Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Altmış senedir onunla beraberiz. Bazen kaşınır kaşınır durur, ben de kaşırım, kaşınmadığı zamanda kaşımam... Çok yürüdüm mü o da yorulur benim gibi, dinlendiririm hemen, biraz kendine gelir gibi olur... Geçenlerde oturuyorum odada, gazete okurken bir bakayım, şu televizyona göz gezdireyim dedim. Haberler, haberlerde de siyasi miyasi bir şeyler... Bu hemen isyan etti ’’Yeter be gardaşım bıkmadın mı bu siyasileri izlemekten.’’ dedi... Bana zaman zaman ’’Gardaşım.’’ der... Şaşırmayın canım, sizin ayak başparmağınız da size gardaşım ya da aşkitom hatta canımın içi gibi başka bir şey de diyebilir. Allah var benim çocuklar küçükken ben buna, yani ayak başparmağıma çok mesai yaptırdım, hem de sigortasız migortasız... Çıkartırdım çorapları başlardım ayak baş parmağımı oynatmaya, sonrada hmmmm filan deyip kızardım ayak baş parmağıma, bir iki şaplak patlatırdım, çocuklar da gülmekten yerlere yatardı... Ben kızardım ayak baş parmağıma, bir de çocuklar kızardı, yine de gıkı çıkmazdı ha! Halı saha maçına gidecektik geçenlerde, bu isyan etti birden bire, döndü bana ’’Yahu arkadaşım ya kaleye geç ya da ben gelmiyorum maça bilader.’’ demesin mi... Demesin tabi, ikna edene kadar canım çıktı... Tamam dedim azıcık kaleye geçer, çok az da oynarım, sonra ikna oldu... ’’Fazla durma ama oyunda, kale de idare et.’’ dedi... Yahu arkadaş sen ne karışıyorsun, benim oynamama ya da kaleye geçmeme? Tabi kendi benim gibi forma giyemiyor ya, hep ayakkabının içinde, isyanı biraz da ondan... Tuzlu su iyi geliyormuş bana durmadan ’’Denize git denize git.’’ deyip duruyor... Ya sen benim düşmanım mısın, dostum musun? Para mı var birader cepte de denize git denize git diyorsun. Dargelirli Küçükesnaf sınıfına giriyoruz oğlum biz, ne denizi ne de gölü, gitsek gitsek ancak yakında ki kaplıcalara gideriz, lumbagolarımız, siyatiklerimiz için... Anladık sana iyi geliyor denizin tuzlu suyu da bize de fiyatları tuzlu geliyor, sonra bir sene kıçımızı doğrultamıyoruz... Deniz deniz dediğin nedir? Bizim eskilerden bildiğimiz bir Deniz Baykal var o da çaptan düştü garibim... Geçen gün bir çakayım dedim mahallede bebelerin meşin yuvarlağına, topta demir gibi sertmiş, anam gitti ayak gitti de gelmez geri... Bu bana bir sitem bir sitem. Neymiş efendim ’’Bir daha ona sormadan danışmadan böyle sert cisimlere vurursam benimle uzun bir müddet, hatta daha bile fazla konuşmayacakmış.’’ Yahu ölür müsün öldürür müsün? Çok yüz verdik buna çok...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |