"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
"Hiç ölümü düşündüğünüz oluyor mu?" diye sordu genç kız arkadaşlarına. Birisi hafifçe irkildi ama şükür, kimsebunu fark etmedi. Diğeriyse çok şaşırmıştı. Niye ölümü düşünsündü ki? "Niye düşüneyim?" dedi anlamaz gözlerle. "Aksine düşünmemeye çalışıyorum. "Yani senin bazı geceler, karanlıkta öleceğini düşünüp, yorganın altında tir tir titrerken, sabaha kadar 'uyursam ölebilirim' diye gözünü bile kırpmadan yattığın olmadı mı hiç? Sonra da gecenin karanlığında görünen belirsiz şekillerdin, Azrail'den korkar gibi korkmadın mı hiç?" Arkadaşının boğazından kahkaha ile inilti arasında garip bir ses yükseldi. Sonra hıçın bir tavırla; "Hayır hiç olmadı.... Sana birşey söyleyeyim mi? Eğer ölümün gerçekliği bu kadar somut olmasaydı, bilim adamlarının deneyle isbatlayamadıkları şeyleri 'yok' saymalarıgibi, ölümü inkar ederdim. Belki o zaman biracık olsun rahatlardım. Derinden derine bilirdim, birgün benim de kapımı çalacağını. Olsun gene de ikar ederdim. 'Ölüm yok, yok, yok işte.' Senin gibi yatağımda titremiyorum ben. Dehşete düşüyorum. Tüm hücrelerimden bu korkunun maddeleşip aktığını hissediyorum. Öldükten sonra cesedimin çürüyüşü, kurtlarla doluşu geliyor aklıma. 'Neden yaşıyorum?' diye düşünüyorum. Bir hiç olmak için mi? Neden çabalamalı, niye yiyip içmeli, kurda kuşa yem olmak için mi?" bunları söyledikten sonra duyulur duyulmaz bir sesle: "Yok olmak için mi?" diye ekledi. O ana kadar hiç konuşmamış olan: "Allah'a inanıyor musun?" diye soracak oldu. Beriki hemen dikleşip: "Allah yok!" diye bastı çığlığı. "Bu sizin gibi korkakların uydurması, ölümün gerçekliğini yüklenemeyenlerin sonsuzlukta yaşamak palavrası..." Ne diyebilirdi ki? Onlara söylese miydi? Onun da gözünü kırpmadan uykusuz geceler geçirdiğini, ama onunkinin ölümden korktuğu için olmadığını, bilakis, özlediğinden, karşılaşmak için beklediğini söylese miydi? İçinde büyüyen yakıp kavuran hasretin anca böyle son bulacağını bildiğini, o yüzden ölümü sevdiğini söylese miydi? Ölümün yokluğa geçiş olmadığını, bir düğün günü olduğunu söylesemiydi onlara? Ne değişecekti ki? Sustu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Arzu Menteşeoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |