Zaman dostluðu güçlendirir, aþký zayýflatýr. -La Bruyere |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Doktor Ercan ile yaptýðým sempatik ve uyarý dolu konuþmamýn uzun süre iþe yarayacaðýný düþünmüþtüm ama öyle olmamýþtý. O gün her þey olmadý gerektiði gibiydi. Hastanemiz yine kalabalýktý. Fatma Hemþire her zamanki gibi bir orkestra þefi gibi personelleri organize ediyordu. Doktor Ercan kendi halinde takýlýyor, temizlik görevlisi Aydýn Bey tuvaletleri temizliyordu. Hoparlörlerde Beethoven’in Ayýþýðý Sonatý çalýyordu. Almila’nýn annesi olacaklarý biliyordu. En basit haliyle anlatmak gerekirse canýndan bir parça kopmak üzereydi. Sevgi Aksoy ve eþi Erling Aksoy kýzlarý Almila için canlarýný bile vermeye hazýrlardý. Tek bekledikleri bir umuttu. Ama o umut Almila için asla gelmeyecekti. Çünkü, Almila’nýn kalbi büyüyordu ve o yýllarda bu hastalýðýn bir çaresi yoktu. Sevgi Aksoy o gün benden bir þey istemiþti. Benim olmayan ama onay verebileceðim bir þeydi. ‘Almilam ölürse eðer.’ Gözlerinde biriken yaþlarý sildi. ‘Bu kelimeyi duymak dahi istemiyorum.’ Dedi. ‘Bana ondan bir hatýra kalsýn istiyorum.’ Sevgi Hanýmýn ne demek istediðini önce anlayamadým. Eþi Erling’de oradaydý. Bir ara göz göze geldik. ‘Saçýndan bir tutam almaktan mý bahsediyorsunuz?’ diye sordum. Kýzarmýþ gözleriyle bana bakýyordu. ‘Hayýr.’ Dedi. Ellerimi iki yana açarak ne istediðini beden dilimle sordum. ‘Mýrnav’ý biz alabilir miyiz?’ diye sordu masumca. O an Sevgi Hanýma ne diyeceðimi þaþýrmýþtým. Mýrnav hastanemizin misafiriydi ve onu bir hasta yakýnýna vermek gibi bir düþünceyi, bir olasýlýðý hiç aklýma getirmemiþtim. ‘Bilmem.’ Dedim. ‘Bir sorun olabileceðini de düþünmüyorum.’ Dedim. Diðer yandan içimde beliren ve nedenini bilmediðim bir düþünce vardý. Almila’nýn o kediye daha fazla baðlanmasýný istemiyordum. Ya da Mýrnav’ýn Almila’yla güçlü bir baðýnýn olmasýný istemiyordum. Üzülmelerinden korkuyordum. Muhabbet kuþlarýmýn öldüðü o çocukluk gününde yaþadýðým acýyý yaþasýnlar istemiyordum. Bu düþünceyi söylemek olasýlýksýz bir düþünceydi. Sevgi Haným hala karþýmdaydý ve gözüm Melek Bilen’e kaymýþtý. Bana doðru bakýyordu. Yine bir güç dalgalanmasý hissetmeye baþlamýþtým. Beynimin içinde bir anda ‘Kimse üzülmeyecek.’ Düþüncesi belirdi. Eðer kötü bir sonuç olursa Mýrnav’ý onlara verebileceðimi söyledim. Erling’in gözlerinde yaþlar birikmiþti. Erling Aksoy Türkçeyi biraz olsun biliyordu ve en azýndan kedinin onlarda kalabileceðini anlamýþtý. Sonra Erling Ýngilizce olarak, annesinin bir Ýngiliz olduðundan ve Ýngilizlerin kedilere karþý çok sevecen olduklarýndan bahsettiði kýsa bir konuþma yaptý. Omzuna dokundum. Elimin iþaret parmaðýyla ‘Tamam’ iþareti yaptým. Kedi sanki onun hakkýnda konuþuyormuþuz gibi bir anda koridorda belirmiþti. Tüm kötü hava ir anda daðýldý. Mýrnav ortama neþe katmýþtý. Hopörlörde Vivaldi’nin La Stravaganza adlý parçasý çalýyordu. Mýrnav yine ritmik hareketlerle oyun oynuyor, tuhaf ve þirin hareketler yapýyordu. Sonra bir ara ameliyathanenin olduðu kata doðru yöneldi. Ýþte ne olduysa o anda olmuþtu. Doktor Ercan o katýn merdivenlerinden aþaðýya doðru iniyordu. Kediyi karþýsýnda görünce ayaðýndaki beyaz terliði koridorun düz ve sert zeminine ‘Þlapp!’ diye indirdi. Kedi bir an o ses dalgasýnýn koridorda yayýlmasýnýn etkisiyle ne yapacaðýný þaþýrdý. Sonra arkasýna bakmadan dýþarýya oradan da yola fýrlamýþtý. La Stravaganza’nýn en hüzünlü kýsmýný sokaktan gelen acý bir fren kesintiye uðratmýþtý. Herkesin göz göze geldiði ve Mýrnav’ýn öldüðünü düþündüðü kýsa bir an yaþandý. Sevgi Haným, Erling ve hasta yataðýnda yaþananlara þahitlik eden Almila acýyla baðýrdýlar. Almila çelimsiz ve zayýf bedeniyle yataktan fýrlayýp, kolundaki serumlarý çeke sürüte koridora kadar geldi. Mýrnav’ýn adýný baðýrýp aðlýyordu. Ben onu kucaðýma alýp yataðýna yatýrmaya çalýþýrken Almila ellerini açmýþ onlarca metre mesafeye raðmen Mýrnav’a doðru uzanmaya çalýþýyordu. Doktor Ercan yine tiyatro yapýyordu ama yüzündeki endiþeli tavrýn sahte olduðunu bir tek ben biliyordum. ‘Bir anda karþýma çýkýnca korktum ve tökezledim. Ona bir þey yapmak istemedim.’ Diyordu. Hastane bahçesinde araba yoluna sadece on beþ metre mesafe vardý. Mýrnav’ýn baþýndan ve kulaklarýndan akan kan küçük bir birikinti oluþturmuþtu. Çok üzgündüm ve Ercan’ý oracýkta öldürebilirdim. Elimden sabýrlý davranmaktan baþka bir þey gelmiyordu. Öyle de yaptým. Önce Almila’yý sakinleþtirdim. Sonra Sevgi Haným’ý… Tüm bunlar bir film sahnesi gibi yaþanýrken gözüm yine Melek Bilen’e kaymýþtý. Çalan þarkýnýn eþliðinde zamanýn yavaþladýðý kýsa bir a yaþadýk. Bana doðru bakýyordu. Yine bir güç dalgalanmasý hissetmeye baþlamýþtým. Beynimin içinde bir anda yeni bir düþünce belirdi. ‘Mýrnav’ý hemen bana getir.’
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Timur KOHEN, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |