacak...

Tekraaaaaaaaar sahnedeyiz yeni bir yarışmacıylaaaaaaaaaaaa!

- Hoş geldiniz Sayın Settan Terelellim...

- Hoş gördük hoş...

- Puhaaa aaaa ne bu Terelellim nası bir soya adı...

- Efendim dedemin dedesi soya adı kanunu çıktığı zaman kaymakam bey köyleri dolaşıp herkese bir soy adı veriyormuş. O sırada da benim dedem ki salata yapmayı çok severmiş, yaptığı salataya tere sebzesini doğrarken, kaymakam da bunu görmüş, senin soy adın tere olsun demiş. Dedem de nüfus idaresine gidip de memur ne yazalım deyince tere diyeceğine dili sürçmüş, terelelli demiş, nüfusta ki memur da hemen yazmış, olmuş bizim soy adı terelelli...

- Anlatın bakalım sizin en patlık, aman işte psikopatlıklarınız arasında ne var?

- Geçenlerde sünger avcılığı yapayım dedim.

- Hmmm denizden sünger çıkartacaktınız yani...

- Yok efendim komşuların bahçeye çıkardıkları sünger yatakların içinde ki süngerleri çıkartıp koklamayı çok seviyorum. Tam çıkarttım süngeri, kadın süpürge ile üstüme saldırmasın mı? Bana bir daldı yer misin yemez misin... Canımı zor kurtardım.

- Koklaya bildiniz mi bari süngeri?

- Evet biraz koklayabilmiştim. Hayır bir de kokluyorum süngeri, başka süngerler de bizi niye koklamıyorsun diye bozuluyor...

- Kim bilir siz de daha ne psikopatlıklar vardır...

- Bir arada gözlük vidası sıkma krizine girmiştim.

- Hmmm çok ilginç. nasıl oluyor ki bu?

- Yanıma bir gözlüklü adam gelmeye görsün, hemen gözlüğünüz kirlenmiş deyip, elinden alıyorum, cebimden çıkardığım ufak tornavida ile gözlüğünün vidalarını sıkıştırıyorum.

- İyi de ne geçiyor elinize böyle yapmakla?

- Hiiiç spor olsun, maksat psikopatlığımıza zeval gelmesin...

- Açıldınız bayağı daha neler neler var siz de kim bilir?

- Bir günde arkadaşlar ile karateye tekvandoya filan gidiyoruz.

- Ne güzel spor da yaptınız demek ki bu kafayla?

- Yaptık tabi, hem de ne yapma... Çakmağı aldım elime elimin sinirlerin yakayım da elim mermer kırarken acımasın dedim.

- Eeeee sonra...

- Bir arkadaşım çakmakla olmaz o, git bir pide fırınına oranın sahibinden izin al elini fırına sok öyle daha güzel yanar sinirlerin dedi...

- Yaptım demeyim sakın.

- Baksana kardeş kolum boydan boya sarılı, yapmamış olduğumu düşünebiliyor musunuz? Beeen hem de ben psikopat olacağım da bunu yapmayacağım...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Gece Kuşu
Sam Amca Hayırsız Yeğenine Neden Yahu Diyemiyor
Kitaplarımı Ararken
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Böyle İdam Görülmedi
Patlıcan Oturtma
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.