Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
biz de bıkmıştık yaşadığımız evin içinden,hakkımız ya! 'hadi' dedik şu duvarı yıktıralım,şu kapının yerini değiştirelim,şu pencereyi kapatıp şu duvara daha geniş bir pencere açtıralım; havamız değişsin! .mutfak dolapları da eski model zaten,kapakları falan da koyverdi; onları da değiştirelim dedik ve başladık işe...yaptıracağımız şeyler ufak tefek şeyler ya; nasılsa çok para tutmaz..tutsa tutsa üç-dört bin(milyar) liralık iş! .paramız da yok ama,olsun; borçlanırız.'borç yiğidin kamçısıymış' zaten!..kamçılanır koşarız atlar gibi,eşekler gibi!..hedef belli! ..kurtulmak yok hayatın yükünden; allallahhh! .... dedik ve koyulduk işe...önce dolaplar söküldü,duvarlar yıkıldı sonra. eşyalar şaşırdı yerini; kimi birbirinin üstüne bindi,kimi dışarıya çıktı hava almaya...düzen müzen bok götüre...yani biz de döndük Türkiye'ye! yap-boz,boz-yap! .onlar harcarlar da bizden topladıkları vergileri kullanılmayan hava limanlarına,işlemeyen fabrikalara,üç gün sonra yıkılan devlet binalarına; biz niye kullanmayalım onların verdiği üç kuruşu; evimizin duvarlarını,pencerelerini,dolaplarını,kapılarını değiştirmek için yani!..çatsını bile yıkarız valla!..yıkarsak ne olur peki; hem damsız,hem donsuz kalırız işte böyle!..aradığın şey, aradığın yerde olmaz; yatak bile bulamayız sevişmek için,uyuyup düş görmek için; olan bize olur sonunda. alın işte!..gene siyasete bulaştım durup dururken. 'ne ilgi ama' diyeniniz çok olacak biliyorum da,ilgisi olmaz olur mu hiç? bal gibi ilgili işte devletin yaptığı işle,bizim yaptığımız iş!..hem de tıpatıp aynısı!..al birini vur ötekine,parçalansın!.. her ne kadar böyle düşünsem de gönlüm razı gelmiyor parçalanıp gitmesine; çevresel baskılardan ötürü..nasıl mı? bakıyorum konu komşunun evine; şato!..bakıyorum konu komşunun devletine;işler yolunda!..yola çekmek için devletimi ve evimi adamlar çağırıyorum dışarıdan; kiminin çanta çanta paketler var koltuğunda,kiminin testere,balta!..devleti yönetenler ne yaparsa yapsın çantalı adamlarla; onlar bilir! ben testere,balta taşıyanına teslim ettim kendimi; kafama vura vura!.. testere taşıyan adamın, çekici de varmış meğer!..bunu öğrendiğim an, bir gariplik çöktü üstüme...neden mi? 'demek ki dedim,bu adam çivi çakmasını da beceriyor! ..vay be! ..' der demez bütün sökük çivilerim,sallanan çivilerim,küflü ve eğri çivilerim gelip yığıldı önüme...tavan düştü, tabana!..anlayacağınız evin her yeri toz-toprak; derya!..içine düşenlerden hangisini tutup çeksem kıyıya, kurtaramadım...üstüne üstlük gökyüzü de delindi!..'yağ yağ yağmur/ teknede çamur' okul şarkısını bile söyledik bir ara; ne iyi!..okul çağlarımızdan dem vurup,çocuk bile olduk bu evin sayesinde; az şey mi bu! . sahi,neredeydi,ne yapıyordu acaba,bu şarkıyı birlikte söylediğim çocuk sesler?..özellikle çocukluk aşkım!..kimlerle çöpçatanlık oyunu oynuyordu şimdi? onu hatırlamak hem çok hoş,hem de çok hüzün veriyordui bana...ne zaman onu hatırlasam; zamanı, tersine çevirmek istiyordum; minik ellerimi ellerinin içine bırakabilmek için, bir çocuk oyununda; ne mümkün!..ne mümkündü,aradan geçen onca zamandan sonra, çocuk aşkların ruhunu yakalayabilmek! .. nerelerdesin!... 2düştüğümüz hallere bak!..tüh!..bu hayatın içine tüküreyim! ..dememle birlikte çivi çakmasını beceren o adam vardı ya; baktım,çaktığı çiviye tükürüyordu!... 'ne yapıyorsun usta!..hayrola! ..'diye sordum, içimde bir şeyler köpürterek! 'ne yapayım hocanım!..işin kolayını böyle buldum; tahtalara daha kolay giriyor da' dedi. bastım kahkahayı; evimin,kalan diğer çivileri de yerinden fırladı.'bizi de tükürükleyip,çakın' der gibi konuşuyorlardı küflü ağızlarıyla...ustanın işi bir hayli zordu ya; o bulmuştu işinin kolayını! 'demokrasilerde çareler tükenmez'gibi bir söylemin varlığını hatırlayıp 'hiştt! ..'diye seslendim devleti yönetenlere; ' siz,nelere,nasıl tükürüp çakacaksınız bakalım? devletin çıkık çivileri çok da! ' dedim ama, söylemedim çivilerin cinsini! .onlar bulsun istedim çakılacak çivileri..ne yani,hem oy vereceğim başa geçsinler diye,hem akıl mı vereceğim? hava alsınlar; benim aklım bana yetmiyor zaten! .. yüzüne tüküreyim siyasetin; tüh be!... (devam edecek)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |