|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
4 Kasým 2003
Günlük - 5
günlük-5
Arzu Menteþeoðlu
Çevreme aldýrmadýðým, tamamen kendime dönük olduðum, beynimin ve ruhumun sýký alýþtýrmalarla eðitilmeye çalýþýldýðý bir dönemdi bu. |
|
Okumak; kendini tanýmak, baþkalarýný anlamak, olup bitenleri anlamlandýrmak adýna büyük ufuklar açan, kesinlikle edinilmesi gereken bir alýþkanlýk. Kaliteli yaþamýn, okuma alýþkanlýðýna baðlý olduðunu rahatlýkla söyleyebilirim. Bir takým insanlar okumayý severek doðuyorlarsa bilemeyeceðim, benimki sonradan kazanýldý. Anne-babam her doðum günümde kitap hediye eden, okumayý seven insanlardý. Okumayý sevmez, ancak kitaplarý severdim. Çocukluðumda kitap seçiminde kapak resmi önemliydi benim için. Okumayý, ancak ortaokul yýllarýmda sevebildim. Bu nedenle, ilkokul çaðýmda okuyamadýðým kitaplara hayýflanýrým. Sonradan okunsalar bile, asla bir çocuk algýlayýþýyla algýlanamayacaklar. O büyü asla yakalanamayacak. Araþtýrmacýlar toplumumuzda okuma alýþkanlýðýnýn düþük olduðunu söylüyorlar. Kültür, magazin programlarýnda kitap tanýtýmlarý yapan sunucular, ilgilenen seyircinin azlýðýndan yakýnýp, mümkün olduðunca kýsa kesmeye çalýþýyorlar. Toplumsal öðrenme modelimiz, görsel modele dayanýyor, televizyon karþýsýnda vakit geçiriliyor, ve gerekli olanlar en kýsa yoldan öðreniliyor !!! Kitap okumayan insan, düþünmüyor demektir, bu da; 'geliþmemiþ, hatta geliþmeye kapalý, kýsýr kalmýþ insan' anlamýna geliyor. Onbeþ yýl önce, Denizli'de kitapçý yoktu. Raflarýn arkalarýna itilmiþ, tozlu, adi kitaplardan baþkasý bulunmayan 'kitapçý-kýrtasiye'lerle yetinmeliydiniz. Düzenli okuma alýþkanlýðý olan, bilinçli bir okuyucuysanýz, istediðiniz kitaplarý Ýzmir'den getirtmek zorundaydýnýz. Talep olmadýðý için, kimse kitapçý dükkaný açmayý düþünemiyordu herhalde. Zamanla gerçek manada bir tek kitapçýmýz oldu. Yýllar sonra da, hem müzik market hem de kitapçý olan daha kapsamlýsý açýldý. Aradýklarýmýzý bulmak problem deðil artýk. Son geliþme büyük ihtimalle, Pamukkale Üniversitesi'nin þehre zorunlu olarak getirdiði bir yenilik olsa gerek. Kitapçýlarýn saðcý ve solcu ayrýmlarý olmasý her zaman garip gelmiþtir. Saðcý kitapçýlar dini aðýrlýklý kitaplar satar, solcularda ise; aktüel, basýnýn konuþtuðu, dini karalayan, felsefik kitaplar bulursunuz. Ayrýmýn keskinliði ilk bakýþta þaþýrtýcý, fakat zamanla bunun neden böyle olduðunu anlamakta gecikmiyorsunuz. Yazý, insanlarýn kitlelere ulaþmak adýna kendilerini ifade ediþ þekilleri olduðuna göre, kitap yazacak kadar buna ihtiyaç duymuþ bireyin, ulaþtýrmak istedikleri var demektir. Yazan biri -kendine göre- bilinç içindedir. Bu bilinç, iki uç arasýnda -bir uca daha yakýn- olmak zorundadýr. Zorunluluk, kesin doðru ve yanlýþlarý olan ve birbirlerine zýt görünen iki kutup olmasýndan kaynaklanýr. Kutuplarýn ahlak inançlarý, hayat görüþleri, yaþam tarzlarý, siyasi görüþleri... farklýdýr. Fark, kutuplardan birine tam oturmuþ bireylerde ideoloji tarzýný almýþtýr. Keskin ayrým nedeniyle, çaðdaþ(!) kitapçýlarda sol aðýrlýklý kitaplardan baþkasýnýn bulunmamasýna alýþmak zorundasýnýzdýr. Bilimin bakýþýna yön veren, inançlarla baðdaþmayan verilerin(!) yer aldýðý kaynak kitaplar dahil, farklý boyutta farklý anlatýmlar da diðer kitapçýlarýn raflarýnda yer alamaz. Vicdani sorumluluklarý gereði bazý doðrulara peþinen inanmýþ, bunun yanýnda da kendi gerçekliði peþinde olan bir bireyseniz yandýnýz. Bu; durumunuzun çok karmaþýk olduðu anlamýna geliyor. Her iki tarafýn da, bir yerden sonra düþünceye zincir vurmaya çalýþtýðýný þaþýrarak fark edersiniz ve hiçbir yazarýn özellikle düþünsel boyutu olan hiçbirinin, karþýsýndaki okuyucuyu küçümsememesi gerektiðini defalarca düþünürsünüz. Yazar ortaya koymalý ama saldýrgan ve ýsrarcý olmamalý. Kendi adýma, okuduklarýmdan bana uymayanlarý eleyip, uyanlarý iþliyorum. Eðer böyle yapmaz da birçok tanýdýðým gibi kliþeleþmiþ yargýlarla, bazý türleri mahkum edecek olsaydým þu anda sahip olduklarýma(?) ulaþamaz, aklýmýn ve ruhumun dýrdýrlarýna ömür boyu katlanmak zorunda kalýrdým. Basýna da yansýyan kesin ayrým, okumayan, düþünmeyen halk kitlesinin yanlýþ yönlendirilmesine, belirli bir yaþam tarzý oluþturulamamasýna neden oluyor. Bilinçli bir yaþam tarzý, bilinçli tercihleri gerektirir diye düþünüyorum. Bunun için okumalý ve düþünmeliyiz. Bilinçli okuyucu seçici olmalýdýr. Herhalde bu doðru bir kaný. Ancak, bilinçli okuyucu olabilmek için geçirilmesi gereken bir süreç var. Yerleþik dünya görüþü edinebilmek, nelerden zevk aldýðýný keþfedebilmek, doðru ve yanlýþý yerleþtirebilmek için önüne gelenin okunduðu bir dönem. Ben de böyle bir dönem geçirdim. Beynimin içindeki raflardan boþ olanlara yeni veriler yerleþtiriyor, bazýlarýnýn yerlerini deðiþtiriyor, bazýlarýna ekler yaparak bir bütün oluþturmaya çalýþýrken oradan oraya koþuþturup duruyordum. Kendimi arada biryerlerde hissediyor ve yerimi oturtabilmek için -ki bu kendimi emniyette hissetmemi saðlayacaktý çünkü varlýksal bir tehdit içinde hissediyordum- aþýrý çaba sarf ediyordum. Kibire varan ýsrar ve acele içinde olduðumu yýllar sonra görebildim. Çevreme aldýrmadýðým, tamamen kendime dönük olduðum, beynimin ve ruhumun sýký alýþtýrmalarla eðitilmeye çalýþýldýðý bir dönemdi bu. Okumak kimi zaman hayal dünyasýna dalmak için, kimi zaman zeki insanlarla sohbet etmek için, kimi zaman da dünyanýn gerçeklerinden uzaklaþmak için baþvurduðum yöntemdi. Yýllar sonra Andre Maurois'in Okuma Sanatý adlý kitabýnda dikkatimi çeken; "Kötü olan okuma, okumaktan bir nevi afyon hizmeti bekleyenlere aittir ki, onlar gerçek dünyadan ayrýlarak kendilerini bir hayal alemine daldýrýrlar. Okumaksýzýn bir dakika vakit geçiremezler. Sulu boyanýn tekniðinden buhar mekinesinin nasýl iþlediðine dair herþeyi okurlar ve kendi düþüncelerine bir dakika bile yer vermezler" pasajýndan sonra, bir zamanlar ben de böyle bir okuyucu olduðumu anladým. Elime geçen her þeyi okuyor, sadece yemek ve zorunlu aralar dýþýnda, kýrk sekiz saat aralýksýz okuduðum zamanlar oluyordu. Bu okuma isteði, otobüste giderken okuyacak hiçbir þey bulamazsam, tabelalarý okumaya kadar uzanýyordu. Tamam bu biraz abartýlý, ancak okumanýn bilinçlen-mesi, önüne gelenin okunduðu bir dönemden sonra geliþiyor. Ýlk zamanlardaki 'bilinçsiz okuma eylemi', geliþmeyi ve seçiciliði hazýrlýyor. Kendinizi geliþmeye adamýþ bilinçli bir okuyucu ve okuduklarýný tartýp biçen biriyseniz, üstelik de yaþýnýz, gerekli tecrübe için yetersiz ise, çabalarýnýzýn sizi çýkmaza sürüklemesi her zaman olasý mý bilemiyorum. Ancak baþýma gelen aynen buydu.
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
YAÞADIKLARIMDAN ÖÐRENDÝÐÝM BÝR ÞEY VAR
Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var:
Yaþadýn mý, yoðunluðuna yaþayacaksýn bir þeyi
Sevgilin býtkýn kalmalý öpülmekten
Sen bitkin düþmelisin koklamaktan bir çiçeði
Ýnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuþa, bir çocuða
Yaþamak yeryüzünde, onunla karýþmaktýr
Kopmaz kökler salmaktýr oraya
Kucakladýn mý sýmsýký kucaklayacaksýn arkadaþýný
Kavgaya tüm kaslarýnla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandýn mý bir kez sýmsýcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taþ gibi dinleneceksin
Ýnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiðine
Hem de tüm benliði seslerle, ezgilerle dolarcasýna
Ýnsan balýklama dalmalý içine hayatýn
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasýna
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanýmadýðýn insanlar
Bütün kitaplarý okumak, bütün hayatlarý tanýmak arzusuyla yanmalýsýn
Deðiþmemelisin hiç bir þeyle bir bardak su içmenin mutluluðunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaþamak özlemiyle dolmalýsýn
Ve kederi de yaþamalýsýn, namusluca, bütün benliðinle
Çünkü acýlar da, sevincler gibi olgunlaþtýrýr insaný
Kanýn karýþmalý hayatýn büyük dolaþýmýna
Dolaþmalý damarlarýnda hayatýn sonsuz taze kaný
Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var:
Yaþadýn mý büyük yaþayacaksýn, ýrmaklara, göðe, bütün evrene
karýþýrcasýna
Çünkü ömür dediðimiz þey, hayata sunulmuþ bir armaðandýr
Ve hayat, sunulmuþ bir armaðandýr insana
ATAOL BEHRAMOGLU
Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk
|
|
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler |
|
|
|