Yaþamýn her aný hakkýný ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Altay Türklerinin yaratýlýþ destanýna göre Tanrý Ülgen* evreni, dünyayý ve insan hariç tüm canlýlarý yaratýyor. Dünyadaki yaþam dengesini bozabileceði varsayýmýyla insaný yaratmayý erteliyor. Epey bir zaman sonra, “Hatasýnýn bedelini öder” diyerek insaný da yaratmaya karar veriyor. Tanrý Ülgen’in, her türlü meyvenin ve sebzenin yetiþtiði çok geniþ bir bahçesi var. Ýçindeki pýnarlarýn berraklýðý göz kamaþtýrýyor. Kývrýla kývrýla akan çay da öyle. Yeþillikler içinde altýndan yapýlan köþk, güneþ gibi parlýyor. Tanrý Ülgen bu bahçeye, “Uçmag Baðca-Cennet Bahçe-” diyor. Bahçenin sert taþlarýndan kemik, balçýk topraðýndan da et yaparak, özene bezene insan vücudu çýkarýyor ortaya. Ruhlar, göðün dördüncü katýndaki Süt Ak Göl’de bulunuyor. Tanrý Ülgen, insan ruhunu kendine çekmek üzere Süt Ak Göl’e çýkacakken vazgeçip geriye dönüyor. Þeytan Erlik’in, insanýn yapýsýný acayip þekilde deðiþtirebileceði kuþkusuyla tüysüz köpeðini bekçi býrakýyor. Özenerek ortaya çýkardýðý eserini emniyete almanýn rahatlýðýyla ruh getirmek üzere yedi kat göðün dördüncü katýna gidiyor. Tanrý Ülgen göðün dördüncü katýna çýkarken hýnzýr þeytan Erlik gelip, tüysüz köpekle muhabbete baþlýyor. “Hakikaten çok güzel görünüyor. Okþayayým,” deyip insan vücuduna yaklaþýrken tüysüz köpek hýrlayýp engel oluyor. Þeytan Erlik, farklý bir yönteme baþvuruyor. Ýnsaný canlandýrdýklarýnda Tanrý Ülgen’den övgü ve ödül alacaklarýný söyleyerek tüysüz köpeði kanýna giriyor. Ýnsan bedenine dokunursam “Cennet Bahçesi bana yasak olsun,” diyerek yemin ediyor. Tüysüz köpek kanýyor hýnzýr þeytana. Erlik, bir kamýþ ayarlayýp, insan bedenine ruh üflemeye baþlýyor. Soluðu yetmediðinde köpeðe üfletiyor. Kamýþtan damlayan Erlik’in ve tüysüz köpeðin soluk sularýyla beden pisleniyor. Birlikte onca üflemeye raðmen insaný canlandýramýyorlar. Þeytan Erlik, “Alt tarafý taþ ve çamur. Kibirlinin teki olacak,” diyerek canlanmayan insana kýzýyor. Tanrý Ülgen döndüðünde, bedenin pislendiðini görünce müthiþ öfkeleniyor. “Seni, Cennet Bahçesi’nden men ediyorum,” diyerek kovuyor þeytan Erlik’i. Tüysüz köpeðine de, “Bundan sonra tüylenecek ve tüylerini daðlarda dökecek kurt olacaksýn,” diyerek onu da Cennet Bahçesi’nden kovalýyor. Tanrý Ülgen, insanýn derisi üzerinde kuruyan pislikleri temizleme yerine deriyi sýyýrýp ters yüz ediyor. Kendine çektiði ruhu üfleyerek insaný canlandýrýyor. Tanrý Ülgen, yarattýðý insaný altýn köþkünde barýndýrýrken bazý bilgiler de öðretiyor. Çevreyi de tanýyarak bilgisinin geniþlemesini istiyor. Dünyanýn bu ilk insaný, nereden ve nasýl dünyaya geldiðini bilmeden Cennet Bahçesi’nde geziniyor. Pýnarlarýn billur gibi sularýndan içiyor. Ýstediði meyve ve sebzeyi yiyor. En çok da, olgunlaþmýþ ve dalýnda kurumuþ incirleri yiyor. Ýncir aðacýnýn altýnda oturuyor ve uyuyor. Tanrý Ülgen, bu ilk insanýn yalnýzlýk mutsuzluðunda -sendromu- olduðunu anlayýnca ona bir eþ yaratmaya karar veriyor. Ýnsanýn, uyumak üzere incir aðacýnýn altýna uzandýðý bir sýrada onu daha derin uykuya daldýrýyor. Göðüs boþluðundan kopardýðý etli ve kemikli bir parçayý yine ayný yerin üzerine koyuyor. Et ve göðüs kemiði giderek büyüyor ve kadýn yapýsýnda bir insan oluyor. Uyanan insan, üzerinde uzanmýþ kendisine yakýn benzerlikte baþka bir insan görünce þaþýrýyor. Hemen ayaða kalkýyor. Öbür insan da ürküp, saklanmak istiyor. Tanrý Ülgen, iki insaný yan yana getirip; “Siz, bundan sonra erkek ve diþi olarak birlikte yaþayacaksýnýz,” diyor. Erkeðe, Eley-Törüngey- diþiye de Ejey-Ece- adýný veriyor. Ece ve Törüngey’in birbirlerinden korktuklarýný anlayýnca, “Birbirinizi tanýdýkça korkunuz kaybolur,” deyip sevgilerini zamanla kazanmalarýný istiyor. Bunu saðlamak için, ilk insanýn en çok yediði incir aðacýna yaklaþmamalarýný ve meyvesi olan inciri yemelerini yasak ederek iradelerini sýnýyor. Ece ve Törüngey, bu güzel bahçede yaþarlarken þeytan Erlik tebelleþ olmak istiyor bunlara. Kovulduðu için Cennet Bahçesi’ne giremiyor. O zamanlar iki ayaklý olan yýlaný gözüne kestiriyor. “Cennet Bahçesi’ndeki þu iki insaný dýþarýya çýkarmama yardým edersen onlarýn ayaklarýný sana veririm. Altý ayaklý olursun,” diyerek yýlaný kandýrýyor. Onun beden ve suretinde Uçmag Bagça’ya giriyor. Ece ve Törüngey’le ahbaplýk kuruyor. Onlarýn güvenini kazanmasýnýn ardýndan; “Tanrý Ülgen, sizin ölümsüzlüðünüzü istemiyor. Ondan o aðacýn meyvesini yemenizi yasakladý. O güzelim incirin tazesini ve kurumuþunu yerseniz, ölümsüz olacaksýnýz,” diyerek Ece ve Törüngey’in kafalarýna fit sokuyor. Ýki ayaklý yýlan halindeki þeytan Erlik, çabuk kanacaðýný anladýðý Ece’ye, her türlü düzenbazlýk yaparak kabuðunu da soyduðu taze inciri yediriyor. Ardýndan da içi bal gibi kuru inciri tattýrýyor. Ece, bayýlýyor incirlerin tadýna ve lezzetine. Doyasýyla yiyor taze ve kuru incirlerden. Öylesine bir coþkuya ulaþýyor ki sevgisini Törüngey’e açýk seçik belli etmek için olgunlaþmýþ ve kurumuþ incirleri eliyle yedirmek istiyor. Törüngey, iradesine hakim olmak istese de… Ece’nin iþvesine ve cilvesine dayanamayýp incirleri iþtahla yiyor. Ýradelerine yenilerek yasak inciri yiyen Ece ve Törüngey, yaklaþmalarý da yasak olan incir aðacýnýn altýnda uzanýrlarken sevgilerinin coþkusuyla, bazý hayvanlarda gördükleri çiftleþmeyi kendilerinde deneyerek onun da tadýný ve hazzýný alýyorlar… Tanrý Ülken, bu olanlara müthiþ kýzýyor. Ece, “Beni yýlan kandýrdý,” deyince Tanrý Ülgen, “Doðurgan olacaksýn. Ýnsan doðururken acý çekeceksin,” diyerek cezalandýrýyor onu. Ece’yi ele vermek istemeyip masun duran Törüngey’e de; “Katýrdan farkýn olmayacak,” diyor. “Beni de Erlik kandýrdý,” diyen yýlana da, “Tamamen yerlerde sürüneceksin ve insanlarýn düþmaný olacaksýn,” deyip, üçünü de Uçmag Bagca’sýndan kovuyor. Sýnýrda durarak olup bitenleri seyreden ve insanlarýn Cennet Bahçesi’nden kovulmasýna sevinen þeytan Erlik’e; “Bundan sonra gün ve Ay ýþýðý göremeyeceksin. Yer altýnda ve karanlýklarda kalacaksýn,” diyerek onu da cezalandýrýyor Tanrý Ülgen. “Ýnsan ölüleri de yer altýnda kalýr. Onlarýn canlarýný bana ver,” diyor Erlik. “Olmaz,” diyor Tanrý Ülgen. “Onlarýn canlarýný sana verirsem, topraktan insan yetiþtirmeye kalkarsýn. Ölen insanlarýn canlarýný katýma çaðýracaðým. Seni buralarda görmek istemiyorum artýk. Karanlýklarýna git.” Þeytan Erlik, insan yüzünden Cennet Bahçesi dýþýndan da kovulmanýn kýzgýnlýðýyla karanlýklara doðru yol alýrken, “Ölenlerin canýný bana vermedin. Canlý insanlarýn aklýný çeleyim de gör. Sana isyan ettireceðim,” diyerek yokluðunda Tanrý Ülgen’e meydan okuyor… Tanrý Ülgen, bir süre sonra yarattýðý iki insanýn ne yaptýðý merak ediyor. Soðuk bir günde onlarý, boyu neredeyse göðe deðen, kalýn gövdeli, bol dallý bir kayýn aðacýnýn kovuðunda büzülmüþ halde buluyor. Kovukta fark ettiði uluð aðacýn filizini, Ece’nin gebe olmasýna yoruyor. Güzel bir otað hediye ediyor onlara. Otaðýn ortasýnda ocak. Ocakta da ateþ. Tanrý Ülgen: “Sen Törüngey Han, otaðýn direði olacaksýn. Sen Ece Katun-Hatun- Otaðýn ocaðýndaki ateþi eksik etmeyeceksin. Sen Törüngey Han, yeri geldiðinde otaðda da, obada da, yayda da, daðda da Ece Katun olacaksýn. Sen Ece Katun, yeri geldiðinde otaðda da, obada da, yayda da, daðda da Törüngey Han olacaksýn. Uluð kayýn aðacý gibi boy veresiniz. Topraðýnýzý kucaklayan kök salasýnýz. Yedi iklim diyarýna dallanýp dokuz soy veresiniz. Kaderinizi kendiniz çizesiniz. Huzuruma, yüzünüzün akýyla gelesiniz…” Daha çoðu Altay Türk ve soydaþlarýn destanlarý olmak üzere deðiþik kaynaklardan yararlanýldý. Tanrý Ülgen*: Bazý destanlarda Kayra Han olarak geçer. Not: Tarihi öykü ve roman yazarý, tarihi olaylara tarihçi gibi bakmayabilir. Kurgulamalarla olaylarý farklý yönlere çekebilir. Öyküye bu açýdan bakýlmalý. Veysel Baþer
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Veysel Baþer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |