Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Ölüm bayram seyran dinlemiyor. Vakti dolan kişi dünyadan göç ediyor. Bunu gösteren bariz bir örnek yaşadık geçtiğimiz günlerde. Kurban bayramının ilk günü(20 Aralık 2007) herkes bayram ederken Sürmene ilçesi esnaflarından Nazım Bilgin aramızdan ayrıldı. O, Trabzon’un önemli insanlarından biriydi. Seksen yaşında olmasına rağmen bir delikanlı gibi diri görünüyor, sürekli çalışıyordu. Karadeniz’in zengin bitki çeşitlerini toplattırarak ilaç sanayinde kullanılmasını sağlıyordu. Bu işten hem dar gelirli vatandaş, hem kendisi, hem de ilaç firmaları kazançlı çıkıyordu. Ona Sürmene’de “bitkilerin babası” diyorlardı. O, Karadeniz bölgesindeki zengin bitki örtüsünün dünya pazarında değerlendirilmesini sağlıyordu. Allah’ın bizlere sunduğu bu şifa hazinelerinin dağlarda yok olup gitmesine gönlü razı olmuyordu. Hayvanlara yedirilen otlar onun elinde şifa kaynağına dönüşüyordu. Trabzonlu Nazım Bilgin, Karadeniz doğasında yetişen birçok bitkiyi yurt dışına ihraç ederek, ülkemize döviz girdisi sağladı. Nazım Bilgin, başta Amerika, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerin ilaç sektöründe kullanılmak üzere tam 54 yıldır çok sayıda bitkiyi yurtdışına gönderiyordu. Bilgin’in uluslararası çapta tam altı madalyası vardı. O artık yok aramızda. Sürmene Merkez Yeni Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedilen Nazım Bilgin’in bu ani ayrılığı, siyaset, edebiyat ve iş dünyasından birçok sevenini bir araya getirdi. Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazına AK Parti Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl, Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu da katıldı. Kalabalık halk kitlesinin katıldığı cenaze törenine Nazım Bilgin’in Köprübaşı’ndan da birçok seveni katıldı. Cenazede mahşeri bir kalabalık göze çarpıyordu. Lise öğrencilik yıllarımda ben de merhuma bitki satmıştım. O zamanlar gelirlerimiz yetersiz olduğu için bütün köy halkı olarak dağlara çıkar, ormanlardan ligarba(likapa) toplardık. Bidonlara doldurduğumuz ligarbaları(yaban mersini) götürür kendisine satardık. Bu kazanç bize ilaç gibi gelirdi. Okul harçlıklarımızı bunlardan çıkarırdık. Bu arada yaylalardan topladığımız ‘fındık otu’ adlı bitkiyi kurutur, çuvallara doldurur, Sürmene’ye götürür satardık. Bunun yanında bazı ağaçların kabuğunu soyar, kurutur, ona pazarlardık. Merhum Nazım Bilgin çok değişik şeyler satın alırdı. Aldıkları şeyleri ne yaptığını düşünüp dururduk; çok merak ederdik. Kendisine sormaya da cesaret edemezdik. Bir ara salyangoz alımı yapıyordu. Köyde ıslak ve yağmurlu havalarda salyangoz avcılığına çıkardık. Bunu her bir geçim kapısı, hem de oyun bellerdik. Bir gün salyangozları topladım, evin kenarında atıl durumda olan bir odacığa doldurdum. Sabah kalktığımda ne göreyim… Bütün salyangozlar ağzını aralık bıraktığım poşetten çıkmış, her biri bir duvardan yukarı tırmanmaya başlamıştı. Bir kısmı da odanın deliklerinde kaçmış, kendini doğal ortamlarına, tabiata atmıştı. Duvarlarda dolaşanları yakalayıp torbalarına koydum ama deliklerden sıvışıp kaçanları bir daha yakalayamadım. Onlar bir hatamdan yararlanıp özgürlüğe koştular. Yakaladığım salyangozları zaman kaybetmeden gidip sattım. Çünkü hiçbiri güven vermiyordu bana. Bilgin, Sürmene’de de, Trabzon’da da sevilip sayılan bir insandı. Onun elinden gelmeyen iş yoktu. Hayatta yaptığı işlerde hep muvaffak olmuştu. Bir ara siyasete de girmiş, DYP Sürmene ilçe başkanlığı da yapmıştı. Fakat siyasetin kendisine göre bir iş olmadığını çok geçmeden fark etmiş, siyasî macerasını ileri götürmeden bu işten vazgeçmişti. Nazım Bilgin inançlı bir insandı. Beş vakit namazını kılacak kadar dindardı. Dünya işlerini yürütürken öteki hayatı da ihmal etmezdi. Çok alçakgönüllü bir kişiydi. Kırk elli yıldan beri eski bir binada işlerini yürütmüştür. İstese kendisine konforlu bir büro yapamaz mıydı? Elbette buna gücü yeterdi. Fakat o gösterişi sevmezdi. Yanında pek çok kişiye iş vermiş, onların bir anlamda ekmek kapısı olmuştur. Yurtdışına pazarladığı bitkiler aracılığıyla devlete binlerce dolar döviz girdisi sağlamıştır. Vergisini de düzenli olarak vermişti. Nerden baksan Nazım Bilgin pek çok kişiye faydalı bir insandı. Allah rahmet eylesin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |