Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein |
|
||||||||||
|
Ve belki de çoğu zaman kaybolup yokolmak.. /Her ikisi de ayrı bir heyecan aslında.. / /Birşeye katlanamıyor beden.. O da varmış gibi görünüp, aslında hiç olmamak.. /Gülebiliyorsan yine de, bu senin için asla bir son değildir.. -> subject ne kadar gülecim değil mi? yaşama böylesine gülmek de varmış. saçlarım yeni uzadı...kısalığı ondandır. uzundu bi aralar. ta ki...evet ta ki... yaşama öylesine gülmekte varmış. Tanrı sınadı bizi. Hep gülmemiz dileğiyle...yaşanıyor ve unutuluyor bunu aklınızdan çıkarmayın hiç... yaşanıyor ve bitiyor...sizinle konuşmayı isterdim uzun uzun...size ulaşmayı isterdim kesintisiz... sevgiyle kalınız...” ... Yaşanması gereken her anın, geriye bıraktıklarına sarılıyor insan çoğu zaman.. Yaşanacak o kadar çok şey vardı ki diyerek iç geçirirken..Aslında yaşarken bir şeyleri paylaşabilmenin, en azından uzaklıkları yok edebilmenin kelimelerde..cümlelerle çoğalabilmenin verdiği hazzı arıyor insan bir yerde.. /ne kadar anlatabilir bilmiyorum herşeyi yerli yerince bu kelimeler.. Orhan Veli anlatırdı anlatabilseydi../üzerimizdeki bu kifayetsizliği.. Bu sınamadan payımı aldım sanırım bende.. sağlıksa söz konusu yaşansın ve bitsin demek geçiyor içimden..fakat, aşksa yaşanan hayatın güzelliklerine rağmen, yaşansın ama bitmesin demek daha uygun sanırım.. Yine de bizi doğuran kelimelere.. nice teşekkürler.../ ... -> subject Sesinde ne var biliyor musun Söyleyemediğin sözcükler var.. Küçücük şeyler belki .. Ama günün bu saatinde Anıt gibi dururlar.. Sesinde ne var biliyor musun..?/ Söylenmemiş sözcükler var (C. SÜREYA) sesinizi duymak istedim bi an....yasaklıyım ..saat 17.00'yi geçeli 2 saat 15 dakika olmuş....ne kötü değil mi?.. ... İnsan düşündükçe daha çok..daha çok umut oluyor düşlerinde..eğer uzaksanız hayalini kurduğunuz her düşe..ben ‘suskular’ halinde şöyle demiştim..Umut, /Birtek kendini sever, /Bir de insan olmayı../kazanıldığında..bilmiyorum yanlış mı düşündüm ama..sanırım..terapi gerektiren bir tek umut var hayata karşı..bütün çaba bundan ibaret..Olmasa hani, hiç olmasa../neden yaşar insan.. Bu çoğu zaman yazının önüne geçer. İnsan kelimelerinde nasıl bir yol çizerse çizsin, ses ya hepsini siler atar, ya da kelimelerle uyuşmayan bir yapı oluşturur..Gerçi bu değişken olabilir, ama ../şunu söylemek gerektiğini çok iyi biliyorum..Sesinizde beni etkileyen ve size ne diyeceğimi bilememenin büyük bir mutluluğu barınıyor.. Buzlarım çözülürken huzur dolu bir aşk’a.. Gülerek birkaç gecikmiş gecenin ardında../Lütfen sizde her zaman gülümseyin..Çünkü hayatın en zor yapılan işlerinden biridir gülmek... ama gerçekten..ama içten.. isteyerek..istemeden.. ... Bende uzun zamandır birbaşıma sorguluyorum kendimi..Bazen insan aşktan yana kendini geriye çektiği zaman, daha çok bağlanıyor aşk’a..Sanırım bu bir nev’i özlem duymak gibi birşey. Yazıyorum, yazdıklarımda gizlenen bir sevgili var..Yüzünü görüyorum, ona dokunamıyorum, ama tüm acılarını paylaşıyorum..Dikkat ederseniz, bilmiyorum yazdıklarımı okudunuz mu ama, içinde geçen aşk bir sevgili için fazla uzun ömürlü olmuyor genelde..Yani salt ‘seni seviyorum’ diye başlayıp bu çizgide gitmiyor çoğu zaman.. Çünkü sevmek..Sevmek adamakıllı yitmektir bir ölçüde... Geriye dönüşü olmayan.. Elbette yazmak, paylaşmak güzel bir duygu.. Bunu size karşı içtenlikle ve samimi duygularla yaptığımı bilmenizi isterim. Çünkü insanlar farklı düşünürler her zaman..Yani ‘İkiz Ruh’ olarak tabir edilen, bir düşünceye sahip (birçok yönden) iki kişinin kalkıpta birbirini bulması oldukça zor.. Bunun ötesinde, sanal alemde bu düşüncedeki insanlarla karşılaşmak, (kendi tarzımda) onlarla gerçek iki dost gibi ya da gerçek iki sevgili gibi kalabilmek çok zor.. Zor olan yaşamaktan daha öte.. ne buluyorsun bu isimsiz kelimelerde..sürüklenmekten başka.. .... Efsunlu bakışlar, ve belki de büyülenmiş bir zaman yolculuğu ardımızdaki../hangi bakış anlatır yüzümüzdeki hüzünleri olağanca..durgun bir zaman gibidir..hayat avuçlarımız arasında..Çoğalmayı bildikçe..azalmadan.. Nerelere bırakıyor beni düşüncelerim.. bunun derin bir muhasebesini yapıyorum..yazmaktan öte, zaten anlatıyorsunuz herşeyi o sıcacık sesinizle..ve ben yüzümü dönüyorum Enis Batur’un dizelerine.. “Biraz daha arınmış ışık gerek bana, /biraz daha koyu bir mürekkep, /biraz daha felç sağ elim /ve parmakları için, /biraz daha zaman ve bu zamandan geçmek: /Birkaç soluk boyu /belki, belki birkaç çağ için /biraz daha cüret /ve korku, /Tılsım ve Trajedi gerek...” evet gerçektende bir tılsım ama trajedi değil sevmek..gözlerinizdeki tebessüme kapılarak..düşünebilmek herşeyi..Nasıl anlatılır, nasıl yaşanılır..baktıkça tebessüme daha yakınca.. Belki saklanmak derinlerde../günü gelip çıkmak için güneşten çalınan bir yüzün güzelliğine.. En güzel sesten, en güzel şarkılar dinlemek..şiirler okunmasını dinlemek.. susmak çoğu zaman..konuşmadan bakabilmek uzaklığına gözlerinizin..gözlerinizde yer tutan gözlerimi görebilmek../Üşümeden.. Halen daha bir mektup gibi olmadı satırlarım../sanırım böyle devam edeceğim..bir cümle bile kuramıyor insan içi içine sığmadığında..Oysa hiç zamanı olmadı sevmenin.. hiç bir soruda cevapsız kalmanın..hiç yeri olmadı sanırım..Çok şey istemiyorsunuz elbette../Sevmek çoğu zaman..çok şeyden öte.. Buraları hüzünlü bir kış masalını andırıyor şu sıralar..Demek istediğim, karla kaplı bir beyazlığın..gecesindeyim şimdi../Orada yıldızlar yerlerini almışlardır mutlaka..ve deniz suskundur kendi içinde../Kıyıda hayatın devam ettiği bir sessizlik../beklendiği müddetçe..Huzurlu olan aslında, insanın kendini rahat hissedebildiği ölçüde, bırakabilmesidir düşlerini sevdiğine.. ve anlaşılması mıdır ki, aşkın dilinde düğümlenen sözcüklerin, sevgilinin gözlerinde anlam kazanması.. Baktıkça bir dokunuştan daha esrik.. Belki de yine kendime döneceğim yüzümü.. /nasılım eskisinden.. nasılsınız içimde.. özledikçe.. Kurşunkalemle teksir kağıdında uyuyan bir kimsesizlikten.../bunca kalabalık içinde.. Böyledir yalnızlığı uzaklığın, /Beklemesiz, /Kanat söken kuşların, /Yorgunluğu ölümden, /Bundan belki de, /Suskunluğu, /Kabul etmeyişim, /Giderken dudakları aşkın, /Şarap tadında, /Kelimesiz... (Ne anlatır yalnızlığı insanın.. dokunuşunu özledikçe sevdanın).. sevdalanmak zor iş.. yazık ki.. kaybetmek oldukça.. Ne anlatmaz ki yalnızlık insana../bu dokunulmazlıkta../bekledikçe.. Birbirine benzeyen bütün aşkların..zamansız bitişine dair..benzer duygular var halen saklanan her yürekte../kendini anlamadığı kadar..bir başkasını anlamaya çalışacak güçte..bu yapaylık kendine zarar.. .... Belki kuralsız yazmak istiyorum herşeyi..kural her ne demekse.. ne kadar da kolay bozuyor içimizde barındığını sandığımız doğallığı.. olanca derinden ve sığ sularında sevginin.. boğulmadan.. birbaşıma.../saklanmalı mıyım kendime..tüm çıplaklığımla.. kelimelerimin üzerimde oynadığı bu oyunların yerine..çıkıpta yüreklice..anlatabilmeli miyim size aşk’ın tılsımlı serüvenini..Ne derece becerebilirim..zira yazmaktan daha fazla korkarım. Tutamamaktan sıcaklığınızı../ellerinizden..Bu kadar korkak olmamam konusunda..ne olacaksam../ tükenişinde.. hiçbir aşk bana göre değil.. miş.. Yine çok mu okunacağım acaba..ve belki print alınmış beyaz kağıtlar üzerinde..çok mu yalnız kalacağım bu kelimelerle../hayır sanmıyorum..anladığınız üzere, hapsedilmiş duygularımın düşlerine sarılıyorum..ellerinizde../herkes yazar belki..belki herkes okur.. ama herkes anlamaz../anlamış olduğunuz gibi.. kimi.. Ertelemiş olduğunuz seyahatiniz için..umarım üzülmemişinizdir..Zira hava muhalefeti olduğundan dolayı..sağlığınız açısından ben daha fazla üzülürdüm../Bu satırları yazdığım sırada Grip koordinatlarındayım../(x) ve (y)’den sıfırsız..Beklemek çoğu zaman kazanmaktır sevdaları../aşk gibi..gerçek olan.. İnanın bu yazdığınız mektupla beni çok mutlu ettiniz../Bir susku’da şöyle geçerim..Aşk olmalıyım..Kalmaktansa.. /Ama nasıl.. sanırım yazdıklarınızı okumak gibi..öyleyim şimdi../Ne mutlu.. İnadına yaşayacağım.. kocaman bir söz..Zira iyileşiyorum gibi.. .... Aslında yazan bir yüreğiniz olduğu anlaşılıyor../Yanlış anlamayın bunu siz söylemiştiniz bana../Bir sebepten dolayı..bana yazmanızı istemek ve kelimelerinizle geceleri geride bırakmak elbette hoşuma gidecektir..Siz konuşuyorsunuz..ben yazıyorum../ben konuşamıyorum../siz yazıyorsunuz..evet yazıyorsunuz..ve içinizden neler geliyorsa, ne için belki aşk, belki hayat, belki dokunuşlar, belki bakışlar, hisler, dünyalar.. Bana alışıyorsunuz..ve bende sanırım size aynı düşüncelerle sahip çıkıyorum..İnsanın bu düşüncelerinin yeri doldurulamaz asla..eğer kabullenilmiş bir sevi ise sebep, paylaşmak ve sonuna kadar gitmek gerekir diye düşünüyorum.. /Zamanın donduğu yerde, /Bu sessizlik, /Acı bir yalnızlığı hatırlatıyor, /Gülüşlerin, /Sabahlarıma düşen kırağı, /Yoksa, /Yollar mı aşılmayan, /Bembeyaz, /Tenimi ısıran soğuktan, /Geçitsiz.. (Dinmeyen) Aşk’ın anlamı../Yaşamak çoğu şeyi..paylaşmak.../ve suskular zamanı.. Herkes’te ayrı bir anlam ifade ediyor aşk../Bense aşk’ı yazdığım düşüncelerimde olsun, güncemde olsun..suskularda olsun farklı alıyorum ele..değişken bir yapısı var aşk dediğimiz olgunun../Ben şöyle geçmişim kelimeleri yazdığım zaman../her aşk kendini doğurur../Ölüme..Sonsuza dek sürecek bir aşk olmalı yaşanan../yarı yolda bırakıp gitmeyen../mevsimsiz..çok şey değil bunu yapamamak..Başka bir zamanda şöyle demişim../Hangi aşk götürmüştür insanı, /Sonuna dek, /Yormadan../hangi ayrılık bırakmıştır peşini, /Aşk’ın, /Yaşanmadan..tabii bunlar önemli şeyler düşününce.. / ben ayrılığın olmayacağı bir aşk’ı paylaşıyorum hayatla../Burası yalan elbet.. kim ayrılığı düşünerek aşk’ı anlayabilir.. /Gözlerine baktıkça bunu hissedebiliyorum../Umarım sende de bu durum böyledir../İnsan okurken ne duygulara, ne düşlere kapılıp gidiyor ama söylemeye geldi mi, benim gibi çakılıp kalıyor.. Bu yüzden duygularımı eski bir anı defterinde saklıyorum.. /ve yaşamaksa önemli olan, dokunmadan da paylaşabilmekse aşk yüreği../Sesimi ayağa kaldırdım, /Bir anı defterinde, /Mahkumluğum ağlar, /Bu yalnızlık, /Değil asla, /Bu durgun bakış, /Küskün gecede.. /Dilim varmaz söylemeye, /Rüzgarın yüzüne, /Çevirerek başımı, /Kayboluşum sende, /Böyle yaralı... Uzaklaştıkça kıyıdan, /Korkarım, /Kapanmasın diye gözlerin, /Eskiyen her cümlede.../..kısaca böyle işte.. bu yalnızlığın tarifi yapılamaz../..ölümü anlatmaktan korkan bir yürek kadar.. korkaksın sanırım.. -> subject “En çok neyi sevdiğimi sorarlarsa seni söyleyeceğim" İşte birkez daha vuruluyorum şahdamarından... sevginle onurlandır beni... seni seviyorum su yüzlü çocuk... Evet dokunuşlarını uzak olsa da hisseden../geceleri yaşıyorum ben sürekli..Nasıl tarifleneceği belli olmayan..Ben söyleyeceğim bu kelimeleri sana..ve senden de duymak isteyeceğim..doyasıya../çok şey yazacağım bunun üzerine sana../çok şey beklemeyeceğim../ve sürüp gitmesini isteyeceğim sevdanın../sevdamız üzerine... mungan belki anlamını bölerek şiirin içinde.. /Yüreğimdeki ve bedenimdeki bütün yaralar adına, /yüzünün kuyusuna düştüğüm kuytuda, /Sana olanca aydınlığım ve karanlığımla baktım, /aşktan yorgun düştü dinim, /dağıldı kehribarım..evet böyle bir dağılmışlık sanırım ifadelendiremediğim bu zaman../ama tatlı bir dağılmışlık..böyle olması da gerekiyor bazen..toparlanmak kolay../dağınık durmak daha kolay..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |