..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Timur KOHEN




16 Mart 2023
Beyaz Melek 4. Bölüm  
Timur KOHEN
Beyaz Melek, bir hastane görevlisi ile bir hastanýn öyküsünü anlatýyor. Doktor Bilge Göker'in hastanedeki görevi, komaya girmiþ ve hayatý makinaya baðlý hastalarý son yolculuklarýna uðurlamaktýr. Çalýþtýðý yýllar içerisinde onlarca hastayý bu þekilde makinalardan ve hayattan koparmýþtýr. Bir gün Bayýndýr Hastanesine Melek Bilen isimli gizemli ve tuhaf görünümlü bir hasta gelir. Ancak Melek Bilen’in bu tuhaf ve gizemli görünümünün altýnda oldukça saf ve o dünyaya ait olmayan bir ruh yatmaktadýr. Melek Bilen'in günden güne gün yüzüne çýkan dünya ötesi güçleri, karakteri hakkýnda yeni ipuçlarýný anbean ortaya çýkaracaktýr.


:DDDJ:
4. Bölüm
Yaþam destek ünitesinin olduðu yerden çýktým. Odama uðradým ve eve gitmek için hazýrlandým. Hastaneden çýkmak üzereydim. Mýrnav koridorlarda gezintiye çýkmýþtý. Görmediðim bir varlýðýn peþine koþar gibi hýzlýca koþmaya baþladý. Hemen ardýndan bir anda durdu ve patilerini yalamaya baþladý. Kedilerin tuhaf varlýklar olduðunu duymuþtum ve Mýrnav sayesinde bunu gözlemleme þansým da olmuþtu. Mavi ve kehribar rengi gözleriyle bana bakýyordu. Temizlik görevlisi Aynur Kýlýç ‘Çok akýllý bir kedi.’ Dedi. Bir anda yaný baþýmda bitmiþti. Bozuntuya vermedim ama korkmuþtum. ‘Ben de öyle düþünmeye baþladým.’ Dedim. Aynur Haným ‘Siz bir de þunu görün.’ Dedi ve önlüðünün cebine koyduðu, peçeteye sarýlý bir parça peyniri çýkardý. Kâðýdý açtý ve peyniri yere býraktý. Mýrnav koþar adým geldi. Peyniri önce kokladý, sonra diþlerinin arasýna aldýðý bir parçayý yemeye baþladý. Sonra baþýný bize doðru kaldýrdý ve ‘Baþka ne var?’ der gibi bize baktý. Aynur Haným ‘Ama baþka bir þey yok ki.’ Dedi. Sesinde sevecen bir ton vardý. Mýrnav söyleneni anlamýþ gibiydi. Sonra geri dönüp koridorda yürüyüþüne devam etti. Yaþam destek ünitesinin olduðu alana gitmek istediðini düþündüm bir an. Sanki birini arýyor gibiydi. Bu düþünce bana o an saçma gelmiþti.

Aynur Haným ‘Þu zavallý hayvanýn hiç kimseye bir zoru yok. Yine de onu istemeyenler var.’ Dedi. ‘Benim için bir sorun oluþturmuyor.’ Dedim. Müsaade istedim ve onun yanýndan ayrýldým.

O sýralarda gözlemlediðim bir þey daha oldu. Mýrnav özellikle Doktor Ercan’ýn hastanede olduðu saatlerde içeriye girmiyordu. Fatma Hemþireyle ayaküstü bir sohbette bundan bahsettim. ‘Sanýrým onun kokusunu alýyor ve o ziyaretini o yokken yapýyor.’ Dedim. Fatma Hemþire gülümsedi. ‘Sanýrým öyle.’ Dedi.

Mýrnav konusunu özellikle konuþmamaya karar vermiþtik. Mýrnav bizim için özel bir misafirdi ve öyle kalmasý için elimizden geleni yapýyorduk.

Hastaneden ayrýldýðýmda kendimi biraz daha olsun huzurlu hissetmeye baþlamýþtým. Sanýrým artýk çalýþma hayatýnýn stresini kaldýramýyordum. Daha doðrusu insanlarýn son nefesini vermesine karar vermeyi kaldýramýyordum.
Bazen her þeyimi toplayýp, herkesten uzak kalabileceðim bir yere gitmenin planýný yapardým. Bazýlarý gibi bende kalabalýklarýn içerisindeki o yalnýz insanlardandým. Çünkü çalýþma hayatýna atýlmýþ çoðu insan gibi ben de iþ ve ev arasýnda geçen bir zaman çemberinde ölümü bekleyen fareler gibiydim.

Zaman geçtikçe kendimi daha güçlü hissettiðim bir dönemden geçiyordum. Her þeyi daha berrak gördüðüm ve normal karþýladýðým zamanlardan bahsediyorum. Yani bir süreliðine… Bayýndýr hastanesi yine olduðu gibiydi. Sadece yaþam destek ünitelerinin saðlýk bakanlýðýna maliyeti konusunda vicdansýzlýk yapan bir gurup insanýn haklý olabilecekleri fikri iyiden iyiye yayýlýyordu. Bu durumun benim için hiçbir önemi yoktu. Aile ne isterse ve neye karar verirse onu yapýyordum.

Doktor Ercan birkaç kere daha hastalarý fýrçaladý ve þahit olduðum bir olaydan sonra onunla konuþma kararý aldým. Baþhekim Kývanç Yýldýrým’ý henüz olaylara müdahil etmeyi düþünmüyordum. Hastalara karþý nezaketsizliði karþýsýnda Ercan’la yaptýðým ilk konuþma deðildi tabi. Sonuncusu da olmadý. Onun ruh hastasý biri olduðunu anlamýþtým. Çiçekleri koklayan ve güzelliði karþýsýnda hayrete düþen bir insandan çok, onlarý pervasýzca koparýp yere atan ruhu karanlýk biriydi.

‘Hastalara biraz daha nazik davransan iyi olmaz mý?’ diye sordum.

Doktor Ercan sanki onunla konuþmuyormuþum gibi stetoskobuyla oynuyordu. Yaramaz bir çocuðun oyuncaðýyla oynadýðý gibi. ‘Olmasý gerektiði gibi davranýyorum.’ Dedi. ‘Bir doktorlar nasýl konuþmalarý gerektiðini bilmiyorlar.’ Donuk bir ifadeyle bana bakýyordu. Gözlerinin içinde hiçbir ifade yoktu. Ýyi bir tiyatro oyuncusu gibi hissettiklerini yansýtmýyordu.

‘Böyle devam edersen seni þikâyet ederim.’ Diye çýkýþtým.

Ayný donuk ifadeyle bakmaya devam etti. ‘Ýstediðin þeyi yapabilirsin.’ Dedi. ‘Fakat, benim de þikâyet hakkýmýn olduðunu hatýrlatmam gerekiyor.’

O an ona iyi bir sille atmamak için kendimi zor tutmuþtum. Ýyi hatýrlýyorum. Aklýmdan suratýna yediði tokatýn ardýndan gireceði þoku ve yüzünün halini düþünmüþtüm. Derin bir nefes alýp ona dostane bir konuþma yapmaya karar verdim. ‘Haklý olduðun konu hastalarýn sana karþý saygýsýzlýðýysa, bunu çok fazla kafana takmaman lazým.’ Dedim. ‘Ayrýca, Kývanç Bey’in bu tür nezaketsizlikler konusundaki hassasiyetini de hatýrlatmam gerekiyor.’ Diye de ekledim.

Doktor Ercan’ýn o donuk bakýþlarý Baþhekimin adý geçince çözülmeye baþladý. ‘Beni tehdit mi ediyorsun?’ diye sordu.
‘Hayýr.’ Dedim. ‘Ama böyle yapmaya devam edersen Kývanç Beyle konuþurum.’ Bu defa donuk ifadeyi ben takýnýyordum. ‘Bundan çekinmem ama ben seninle tatlý bir dille konuþarak bu tavrýnýn düzelebileceðini düþünüyorum.’ Dedim. ‘Onlar çare arayan hasta insanlar, biraz daha anlayýþlý davranmamýz onlarýn iç dünyasýnda bizim tahmin bile demeyeceðimiz güzel þeylere vesile olabilir. Kötü davranmaya deðmez.’

Konuþmamý düþmanca karþýlamadýðýný hissettim. Sanýrým onu korumaktan ziyade hastalarý daha çok dert edindiðimi anladý ve uzunca bir süre nezaket konusunda kendisine bir çeki düzen verdi. Bu süre içerisinde her þey çok daha güzel olmaya baþladý.

O dönem Baþhekimden müzik konusunda küçük bir ricam olmuþtu. Hastanede klasik müzik çalýnmasýný istemiþtim. Hastalarýmýzýn ruh saðlýðý için iyi olabileceðini düþünüyordum. Basit ama etkili hoparlör sistemiyle isteðime ulaþtým. Artýk saat ona kadar klasik müzik çalýyordu. Hastalarýn rahatladýðýný gözlemliyordum.

Bir sabah þen kahkahalarýn koridoru doldurduðunu duydum. Temizlik görevlisi Aynur Kýlýç’ýn etrafýna toplanmýþlardý. Doktor Güven Alpagut, Hemþire Fatma Adatepe ve Hemþire Elif Acar da oradaydý. Hastane koridorunu odamdan görebiliyordum. Aynur Haným, Mýrnav’a yere yatmayý ve yuvarlanmayý öðrettiðini nasýl öðrettiðini anlatýyordu. Mýrnav, renkli gözleriyle etrafýna toplanan kalabalýða bakýyor ve þebeklik yapýyordu. O sýrada hastane koridorlarýnda Mozart’ýn ‘Küçük Gece Serenatý.’ Çalýyordu. Mýrnav sanki parçanýn ritmini ezberlemiþ gibi yatýyor, yuvarlanýyor ve patilerini ritmik bir þekilde hareket ettiriyordu.

Tam o sýrada doktor belanýn, yani Doktor Ercan’ýn bize doðru geldiðini fark ettik. Aðýr adýmlarla yaklaþtý. Ýlginç þekilde lolipop þekerine, stetoskopuna, dokunmuyordu. Geldi… Geldi… Yanýmýzda durdu. Bu defa o þizofreni andýran bakýþlarý görmedim. Þaþýrmýþtým. Herhalde konuþmamýz tahmin ettiðimden daha çok iþe yaradý diye düþünüyordum. Çünkü ondan beklenen, kediye doðru hýzla bir tekme savuþturup kovmak olabilirdi.

Doktor Ercan kediye gülümsemeyi de ihmal etmemiþti. Kaçamak bakýþlarla birbirimize bakýyorduk. Mýrnav’da ona aldýrmýyordu. Yuvarlanmaya, patileriyle gerinmeye, bizleri güldürmeye devam ediyordu.

Doktor Güven ‘Kafasýna saksý falan mý düþtü acaba?’

‘Bir fikrim yok ama beni þaþýrttýðýný söylemeliyim.’ Dedim.

O gün Doktor Ercan’ýn aklýndan geçen þeyin ne olduðunu ve neden ýlýmlý bir havaya büründüðü konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Ama bildiðim bir þey vardý ki, Bayýndýr Hastanesi belli bir süre huzur bulmuþtu.

Öðleden sonra yoðun bakým ünitesine ve bitiþiðindeki yaþam destek ünitesine bakmaya gittim. Melek Bilen yataðýnda yatmýþ, baþýný cama doðru, ömrüm boyunca gördüðüm en beyaz kadýn, beyaz kirpiklerine inci gibi dizilmiþ yuvarlak zerrelerle dýþarýya bakýnýyordu.

‘Doktor Bey.’ Dedi.
‘Efendim Melek Haným.’
‘Yanýma gelmen gerekiyor.’
‘Size çok yakýným ve duyabiliyorum.’

Bu isteði biraz garipsemiþtim ama onu kýrmamak adýna yaklaþtým.

Baþýný bana doðru çevirdi. Beyaz kirpikleriyle beni aþaðýdan yukarýya süzdü. Ýstemsizce derin bir nefes aldým.
Melek Haným yataðýndan kalktý ve oturdu. ‘Daha da yaklaþman gerek.’ Dedi.

Ýçimde tanýmlayamadýðým bir enerji hissediyordum. Týpký Melek Bilen hakkýnda bilgi almak için Ýkinci Bahar Huzur Evini telefonla aradýðýmda beynimin içerisinde hissettiðim güç dalgalanmasýna benzer þeylerdi. Bu defa beynimin içerisine, telefon ahizesinden deðil, direkt olarak Melek Bilen’in gözlerinden, göremediðim bir dalgalanma akýyordu. Bu dalgalanma týpký o günkü gibi vücuduma doðru yayýlýyordu. Ama bu defa çok daha güçlüydü.

Bir hipnozun etkisinde gibiydim. O ne derse yapýyordum.

Donuk bir dille ne istediðini sordum. Þimdi bile korktuðumu hatýrlýyorum.

‘Sizden bir þey istemiyorum. Tam karþýmda durun ve gözlerinizi benden ayýrmayýn.’

Bir an bir deliyle konuþuyor gibi hissetsem de söylenenleri yapmaktan kendimi geri alamýyordum.
Sonra ellerini bana doðru uzattý. Gözlerinden öyle bir anlam vardý ki bana asla zarar vermeyeceðini ya da tuhaf bir þey yapmayacaðýný biliyordum. Ellerimi ona doðru uzattým. Sadece yüzük parmaklarýmý elleriyle kavradý.

‘Ne yapmaya çalýþtýðýnýzý anlayamýyorum.’ Dedim. Beynimin içerisinden kalbime doðru giden bir akýmý hissedebiliyordum. Acý ya da korku hissetmiyordum. Daha önce görmediðim, aklýmýn almadýðý bir boþlukta gibiydim. Farklý bir dünyaya açýlan kapýdan girmiþtim.

Melek Haným yüzük parmaklarýmý ansýzýn býraktý. Derin bir uykudan uyanmýþ gibi hissediyordum. Hayatým boyunca yaþamadýðým bir huzurla dolmuþtum.

Melek Haným sanki hiçbir þey olmamýþ gibi tekrar eski haline döndü. Yüzünü tekrar cama doðru çevirdi.
‘Bana ne oldu?’ diye sordum. Sesim son derece sakindi. ‘Bana ne oldu?’ diye tekrarladým.

‘Kalbinin ve zihninin tertemiz olduðundan emin olmak istedim. Seninle konuþtuk ve Tercih yaptýn. Gireceðin karanlýk dünyada ne yapman gerektiðini ve çýkýþa nasýl ulaþacaðýný anlattým.’

‘Ne tercihi?’ diye söylendim.

Nasýl bir þey yaptýðýný anlamayacaðýmý söyledi. ‘Unutma.’ Dedi kuru bir ses tonuyla. ‘Orada üç sonuç vardýr. Alzheimer, ölüm ve mucize. Sen daha önce yapýlamayan kadar mucize yapacaksýn.’

Beyaz saçlarý yastýðýna daðýlmýþtý, kirpiklerindeki yuvarlaklar birer inci tanesi gibi camdan yansýyordu.

O an yaþadýðým þokun etkisiyle sadece odadan çýkmayý düþündüm. Ve öyle de yaptým. Zihnimde müthiþ bir dinginlik hakimdi. Çok mutluydum.

Odama geçtiðimde daha önce hissetmediðim kadar huzurlu olduðumu anladým. Sanki þehirden ve insanlardan uzaklarda kendi baþýna yaþayan ve huzura ermiþ o þanslý insan gibi hissediyordum. Tam da hayalini kurduðum þeydi bu.

Yaþadýðým þey aptalca bir olaymýþ gibi gelebilir ama öyle olmadýðýný tüm zerrelerimde hissediyordum. Melek Haným bana dokunduðu andan beri dünyaya bakýþýmýn deðiþtiðini hissediyordum. Hani bazen hayatta her þeye gücünüzün yeteceðini hissettiðiniz anlardaki gibi.

Aslýnda neler olduðunu az çok tahmin edebiliyordum; yüzük parmaklarýmý tuttuðu ilk anda bile neler olduðunu biliyordum. Bu bir mucizeydi. Bir anda anlatýlacak ve heba edilebilecek bir þey deðildi. Bu yüzden hemen anlatmak istemiyorum. Sadece þunu belirtmem gerekir ki; Tanrý’nýn bir mucizesine þahitlik etmiþtim. Dini konularda bilimsel dayanaðý olmayan þeyleri sorgulayan ve inanmayan biri olmama raðmen yaþadýðým olay beni tekrar sorgulamam gereken þeyler olduðuna inandýrmýþtý. Buna benzer þeyler duymuþtum. Bunlardan biri hiç kuþkusuz yakýn zamanda yaþadýðýmýz Gölcük depreminde duyduðumdu. Bir çocuk enkaz altýndan on gün sonra çýkarýlmýþtý. Saðlýk görevlileri çocuðu ambulansa taþýrlarken çocuk durumunun iyi olduðundan, aç olmadýðýndan ve birinin onu sürekli doyurduðundan bahsetmiþti.

Depremzede çocuðun mucizevi kurtuluþu duyduklarýmdan sadece biriydi, ben bu tip þeylere inanan biri olarak büyümedim. Ama küçükken yaþadýðým ilginç bir olay vardý. Ellerimin ve parmaklarýmýn üzerinde siðiller çýkmýþtý. Annem bir çare bulamayýnca beni bir hocaya göstermiþti. Hoca bilmediðim dualar ederek ellerimdeki siðilleri tükenmez kalemle daire içerisine almýþtý. Yanlýþ hatýrlamýyorsam bir hafta geçmeden ellerimdeki siðiller yok olmuþtu.
Melek Bilen’in bu tür bir mucizesine henüz þahit olmamýþtým ama bana dokunduðu anda zihnimde canlanan diðer dünya diye tanýmlayabileceðim bir yeri görmüþtüm.

‘Kalbinin ve zihninin tertemiz olduðundan emin olmak istedim. Seninle konuþtuk ve Tercih yaptýn. Gireceðin karanlýk dünyada ne yapman gerektiðini ve çýkýþa nasýl ulaþacaðýný anlattým.’

Bu cümleler, zihnimin en güçlü kýsmýna kazýnmýþ gibiydi. Ne zaman istesem kelimesi kelimesine hatýrlayabiliyordum.
Benim için her þeyin netleþmeye baþlamasýna, parçalarýn yerine oturmasýna çok az zaman kalmýþtý. Gördüðüm geometrik þekillerin (Hayvanlarda, bitkilerde ve insanlarda) anlam bulmasýna da…

Melek Haným’a olan merakým artmýþtý. O mucizevi bir insandý. Ona karþý hissettiðim merak gün be gün artmaya baþlamýþtý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyaz Melek 8. Bölüm
Kýsa Saç '. Bölüm
Beyaz Melek 6. Bölüm
Beyaz Melek 7. Bölüm
Nicole Beatrix'in Atarisi 2. Bölüm
Renkli Düþler Dükkâný
Nicole Beatrix'in Atarisi
Kod. X
Beyaz Melek
Beyaz Melek 5. Bölüm

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tüm Iþýklarý Yak!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kemer [Öykü]
Kayýp Yol [Öykü]
Secret War [Öykü]
Reli Hermanni'nin Ýlginç Hikâyesi [Öykü]


Timur KOHEN kimdir?

Çalýþmalarýmý neredeyse her gün gözden geçiriyorum. Büyük bir emekle yazdýðým romanlarýmý nasýl daha çarpýcý, sürükleyici, gizemli ve fantastik hale getirebileceðimin çalýþmasýný yapýyorum. Okuyucunun geçmiþte, þimdi ve gelecekte vermek istediðim düþünceyi almasý için elimden gelen her þeyi yapýyorum. Zamana yenilmeyecek, yaþamaya devam edecek eserler oluþturmak için uðraþ veriyorum. Ýmgeleri merak öðesiyle iþlemeyi seviyorum. Gizemin ve merak öðesinin son ana kadar fantastik bir atmosferde sürüp gitmesini seviyorum. Okuyucunun gözünde ve ruh dünyasýnda küçükte olsa bir yer etmek için gizemle yazma serüvenime devam ediyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Timur KOHEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.