..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Sanat ve Sanatçılar > Emine Pişiren




26 Ocak 2009
Bilinçaltı Şaka Kaldırmaz  
Emine Pişiren
İçerde düze çıkamadık, şimdi de dışarı mı taşırıyoruz. Geçmişimizi, geleceğimizi ve eteğimizde olmayan taşlarımızı, onun bunun kafasına atmanın ne manası var?


:BJEB:


Neler oluyor böyle? Bir yandan Can Dündar “Mustafa” adlı bir filmin yönetmenliğine soyunup senaryo yazıp, fiyasko ile sonuçlanıyor diğer yandan bir tiyatro sanatçısının sözel gafları, ortalığı velveleye veriyor. Zaten bir kurt mu yoksa çakal mı çıkmış ulumuş, ortalığı “alabora” edip adına “Ergenekon” diye imzalar atılmış, vatandaşın canından bezdirmiş. Şimdi de bu ne iştir?
İçerde düze çıkamadık, şimdi de dışarı mı taşırıyoruz. Geçmişimizi, geleceğimizi ve eteğimizde olmayan taşlarımızı, onun bunun kafasına atmanın ne manası var? Efendim; Hürriyet gazetesinin bir haberi beni oldukça endişe içinde bıraktığı gibi yüreğimi öfkeyle kıskıvrak da burktu, hani…

“Tiyatrocu Atilla Olgaç’ın, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında elleri bağlı esir bir Rum askerini başından vurduğunu söylemesi Türkiye’nin ardından Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni de karıştırdı. Tepkilerin büyümesi üzerine Olgaç, yazılı açıklamayla "o anda senaryo uydurduğunu" söyledi.”

Türk basının ve yabancı basının gündemine “bomba” gibi düşen bu şok açıklama, Yunanlıların ve Rumların, iştahlarına baharat etkisi yapmıştır. Devlet Tiyatrolarının usta sanatçısı sevgili Atilla Olgaç da böyle bir hataya düşmesi Türkiye’nin tarihi stratejik onurunu zedelemiştir. Oldu mu, Atılla Olgaç? Senelerdir bir sızı vardı, bir türlü geçmeyen bir sızıydı bu, her iki yakamız bir türlü bir araya gelmemişti, gelememişti. İçte ve dışta bir alay dosya AHİM de birikmiş ve Türkiye sürekli tazminat ödemek durumunda. Her insan eline geçirdiği dosyaları yüce Türk adaletine güvenmeyip, batının adaletine teslim etmektedir.

Bu dosya teslimlerinde ise; Ermeniler, Aleviler, Kürtler, Yunanlılar, Rumlar ve en üzücü olanı da Türkler ilk sırayı almaktadır. Zaten doğuda ki, PKK savunmasına Türkiye’nin çok önemli bir bütçesi erozyona uğramakta, sen şimdi kalk bu AHİM tazminatlarına da ayrı bir bütçe ayır. Oldu mu ya?
Bir devlet sanatçısı ortaya çıkıp yalan yanlış söz ediyor, daha sonra da devreye, ellerinde hali hazırda dava dosyaları bulunan Yunan-Rum adalete koşturmaz mı? “Su uyur düşman uyumazmış.” Sen her ne kadar bunun adına bir “senaryo idi” desen de, ok yaydan çıktı bir kere. Bunu düşünerek, eni konu şöyle bir tartıp da kefeye koymalıydın, Atilla Olgaç Bey. Ki sen usta bir replikçi, diyalog ve monologlarda oldukça usta bir teatral düşünen, oynayan, rol yeteneğini “devlet sanatçısı” ünvanı almış bir sanatçı, aktörsün. Nasıl böyle bir talihsiz duruma düşer, düşürürsün güzel yurdumu? Sizin bu narsist tavrınız, önümüzdeki günlerde kuluçkaya yatırılış bir tarihi anksiyeteye sebep olacağını, keşke düşünseydiniz.
Bilinçaltı şaka kaldırmaz. Dudaklardan dökülen ilk sözcükler gerçeğimizdir. Bakın şimdi ne olacak_?

“…Rum Yönetimi eski başsavcısı Alekos Markidis ise "Tarihi bir belge söz konusu. İlk kez bir kişi işlenen cinayetler için suçlu olduğunu itiraf ediyor" dedi. Markidis, Olgaç’ın vicdan azabı çektiğinden yeni ifşaatta da bulunabileceğini ve hatta Rum askerlerini isimlerini bile açıklayabileceğini ileri sürdü. Yunan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgos Kumuçakos, Olgaç hakkında "Sarsıcı bir itiraf söz konusu. Daha sonra söylenenler, bilinen bir şeyi değiştirmez. Bilinen şey de Kıbrıs’taki yasadışı Türk istilası sırasında uluslararası ve insan hakları hukukunun ayaklar altında çiğnendiğidir. AİHM kararları uygulanmalı ve Türkiye istila sırasında tüm kayıp vakalarının aydınlatılması için işbirliği yapmalıdır" dedi. 24.01.2009/Hürriyet.”

Rumlara ve Yunanlılara gün doğdu. Sevgili sanatçımız, çok iyi bir performans ile oyunculukta gösterdiği “Kurtlar Vadisinde” gösterdiği başarı ile senelerce Türkiye gündeminden düşmemişti. Ya şimdi?
Sonuç: İyi düşünüp doğru karar vermek için, boğaz dokuz boğumdur, derler. Dokuz kere yutkunmak gerek, konuşmadan önce. Aksi halde kaçınılmaz ve talihsiz sonuçlara taviz vermiş olacağız. Yaşam arenasında rolümüz ise; “bir kuzu”

“Kurtlar sofrasında bir kuzu olan Türkiye’miz ne kadar çaresiz ve yalnız.”

Sevgili yurduma aydınlık ve barış dolu günler diliyorum.

Emine Pişiren/Bursa/2009

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Katılıyorum
Gönderen: Taner / , Türkiye
11 Şubat 2009
Seçtiğiniz konu ve anlatımınız itibaı ile doğru tesbitler yapmışsınız. aynı zamanda oldukça seviyeli bir dil kulanmışsınız. Yeri gelince vatan hainlerine vatan haini de demek gerekir.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Osho Yaşadığı Zaman Demiş ki...
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Yanan O Küçük Kız Hala Yaşıyordu
Kırk Yıl Sonra Özgür Olacaktım
Şayet Bir Kadın, Bir Erkeğe Tecavüz Ederse - 1 -
Şimdi Aşkı Göze Alabilir Misiniz?
Hayat Ateş Üstünde Yol Almaktır - 3 -
Atatürk ve Rus Lideri Lenin Dostluğu
Tarihteki İlk Kadın Şair Sappho
Konfüçyüs'ün Hayatı ve Dünyadaki Beş Ağır Suç

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.