Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Yazık oluyor çocuklara ve sivillere dediklerinde isyan ediyorum. Savaş diye ellerine verilen silahları kullanan o gencecik, yaşamlarının henüz baharında olan askerlere de yazık değil mi? Geçmişte dedelerimizin savaş anılarını kahramanlık destanı olarak algılar ve onların yaptıkları savaşlardan gurur duyardık. Savaşın vahşet, ölüm ve sefalet olduğunu aklımıza bile getirmezdik. Oysa şimdi her şey gözler önünde. Yaşamın ve korkunun ne olduğunu henüz kavramamış, henüz bebek denecek yaşta olan çocuk ölülerin yüzlerinde masum bir ifade var. Dehşetinse izi bile yok. Zira onlar henüz yaşamla ölüm arasındaki o korkunç farkı kavrayabilmiş değiller. Bu görüntülerin karşısında yıkılmamak olası mı? Amerikalılar için Irak’a saldırıları çok kolay kazanılacak bir savaş olacaktı. Zira ulus bilincinden yoksun olduklarına inandıkları Iraklıların Amerikan çıkarları uğruna birbirlerini kıracaklarını hesap ediyorlardı. Hesapları tutmadı. İlk günün şaşkınlığını üzerlerinden atan Iraklılar vatanlarını ölümüne savunmaya başladılar. Teknoloji etten duvarların önünde naçar kalınca ülkelerini ölümüne savunan Iraklılara, tüm Müslüman ülkelerden destek gelmeye başladı. Eli silah tutan Müslüman gençler Irak topraklarını savunmak üzere harekete geçtiler. Akın akın Irak’a gidiyorlar. Tüm dünya ülkelerinin insanları din, dil ve ırk ayırımı gözetmeksizin savaşa hayır diye haykırıyorlar, ülkelerini yönetenlere en sert şekilde karşı çıkıyorlar. İnsan oğlu artık erdemli olmanın sırrını çözmüştür. Her ülke insanının, insanca yaşamalarının hak olduğu gerçeği, din, dil, ırk farkı gözetilmeksizin savunulmaya başlanıldı. Her ülkenin insanları güçlerinin yettiğince bu savaş, bu kan durdurulsun diye haykırıyor. Savaşa, açlığa ve sefalete hayır diyorlar. İşte gerçek insanlık budur. Türkiye her ne kadar bu savaşa katılmayacağız diyorsa da yaşamımızı savaş olacakmış gibi düzenlemeliyiz. Türk ordusu bu savaşa karşı kararını kesin olarak açıklamıştır. Eğer bir Kürt devleti kurulmaya ve Türkmen katliamına kalkışılırsa bunu savaş nedeni sayacağız. Musul ve Kerkük petrolüne ağızları sulanan Barzani ile Talabani’nin olası bir çılgınlığına karşı ordumuz gereken her hazırlığı yapmıştır. Amerikalılar ve İngilizler Irak savaşından sonra, sırada daha beş ülke olduğunu açıkça söylüyorlar. Bu ülkelerin dördünü açıklıyorlar. Beşincisi ise açıklanmıyor. Bu da büyük olasılıkla Türkiye. Bunu açıkça söyleyemiyorlar. Zira Türkiye’nin askeri gücü küçümsemeye gelmeyecek kadar büyük. Kimsenin aklına bizde petrol yok, neden bizi vursun diye bir düşünce gelmesin. Ömrü otuz beş yıl kalmış petrol için bu savaşlar göze alınıyorsa, petrol sonrası enerji gereksinimini en az beş yüz yıl karşılayacak olan ve dünyanın en büyük Bor madeni rezervi sahibi Türkiye için savaşı neden göze almasınlar? Amerika ve İngiltere’nin Ortadoğu’ya yerleşmek istemelerinin temel nedeni bu değil mi? Amerikalıların ve İngilizlerin önünde İMF ve Dünya Bankası aracılığıyla Türkiye ekonomisini çökertebilmek için otuz beş yıl var. Bu otuz beş yıl içerisinde Türk insanını daha da fakirleştirmek için bu iki kurumu en iyi şekilde kullanacaklardır. Bu tuzağa düşmemek için savrukluktan kurtulmamız, tarıma ve üretime gereken önemi vermemiz gerekir. Önce dış ülkelere neler satabileceğimizin sıkı bir araştırması yapılmalıdır. Bu araştırma sonucuna göre tarımda, sanayide ve el emeği işlerde üretimi arttırmakla kalmayıp, ihraç ürünlerine rekabet gücü kazandırılmalıdır. Türkiye çok büyük bir ülkedir. Kaliteli ve rekabet gücü yüksek üretimde dünya devi olabiliriz. Bu olgu, Konya ilimiz kadar olan bir çok Avrupa devletinin ve tüm Avrupalıların korkulu rüyasıdır. O ülkelerin korkulu rüyalarının gerçekleşmesi için hepimize görev düşmektedir. Devlet açacağı iş sahalarıyla herkesi iş sahibi yapıp kahvehane kültürümüzü sona erdirmelidir. Türkiye bunu başardığı gün çok büyük ve sözü geçen bir ülke olur. Fakirliğimiz yazgı olmaktan çıkar. Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Özcan Nevres, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |