..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Pek çok doktorun yardımı ile ölüyorum. -Büyük İskender
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Ahmet Zeytinci




12 Mayıs 2021
Yüzüm Nereye Gitmişti  
Ahmet Zeytinci
Her zaman yaptığım gibi o sabah da erken uyandım. Sıkışmıştım da, ufak su dökmek için banyoya seğirttim hemen. Rahatladıktan sonra, bir yüzümü yıkayayım da kendime geleyim. Sifonu çektikten sonra doğru aynanın karşısında ki yerimi aldım. Hay Allah uyku sersemliği herhalde aynada yüzümü göremiyorum. Gözlerimi ovuşturdum, bir daha baktım aynaya... Olamaz ayna da yüzüm görünmüyor, delireceğim şimdi! Ya da delirdim, kafayı yedim sabah sabah... Hemen elimi yüzüme götürdüm, burnum, kulaklarım, gözlerim, saçlarım yerinde duruyor, evet evet yerinde hepsi... Lakin ayna da ne burnumu, ne kulaklarımı, ne gözlerimi, saçlarımı hiç birini göremiyorum. İnanılmaz bir şey bu...


:EAA:
Her sabah erken kalkarım. Benim kalkma saatim, beş buçuk altı gibidir. Karım da her akşam erken yatmamı söyler ''Şevket yat bak sonra sabah kalkamazsın.'' diye hep bana laf çakar. Çaksın ben hiç alınmam hatta ben de ona karşı saldırıya geçer, eski bir çakmak reklamından esinlenerek ''Çakar çakmaz çakan, çaktırmadan çakan Ayten.'' derim. O da bana alınmaz bilirim.



Her zaman yaptığım gibi o sabah da erken uyandım. Sıkışmıştım da, ufak su dökmek için banyoya seğirttim hemen. Rahatladıktan sonra, bir yüzümü yıkayayım da kendime geleyim. Sifonu çektikten sonra doğru aynanın karşısında ki yerimi aldım. Hay Allah uyku sersemliği herhalde aynada yüzümü göremiyorum. Gözlerimi ovuşturdum, bir daha baktım aynaya... Olamaz ayna da yüzüm görünmüyor, delireceğim şimdi! Ya da delirdim, kafayı yedim sabah sabah... Hemen elimi yüzüme götürdüm, burnum, kulaklarım, gözlerim, saçlarım yerinde duruyor, evet evet yerinde hepsi... Lakin ayna da ne burnumu, ne kulaklarımı, ne gözlerimi, saçlarımı hiç birini göremiyorum. İnanılmaz bir şey bu...



Düşün bakalım Şevket son zamanlarda iş yerinde birilerine yüzsüzlük yaptın sebep ile de yüzün kayboldu belki de... ''Hmmm evet evet arkadaşım İsmail dışarıdan yemek söylemişti geçenlerde, ben de yüzsüzlük olsun diye gittim yemeğine ortak olmuştum, belki de ondandır.''



Yok be, yok ondan değildir. Her zaman da yemem zaten onun yemeğini o günöyle bir esmişti. Dur bir daha düşüneyim. Yine geçenlerde yüzsüzlük edip de arkadaşın arabasını istemiştim, o da verdi ama ''Son defa veriyorum bak Şevket lütfen bir daha isteme benden araba dediydi.'' O olaydan sonra mı kaybetmiştim ben yoksa yüzümü...



Hayır ama elliyorum gözümü, kulaklarımı, burnumu hepsi yerli yerinde de aynada niye görünmüyorlar onu bir türlü anlayamıyorum. Yoksa Pamuk Prenses Masalında ki gibi ''Ayna ayna söyle bana benden daha yüzsüz kim var bu dünya da?'' diye soru mu sorsam aynaya bilemiyorum?



Şimdi böyle dışarı çıksam herhalde beni gören her insan, arkadaşım, dostum da kaçacak delik arayacak, çığlık çığlığa uzaklaşacak benden. Belki de polise jandarmaya denk gelirim göz altına da alabilirler beni o da ihtimal dahilinde...



Sabah da daha çok erken, karıma ve çocuklarıma da görünmemeliyim böyle, neme lazım? Acaba diyorum kapıda bir yerlerde düşürmüş de olabilir miyim yüzümü? Aman Allah'ım neler saçmalıyorum ben yahu! Yüzüm düşse farkına varmaz mıyım? Hayır bir de yüz düşer mi böyle pattadanak? Hadi düştü diyelim, birisi görüp de ''Amca amca yüzünüzü düşürmüşsünüz.'' diye arkamdan koşturmaz mı? Of ki of! İçinden çıkamayacağım galiba bu işin.



Geçenlerde arkadaşımın motosikletini aldım. Elliyi, altmışı geçmiştir bu sene Sami kardeşimin motorunu almam. Bakıyorum suratına, verirken biraz sıkılıyor, ama bendeniz Şevket yine mırın kırın edip ve de altından girip üstünden çıkınca mecburen veriyor. Belki de o motorun bir yerinde kaldı yüzümün parçaları...



Tekrar ellerim ile yüzümü kontrol etmeye başlıyorum. Yavaş yavaş, burnum yerine geliyor gibi, evet evet ayna da görüyorum. Kulaklarımda geliyor yerine, sonra gözlerim, evet sağda ki geldi, şimdi de solda ki o da geldi, kaşlarım, alnım, saçlarım hepsi geliyor bir bir yerine... Yüzümden bana doğru bir ses yankılanıyor, ağzımı açmıyorum aslında da yüzümden bana doğru biri sesleniyor. ''Bak dostum Şevket, şimdi beni iyi dinle, insanlardan yüzsüzlük edip de her zaman bir şeyler isteme, bir verirler, iki verirler, sonrasında da hem onların dostluğunu kaybeder hem de ne istiyorsan alamazsın. İşte yüzsüzlük yaptığın için bir müddet ayna da yüzünü göremedin, bunları tekrarlar isen yine aynı şeyler gelecek başına.'' Şaşırmıştır Şevket ''Sen de kimsin, nereden sesleniyorsun, görünürde bir şey de yok hay Allah kafayı mı yiyorum ben?'' bir müddet sessizlik ortalığı kaplar. ''Ben senin vicdanınım vicdanın dikkat et bana ben yıkılırsam sen yok olursun, yok.''



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonra Bir Gün
Nenişti O Bizim Gözümüzde Senelerce
Gece Kuşu
Sam Amca Hayırsız Yeğenine Neden Yahu Diyemiyor
Kitaplarımı Ararken
İtinayla Kahve Falına Bakılmaz
Böyle İdam Görülmedi
Patlıcan Oturtma
Muz Kabuğu ve Merdiven
Onunla Çok Güzel Günlerimiz Geçti

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir İki Gazete
Yedi Paket Birinci
Ay Em Ef Biraderler
Karınca Kararınca
Biri Baharat mı Dedi
Çay Kaşıkları
Güzel Bir İnsan Patates Kızartması ve Gazoz
Ben de Saadet Zinciri Kuruyorum
Limited Şirket Ortağı Bile Değiliz Abi Ne Stratejik Ortağı
Maaşını Soruyorum Söylemiyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Papatyaya [Şiir]
Babam Eve Her Döndüğünde [Şiir]
O Zamanda Bir Leştiniz [Şiir]
Bağışlayın Bizi [Şiir]
İlahi Adalet Bu Mutlak Gerçekleşecek [Şiir]
Gökyüzü [Şiir]
Hiç Tanımadığım Çocuklar [Şiir]
Bu Kadar mı [Şiir]
Melek Halamın Evi [Şiir]
Bak Bakalım Arkadaş [Şiir]


Ahmet Zeytinci kimdir?

1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.