Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
DOKUNMAK DOKUNUYOR Eskiler geçmişi anlatırken yeni nesil hayretler içinde dinliyor ve her anlatılana "Nasıl yani? diye tepki veriyorlar. Şaşırmakta sonuna kadar haklılar. İleri teknoloji yokken fiziken çok yoruluyorduk zamanımız da gereksiz harcanıyordu. Gelişen teknoloji, hayatı insanlar için bir hayli kolaylaştırıyor. Tek sorun yetişmekte ve kullanmakta biraz zorlanıyor olmamız. Tam alıştım, derken yeni ürünler, sürümler piyasaya çıkıyor. Tam da bu noktada güncel hayatın olmazsa olmazı "iş, fiş, alışveriş" diyerek konuyu doğrudan jet kasalara bağlamak istiyorum. Daha hızlı ve pratik hizmet vermek, daha az insan gücü kullanmak için programlanmış jet kasalar çoğu büyük markette aktif durumda. Pek çok kişi ve işveren de sıcak bakıyor bu mekanik jet kasiyerlere. Jet kasalarda alışveriş yaparken diksiyonu çok düzgün, hoş bir ses kaydı dostane bir şekilde yardımcı oluyor müşterilere. Her şeyin ticaret, maddiyat üstüne inşa edildiği düzende "Nasılsın canım, ne istiyorsan al, paranın ne önemi var" demelerini kimse beklemiyor zaten. Hayallere ve hayata aykırı sözler bunlar. Kimi jet hızıyla kullanıyor malum cihazı kimi de görevlinin yardımıyla ödemesini sonlandırıp poşetlere ürünlerini doldurup gidiyor. Geçen gün markette normal kasa sırasındayım yanda ise eski kuşak bir hanımefendi jet kasadaydı. Cesur, özgüvenli bir şekilde sorarak, adım adım ilerliyordu. Görevli tüm sabrıyla ödeme kısmına kadar getirmeye çalışıyordu. Derin bir nefes alan çalışan "şimdi ekrandaki patates resmine dokunun" dedi bayana. Müşteri hızlıca poşetteki patatese dokundu. Daha sonra aralarında gelişen diyaloğu aktarayım. - "Hanımefendi elinizi kaldırın poşetin üzerinden ve ekrandaki patatese dokunun lütfen. - Oldu mu? - Tamam. Şimdi kredi butonuna basın" - "Buton ne demek?" Bi ton işlem yapmak ilk kez jet kasayı deneyen hanımefendiye bayağı ağır geldi. Yeniliğe ayak uydurmuş ama eli ve mantığı kesinlikle uymamıştı. Sakın kınadığımı düşünmeyin sanıldığı kadar kolay değil ilk denemeler. Herkes teknoloji canavarı değil ne de olsa. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp ama ne yalan söyleyeyim olay komikti. Bu arada kartsız, parasız hassas tartıdaki patatese dokunarak ödeme yapılabilseydi keşke. Gerçi son zamlardan patates de nasibini aldı. "Dokunmak dokunuyor bünyeye" desem yeri. Patates yine makul fiyatlarda bazı sebze ve meyvelerin yanına dahi yanaşılmıyor. "Yemelik değil uzaktan sevmelik" yerli mahsuller (nadide parçalar) manav müzelerinde, kendilerine ayrılan reyonlarda sergilenmeye devam ediyor. Allah'tan marketlere giriş ücretsiz. Gözü, gönlü açılıyor vatandaşın en azından. Fiyatlar düştüğünde önce masasında sonra midesinde olacağı günleri düşlüyor. Kalın sağlıcakla... Aysel Yılmaz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |