Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı...
Ankara'da buluştu,
Dünyanın çocukları.
(Altan ÖZYÜREK)
***
Tam 110 ülke ve 550 çocuk “Sevgi Dili Türkçe”de buluşmak için ülkemizdeler.
Kimi Afrika’dan; yanık yüzlü, gülünce dişlerinin beyazlığı daha da berraklaşıyor. Kimi Asya’dan gelmiş çekik gözlü, kısa boylu ama bir o kadar da yüreği büyük.
Kimisinin ülkesini kasırga vurmuş; hüzün yüklü. Kimisinin ülke yöneticileri “dünya bizden sorulur” kabadayılığına kapılıp çeşitli coğrafyalarda kan ve gözyaşı dökmekteler. Ancak bu çocuklardaki masumiyet “her günahkâr kendi nefsinden sorumludur” düsturunu hatırlatmaktadır.
Renkleriyle, ırklarıyla, dilleri, dinleri ve kültürleri ile bir araya gelmiş, el ele tutuşmuşlar ve dünyaya:
“Biz kardeşiz ve mutluyuz, gelecek bizimle şekillenecek, dünya bizimle daha güzel olacak. Gelin siz de Hz. Âdem’in evlatları olarak kardeş olduğunuzun bilincine varın, mutluluk gezegeninin atmosferini şimdiden oluşturalım. Bunu bize bırakıp bir nesli mutluluk, barış ve kardeşlik duygularından yoksun bırakarak kendi kendinizi heba etmeyin.” mesajları vermekteler.
Ne güzel mesajlar, ağızlarına ve yüreklerine sağlık.
…
Fedakârlık, azim, sebat ve başarı biz Türk milletinin ruhunda var. Atalarımız Karahanlılar’dan Osmanlı’ya devlet devlet ve fert fert başarı ve fedakârlık örnekleri ile dolu.
Atalarımız, bir ülkeyi cihat ile fethetmeden o ülkenin insanlarını evlâd-ı fâtihanlar aracılığıyla serhat kalelerinden ahlâk-ı islamiye ile o ülkenin insanlarının gönüllerini fethetmiştir.
Yirmi iki milyon kilometre karede, hikmetle hüküm süren Devlet-i Âliye’yi Osmaniye, bugünkü Türkçe olimpiyatlarındaki sevgi ve kardeşlik renklerini adaletle yüzyıllar boyunca bir arada tutmasını bilmiş, dünyaya önderlik etmiş yegâne devlettir.
İşte bugün, Osmanlı’nın torunları aynı sevgi, aşk, muhabbet ve kardeşlik duygusuyla dünya genelinde atağa geçerek, Sevgi Dili Türkçe’nin öğretildiği, İstiklâl Marşı’mızın okunduğu, gönderine şanlı Türk Bayrağımızın dikildiği, dünya milletlerinin kardeş olduğu mesajlarının her körpe beyine sevgiyle işlendiği Türk okullarını açmaktalar.
Adı sanı duyulmamış ülkelere gidip, oralarda okullar açarak küresel bir barış iklimi oluşturan Türk öğretmenlerinin her birinin hayatları ve hatıraları büyük fedakârlık örnekleri ile dolu.
Kimi yapayalnız yaşlı annesini, kimisi cânanını geride bırakmak zorunda kalmış, kimisi evinin tek evladı, kimisinin ekonomik olarak müreffeh bir ailesi var, kimisi de… Ama hepsinin ortak bir ideali var; dünya genelinde “Sevgi Dili Türkçe”nin konuşulacağı ortak kardeşlik paydasında kurulmuş bir dünya ideali oluşturmak. Bunun için de her türlü fedakârlığı göze alarak yollara düşmüşler ve her birinin hayatı destansı hikâyelerle dolup taşmış.
Fedakârlıkları bugün ürün olarak meyvelerini vermiş; meyveleri 6.Türkçe Olimpiyatlarında “Sevgi Dili Türkçe”de hep birlikte, savaş ve buhranlarla dolu dünyamıza kardeşlik türküleri söylemekteler.
Sevgi Dili’nin öğretildiği bu okulların başarısını asıl, 15-20 yıl sonra göreceğiz. Çünkü bu okullarda okuyan öğrenciler, ülkelerinin en başarılı öğrencileri.
Bu öğrencilerin, Türkiye ve Türkçe sevdalısı olarak yetişip ülkelerinin yönetim kademelerinde yer aldıklarında, asıl kazananın ülkemiz olacağı âşikârdır. Çünkü ülkemiz hinterlandı, gettoları geniş bir ülke hâline gelerek Sevgi Dili’nin konuşulduğu bu ülkeler ile ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel bağları hızlanarak katlanacak, bu vesileyle Türk ekonomisi ve siyasetinin dünya ölçeğinde itibari artacak, turizmi zirve yapacak, BM’de Türkiye’nin tezleri geçerli olacak, hatta BM genel sekreteri Türk olacak ve dünyaya küresel barış mesajları sunacaktır.
Bunlar hayal değil. Çünkü bugünün istikrarlı ve güçlü Türkiye’si bile Ortadoğu’da barış ve istikrar denince ve NATO’da dünya güvenliği ile ilgili bir karar görüşüleceğinde ilk akla gelen ülkeler arasında yer almaktadır.
Kendi gücümüzün farkına vardığımızda ve sevgi okullarının oluşturduğu Türkiye sevgisi ve sempatisi sayesinde, yakın gelecekte Türkiye, dünya küresindeki hak ettiği gelişmişlik ve itibarlı yerini alacaktır.
Buna bugünden katkı sağlayan değerli Türk öğretmenlerine ve ailelerine, ne kadar teşekkür etsek azdır. Çünkü onlar, ferdî olarak gönüllerini ortaya koyarak gönüllü çalışıp ülkemize itibar kazandırmaktadırlar.
Kendilerini kutluyor, başarılarını Türk okulu olmayan diğer ülkelerle taçlandırmalarını diliyorum.
…
Olimpiyatların şarkı finalinin birincisi Azeri Hatice Alizade, laz şivesiyle âdeta Türkiye’ye sesleniyor:
“Ben seni sevduğumi da dünyalara bildirdum,
Ben seni sevduğumi da dünyalara bildirdum.”
Selam ve muhabbetle.