Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Onu ilk gördüðümde, elimde pazar fileleri, annemin evde beklediðini, acele etmemi özellikle tembihlediðini unutarak sokaðýn ortasýnda donakaldým. Gözlerimi dikmiþ ona öylece bakarken, benim sabit bakýþlarýmýn altýnda, yüzünde sonsuz bir hüzünle geçip gitti. Benden baþka hiçkimse onu garipsememiþ, önemsememiþ, onunla ilgilenmemiþti. Aceleyle eve döndükten uzun süreye kadar kafamý toplayamadým. Gördüðümün bir anlýk rüya olup olmadýðýný anlayamýyor, rüya deðil idiyse kimsenin ilgilenmemiþ olmasýna mana veremiyordum. Gördüðüm sadece bana has birþey miydi yani? Bunun böyle olduðunu kavrayýnca...gece herkesin yatmasýný bekledikten sonra, bana gülünmesinden korkuma olduðundan daha çok, kaybekmekten korkuma özenle sakladýðým, sayfalarý eskilikten yýpranmýþ kitabý yataðýmýn altýndaki sandýktan, diðer þeylerin arasýndan çýkardým. Uykudan gözkapaklarým isyan edene deðin tekrar tekrar okurken, rahmetli dedemin bu hayali aklýma soktuðu günleri hatýrladým. Hiç ummadýðým bir anda karþýma çýkýveren 'ýþýk adam'ý dedem bir ömür boyu aramýþtý. Nasýl da alnýnda ýþýk parlýyordu. *** Çocukluðumda dedemden masal dinlemeye bayýlýrdým. Bana hep, ýþýk adamdan bahsederdi. Sonunda da konuþmasý çoðunlukla, babaannemin benim kafama olduk olmadýk þeyler soktuðu yolundaki sert ihtarýyla kesilirdi. O zamanlar, dedemin masalsý bir gerçeklikle anlattýklarýnýn masal mý yoksa gerçek mi olduðundan asla emin olamýyordum. Ama...artýk eminim. Dedemi, O'nu gördüðüm günden bir yýl önce topraða vermiþtik. Ölüm döþeðindeyken beni yanýna çaðýrýp elime yastýðýnýn altýndan çýkardýðý o yýpranmýþ kitabý tutuþtururken 'ýþýk adam'ýn sadece bir efsane olmadýðýný, onu görenler olduðunu ve kendisinin de hayatý boyunca hep onu aradýðýný fýsýldadý. Hayata gözlerini bir daha açmamak üzere kapatacaðý o son ana kadar kendisi bulamamýþ, ama benim yani torununun ona inanmasýný ve kendisinin býraktýðý yerden ýþýk adamý aramaya devam etmesini istiyordu. Ýlk zamanlar, aileden birinin cansýz bedeninde ölümün gerçek yüzüyle ilk kez tanýþtýðýmdan olsa gerek 'ýþýk adam'la uðraþmadým. Bunda, yaþadýðý sürece ondan sýk sýk bahsettiði için dedemin hafif kaçýk olduðuna inanýlmýþ olmasýnýn da rolü olsa gerek. Dedemle çok güzel günlerimiz olmuþtu. Ölümünün üzerinden zaman geçtikçe, beni omzunda gezdirdiði, annemle babamýn bana vakit ayýramayacak kadar meþgul olduklarý zamanlarda lunaparka götürdüðü, parktaki kuþlara birlikte ekmek kýrýklarý attýðýmýz o çok eðlendiðim günler burnumun direðini sýzlatýr olmuþtu. En önemlisi de, sadece onun bana 'hiçbirþeyden anlamaz çocuk' muamelesi yapmamýþ olmasýydý. Aylar geçip, özlemi içimde dayanýlmaz boyutlara ulaþtýðýnda, ancak ýþýk adamý bularak dedemin hayalini gerçekleþtirdiðimde, bu durumu daha dayanýlýr kýlabileceðimi düþündüm. Ancak, onu nerede bulabileceðim yolunda hiçbir verimin olmamasý büyük bir sorundu. Kitaptaki tek ipucu ýþýk adamýn alnýnda parlayan ýþýðýn sadece ona inananlarca görülebildiðiydi. Bu noktada avantajlýydým, çünkü sadece ona inanmakla kalmayýp, ayný dedem gibi zamanla ben de ona tutku derecesinde baðlanmýþtým. Dedemin anlattýðý herþeyi, artýk masal olmadýklarý gerçeði ardýndan tekrar tekrar hatýrlamaya çalýþtýkça, ýþýk adamýn çok iyi biri olduðu için temizliðinin göstergesi bu ýþýða hak kazandýðýný ve en az kendisi kadar iyi olabilecek biriyle karþýlaþtýðýnda ýþýðýný ona aktaracaðýný, ancak yüzyýllar boyu böyle birine rastlamadýðý için yaþamak zorunda olduðunu anlattýðýný hatýrladým. O geceyi nasýl sabýrsýzlýkla karýþýk bir piþmanlýkla geçirdim bir Allah, bir de ben bilirim. Sabýrsýzdým çünkü onu yeniden görebilmeyi istiyordum, piþmandým çünkü onu görür görmez onu önüme çýkartan talihe þükredip, gözden kaçýrmamaya çalýþmam gerekirdi... 'Ya tekrar göremezsem?' Bu olasýlýðý düþünmek istemiyordum. O gece yataðýmda dönüp durarak sabahladým. *** Sonraki bir haftayý onu gördüðüm yerde daha çok oyalanmak üzere tüm þehri sokak sokak tarayarak geçirdim. Sonunda bitkin düþtüðüm bir gün, deniz kýyýsýnda rastgele bir banka çökmüþ martý çýðlýklarý ve deniz kokusu arasýnda kendi aptallýðýma lanet yaðdýrýrken, elleri ceplerinde baþý yüzünün görülmesine engel olacak kadar göðsüne düþmüþ acele etmeden aðýr aðýr yürüyen adam nedensiz olarak dikkatimi çekti. Bunun nedenini, bir an ufka bakmak için baþýný kaldýrdýðýnda alnýnda gördüðüm ýþýktan sonra anladým. Dedemden dinlediklerime göre yüzyýllardýr görevini teslim edebileceði birini bulamadýðý için ölemeyen ýþýk adamý çocukluðumdan beri buruþ buruþ yüzlü hayli yaþlý biri olarak hayal etmiþtim. Oysa ki karþýmdaki orta yaþa yaklaþmýþ, hayatýmda gördüðüm en güzel insan oldukça þaþýrttý beni. Ýlk anda elim ayaðýma dolaþmasýna raðmen, soðukkanlýlýðýmý korumaya çalýþarak on adým kadar gerisinden takip etmeye baþladým. Rüzgarýn saçýmda oynadýðý oyunlar ve burnuma getirdiði deniz kokusu, baþýmýn üstünde þekilden þekle giren kar beyazý bulutlar ve bunlara bir de martý çýðlýklarý eklenince bana büyülüymüþ hissi veren o ilkbahar günü, sanki gerçek olan o deðilmiþ de, ben efsaneymiþim hissine kapýlarak, yanýna koþarak kendisini tanýdýðýmý ve herþeyi bildiðimi söylemek istedim. Dedemden de bahsetmeliydim. Hayatý boyunca onu aramýþ dedeme karþý en azýndan vefa borcumdu bu. Farkýma varýp varmadýðýný bilmiyorum. Þehri neredeyse boydan boya, onun peþinde ayný sarhoþluk içinde katedip, sakin bir mahalde garaj kapýsý benzeri geniþ bir kapýdan, peþisýra loþ bir salona gölge gibi süzüldüm. Ýlk olarak bu, aydýnlýktan karanlýða geçiþ nerede olduðumu net bir þekilde seçmemi engelledi. Gözlerim alýþtýðýnda, tavana yakýn birkaç pencere haricinde aydýnlatýcý baþka bir deyiþle havalandýrýcý hiçbir yeri bulunmayan geniþçe bir depoda bulunduðumuzu anladým. Ýçeride ýþýk adam ve kolonun ardýna saklanmýþ benim haricimde, üç kiþi daha vardý. Sandýklar üzerine oturmuþ diðerleri arasýnda ayakta duran ýþýk adam, tepedeki pencerelerin birinden tek bir kolon halinde içeriye süzülen berrak sarý ýþýðýn altýnda ýþýl ýþýl parlayan yüzüyle, görevini en iyi þekilde yapmaya çalýþan sahnedeki tiyatro sanatçýsý gibi göründü gözüme. Diðerlerini selamladýktan sonra, sevgi dolu bir ifadeyle neler yaptýklarýný ve ýþýklarýyla aralarýnýn nasýl olduðunu sorduðunu duyunca, tek bir ýþýk adam olmadýðýný anlamanýn beni ne kadar þaþýrttýðýný tahmin edebilirsiniz sanýrým. Hemen ardýndan, herbirinin alnýnda ýþýklarý görünür hal alarak parlamaya baþladý. Fakat ýþýk adamla karþýlaþtýrýlamayacak kadar silikti onlarýnki. Sadece silik olsa iyi, birininki bir görünüp kayboluyor, diðerininki parçalanmýþ hissi veren siyah lekelerle kaplý, sonuncusununki ise olup olmadýðýndan þüphe duyulacak kadar silikti. Onlara tek tek bakan ýþýk adamýn, hayal kýrýklýðýný ve üzüntüsünü taa içimde hissettim. Herbiri kelimelere dökülmeye gerek olmayacak kadar olup bitenin farkýndaydý. Baþýný ellerinin arasýna alarak sandýðýn üzerine çöktü. Diðerleri ise onun hüzün kadar derin sessizliðini neden olduðunu anlayamadýðým bir tür suçlulukla - bunu birbirlerine fýrlattýklarý kaçamak bakýþlardan anlamýþtým- paylaþtýlar. Neden sonra ýþýk adamýn tok ve etkileyici sesi boþ odada tekrar yankýlandý. Sesinden, konuþabilmek için güç harcadýðýný anlýyor ve onun, niye olduðunu diðerlerinin çok iyi anladýklarýný hissettiðim, üzüntüsünü paylaþýyordum. "Görüyorsunuz deðil mi? Çabanýzýn yetersizliðini, her ay bir öncekinden daha kötüye gittiðinizi görüyorsunuz deðil mi?" diyordu. Alýnlarýndaki birinin belli belirsiz, diðerinin lekeli, ötekinin de bir yanýp bir kaybolan ýþýklarýný iþaret ederek kesik kesik devam etti; "Yaptýklarýnýz yeterli deðil. 'Diðerlerinden iyi' olmanýz yetmez. 'Gerçek iyi'ler olmalýsýnýz... Yüzyýllardýr insanlýk çöküþ içinde. Sahte çöküþüne aldanan insanlýk çok geçmeden yere çakýlacak. Eðer elimizi çabuk tutup onlara gösteremezsek, bu yozlaþma içinde dimdik ayakta kalýp iyinin kötüye üstünlüðünü isbatlayamazsak...Ýnsanýn ancak ahlakla yüceleceðinin canlý birer örneði olamazsak ve anlayýþça bizden düþük olanlara katlanýp, herþeye raðmen onlara dostluk elimizi uzatamazsak..." Bir müddet daha baþýný ellerinin arasýna gömüp sessizleþti. Parmaklarýný dalgalý siyah saçlarý arasýndan geçirirken baþýný kaldýrýp, yaþlý gözlerle her birinin içine iþlemek ister gibi gözlerine uzun uzun baktýktan sonra; "Ýnsanlarý hiç anlamýyorum" diye devam etti. "Kendinize bakýn...sizler bile, tüm iyi niyetinize raðmen, bencillikten, bireycilikten, kýskançlýktan kurtulamadýnýz. Sizler bile çarklardan biri olmaya karþý koyamadýnýz.... Her yerde bol bulunan yozlaþmýþ deðerlerle Don Kiþot vari bir kararlýlýkla savaþamadýnýz..." Bunlarý söyledikten sonra duyulur duyulmaz bir sesle; "Artýk ölebilmeyi istiyorum. Çok özledim. Daha kaç yüzyýl boyunca idealleri ve inançlarýna gözünü kýrpmadan ölümü göze alabilecek kadar baðlý birini arayacaðým? Daha kaç yüzyýl bu uðurda sonsuza kadar yaþamayý, ölememeyi göze alabilecek birisini arayacaðým? Allah'ým(!) daha kaç yüzyýl yerime geçecek birini bulamadýðým için yanýna gelemeden yaþamak zorunda kalacaðým?..." diye kendi kendine söylendi. Sesini biraz daha yükselterek, baþlarý önlerinde dinleyenlere; "Hanginiz, evet hanginiz ölürdünüz" diye seslendiðini duyunca, duyduðum heyecana kapýlarak, saklandýðým kolonun ardýndan çýkýp; "Ben ölürdüm !" diye haykýrdým. Önce þaþýrdý galiba. Ama bu çok sürmedi. Sonra yavaþça yerinden doðrulup ayaða kalkarken, yüzünde tüm gün eksilmeyen sonsuz hüznün yerini derin bir sevince terk ettiðini tüm heyecanýma raðmen fark ettim. Bana ellerini uzatýp yaklaþmamý iþaret ederek bekledi. Aramýzdaki mesafeyi, büyüsüne kapýlmýþ halde aðýr aðýr katederken nasýl oldu bilmiyorum ama onu ruhumda hissettim. Tüm duygularýný yaþadým. Anýlarýný seyrettim. Üzüntüsünü, sevincini, umudunu ve umutsuzluðunu, görevini ve yapýlmasý gerekenleri herþeyi, herþeyi, onun hakkýnda herþeyi sanki o benmiþim gibi iyice bildim. Sonra da her yere sinen bizi birbirimize bu denli yaklaþtýran sevgiyi hissettim. Ayný þekildi onun da beni anladýðýný çok iyi biliyordum. Yanýna yaklaþtýðýmda ellerimi, beni bekleyen boþ ellerine býraktým. Hiçbir soruya ve açýklamaya gerek yoktu. "Seni öyle uzun zamandýr bekliyordum ki." dedi kýsaca. "Artýk ölebilirim." Ellerimdeki ellerin mutluluktan titrediðini hissediyordum. Alnýndaki ýþýk benim alnýmda parlamaya baþlarken o, hiçbirimizin bakamadýðý, gözleri kör eden bir ýþýk saçarak ellerimin arasýndan kayýp yok oldu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Arzu Menteþeoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |