..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanýrým fazla uzun oldu, çünkü daha kýsa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > Hulki Can




30 Ocak 2009
Þebeke ve Sabetayizm  
Hulki Can
“Hiçbir iþgalcinin yaþamý sevdiði veya yaþatmaya özlem duyduðu görülmüþ müdür ? Þimdiki hegemon yazarlar iþte tam böyledirler. Kýsýrdýrlar ve kurutmaya mahkumdurlar. Güvensizdirler, dolayýsýyla bütün yeteneklerin zindancýsý olmak zorundalar. Haksýzlýkla geldiler, hakký yazamýyorlar, dünyalarý insansýz ve haksýzdýr ve bir tek kendilerini bu topluma kakanlarý biliyorlar. Baðlýlýklarý yalnýzca kakanlarýna, kendi hegemonlarýna, oligarþiye ve emperyalizmedir, bildikleri ve dünyalarý bunlardýr. Bunlar koparýldýðý zaman kuklalar misali yere düþecekleri kesindir..”


:BFJH:
(Þebeke “Network”, Prof. Yalçýn Küçük, Yazý-Görüntü-Ses Yayýnlarý, Geniþletilmiþ 3. Baský, Eylül 2002 )

“Þebeke” Türkiye’de yýllardan beri siyaset, sanat, edebiyat, medya, basýnda egemen olan ve kamuoyunda “Dönmeler, Selanikliler, Avdetiler, Sabetayistler, Beyaz Türkler, Kripto Türkler” olarak bilinen ve/veya bilinmeyen bir gruba dikkat çekiyor. Bu grup, Yalçýn Küçük’ün savýna göre, benden olmayan bana karþýdýr mantýðýyla su baþlarýný tutmuþ, ülkede her sektörde egemen, salt kendisinden olanlarýn önünü açýyor ve yükseltiyor.

Siyasal ve askeri erk, eðlence dünyasý, basýn, medya, gazete köþeleri, tiyatro, sinema, fakülte kürsüleri, þarkýcýlar, reklam dünyasý ve de futbolun önemli ölçüde Yahudi/Ýbrani kökenlilerin egemenliðinde olduðunu belirtiyor Küçük. Kitabýn kapaðýna ABD dolarýndan yapýlmýþ Magen (Ýsrail Yýldýzý) þeklinde el ele tutuþmuþ raks eden maryonetlerin (kuklalar) resminin konmuþ olmasý çok yerinde bir buluþ.

EN ÇOK OKUNMAYAN YAZAR
Þebeke’nin ilk bölümleri “En Çok Okunmayan Yazar” Ferit Orhan Pamuk’a tahsis edilmiþ. Doðru bir saptamayla baþlýyor Küçük: yazýn dünyasýnda bir taraf Pamuk’u yazar saymýyor, diðer taraf da “en büyük romancý” olarak atama yapýyorsa demek ki ortada ideolojik bir savaþ olduðu sonucuna varýyor. Basýn ve medyaca “büyük romancý” ilan edilen Pamuk’un dünya Yahudi lobisince korunduðunu ve pazarladýðýný belirtiyor. Pamuk’un reklamý Yahudiliðin etkin olduðu Paris, Londra, New York gibi kentlerde, Yahudilerin basýn, yayýncýlýk ve sanat sektörlerini kontrol ettiði yerlerde yapýlýyor daha çok.

Yalçýn Küçük, Pamuk’u okumamýþ deðil, okuyamamýþ olduðunu belirtiyor; “Economist” dergisinden yaptýðý bir alýntýda “postkemalist” ve “posmodernist” Orhan Pamuk'un “Atatürk’e itaat etmemeye” cesaret ettiðinden söz ettiðini aktarýyor.

Ataol Behramoðlu, Mahmut Makal, Oktay Akbal, Ahmet Taner Kýþlalý, Prof. Tahsin Yücel gibi yazarlar Pamuk’u okumayý denemiþler ama baþarýlý olamamýþlardýr. Tahsin Yücel için Pamuk'un anlaþýlamama nedeni günümüz Türkçe’sinin çok gerilerinde kalmasýndan, tutarlý bir roman evreni kuramamasýndan, her þeyden önce iletecek bir bildirisi olmamasýndan kaynaklanmaktadýr. “Pamuk anlatamýyor, anlatma yeteneði yok” diyor Yücel.

Prof Küçük, Pamuk’un kültürsüz, dillere sevgisi olmayan biri olduðunu, hatta yazar bile olmadýðýný, romanlarýnýn hep ölüm sonrasý ve ahretle ilgili olduðunu, yaþamýn sýcaklýðýndan çok uzak, tüm doðrulara düþman bir “yazýcý adayý” olduðunu açýmlýyor ve ekliyor:

“Az okuyucusu olan bir yazarý yazar sayabiliriz. Çok okuyucusu olan bir yazarýn yazarlýðýný tartýþabiliriz. Ancak, hiç okuyucusu olmayan bir kimseyi, hiç bir koþulla, yazar göremeyiz. Demek, Pamuk yazar deðildir. Ve bu sonuç net görünmektedir.”

Ahmet Altan’ý da bu gruba dahil ederek, hem edebiyatý, hem de tarihi tahrif ettiklerini iddia ediyor, her ikisini de “sanat katilleri” olarak tanýmlýyor: “Bu ülkeyi halký ezilmiþ, silinmiþ, deðerleri yýkýlmýþ, dili bozulmuþ bir hale getirmeye çalýþýyorlar” diyor.

Pamuk ve Altan’ý, bu ülkeyi halksýzlaþtýrmanýn, deðersizleþtirmenin aygýtlarý olara görüyor; yazýn ve sanat dünyasýnýn bu ikisini reddetmesini küresel iþgale karþý bir direniþ olarak yorumluyor. Pamuk tüm doðrulara karþý çýkabiliyor, tüm yanlýþlarý sahiplenebiliyor, samimiyetsiz ve bu yanlýþlarýna raðmen korkusuz. Korkusuz olma nedeni de dýþ güçlerin ülkemizdeki ideolojik egemenlik üstünlüðü...

Ýsrail’in, Sabetayist Türk yazarlarýnýn eserlerini baþka dillere çevirtirken “transformasyona” uðrattýðýný, tekrarlarýn ayýklandýðýný, bulanýklýklarýn kaldýrýldýðýný, daha “þematize” daha “oryantalize” edildiðini belirtiyor ve ekliyor: “Flaubert'in en ilginç romanýnýn yýlda 200 bile satmadýðý bir ülkede çok satmýþ olmanýn yazýnsal bir deðeri pek yok.”

Kültürsüz, dillere sevgisiz, tarihsel doðrularý çarpýtan, intihal (aþýrma) yapan biri olarak tanýmladýðý Pamuk için “içerideki usta kalemler Pamuk’un çýkartýlarýna aþaðý bir mal olarak bakarken dýþarýsý yüceltiyor. Felaket dediðim budur.” diyor Küçük. Zorla ve zorlanarak okuduðu “Benim Adým Kýrmýzý” ile “Yeni Hayat” romanlarýndan çýkardýðý sonuç, Pamuk’un Türkiye'de yazar olacak en son bir kaç kiþiden biri olduðu yönünde. Türkiye, “anlaþýlamayan kitaplarý en çok okuyanlar ülkesi mi, yoksa anlamamak sözcüðü okumamak anlamýnda mý kullanýlýyor?” diye sormaktan kendini alamýyor: çünkü ona göre Pamuk’un “anlaþýlmadýðý” iddiasý “okunmadýðý” iddiasý kadar yaygýndýr.

AYDIN TANIMLAMASI
Þaþýrtýcý bir aydýn tanýmlamasý yapýyor; batýda aydýnýn bittiðini, ama ülkemizde hala varolduðunu gösteriyor ve medyatik olmayan iki aydýna Bilgesu Erenus ile Ýsmail Beþikçi’ye iþaret ediyor. Bunlarýn tanýnmak, bilinmek için parmaklarýný bile oynatmadýklarýný, çoðu zaman bilinmeyi kabul etmediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Demek ki aydýn kendisini bilen ve kendisinin bilinmesini reddeden yaratýktýr”.

Türkiye’deki çaðdaþ kadýn aydýn tiplemesine ek olarak Prof. Türkan Saylan, Sümerbilimci Dr. Muazzez Ýlmiye Çýð’ý da burada anmak isterim. Çýð da Erenus gibi yargýlandý. Dinciler, þeriatçýlar, gericiler, Ýslamcýlar dine hakaret ediliyor gerekçesiyle Çýð aleyhinde dava açtýlar. 1914 doðumlu Çýð beraat etti !

DÝL VE YAPI
Þebeke’de kullanýlan dil ve biçem zengin. Biçem bazý yerlerde kararýyor ve yazar sanki içine kapanarak bazý görüþlerini hermetik anlatýmlarla perdelemeye çalýþýyor; bir kabalist gibi tam anlatamýyor veya anlatmýyor. Bu psikolojik bir durum. Bunun temel nedenlerinden biri ülkemizde hala yazýn özgürlüðünün olmayýþý ve birilerinin bu yazýlarýndan dolayý Yalçýn Küçük aleyhinde dava açma olasýlýðý olsa gerek.

“Þebeke” dengelenmiþ, kuramsallaþtýrýlmýþ, disiplinli bir araþtýrma deðil. Bilgiler çok daðýnýk ve karmakarýþýk yerleþtirilmiþ. Ayrý zamanlarda, ayrý konular hakkýnda yazýlan yazýlarýn toplamýnda oluþuyor. Ýzleksel bir bütünlük yok. Alelacele yapýlmýþ bir araþtýrma izlenimini veriyor: Picasso’nun son dönem tablolarý gibi ! Bölümler birbirinden baðýmsýz denemeler olarak pekala kabul görebilir. Yer yer anlatým zayýflýklarý, düþük, kapalý, neredeyse anlaþýlmaz tümceler, paragraflar var. Pamuk'un romanlarýndaki kabalist biçemi eleþtirirken kendisi de o biçemden etkilenmekten kurtulamýyor. Ben þu aþaðýda yazdýklarýndan açýkçasý hiç bir þey anlamadým:

“Çalýþmanýn iktisat alanýnda yeni görüþler bulunmasýný umut ediyorum; Marx iktisadýnýn ortaya çýktýktan sonra hiçbir zaman yeniden radikalleþme eðilimi göstermediði bunlar arasýndadýr. Bu görüþ baþlý baþýna yeni sayýlmamalýdýr; Gramschi’nin hapishane notlarýnda iþaretini buluyoruz.” (s: 11)


Latife Tekin’in “Sevgili Arsýz Ölüm”ünü de “en üfürükçü roman” olarak nitelemesine de bir anlam veremedim. Din ve batýl inançlarýn cenderesinde tinleri, düþünce özgürlükleri ve yaratýcýlýklarý ezilen basit, saf, cahil köylülerin baþlarýndan geçen olaylarýn çeþitliliði, karmaþýklýðý, kýr insanlarýnýn tepkileri, hayal güçleri, endiþeleri, acýlarý ve korkularý inanýlmaz derecede grotesk, garip, karman çorman, inler, cinler ve perilerle dolu rengarenk pitoresk, resimsi bir ortamda aktarmýþ Tekin. Her roman illa devrimci bir çizgi izleyecek diye bir önkoþul mu var ?

Yalçýn Küçük’ün Pasternak’ýn Dr Jivago’su hakkýndaki olumsuz yorumuna da katýlamýyorum. Öncelikle Sovyet rejiminin öyle fazla övülecek bir yaný pek olmadý. Ýkincisi hangi gerekçeyle olursa olsun bireysel özgürlükler kýsýtlanamaz.

KÜÇÜK KURAMI
Yalçýn Küçük, Yunanistan ile Türkiye arasýnda yapýlan karþýlýklý deðiþ tokuþ (mübadele) antlaþmalarýnca, 1913 ve 1924 yýllarýnda, Selanik ve Serez’den gelen Dönmelerin Rumlardan kalan en güzel ev, apartman, mal, mülk, arazi ve iþ yerlerine yerleþtiklerini, buralarý ele geçirdiklerini gözlemliyor. Ve bir kuram geliþtiriyor: 1924 öncesi Türkiye’deki Rum zenginlerin coðrafyasý Sabetayistlerin Türkiye’deki daðýlým ve yerleþim alanlarýný saptamada önemli bir açký görevi oluþturuyor.

Bu baðlamda, kiþisel bir gözlem olarak þunu belirtmek isterim ki lise arkadaþlarým içinde Hristiyan, Rum, Yahudi ve Ermenileri en çok aþaðýlayanlarýn genelde mübadele sýrasýnda Türkiye gelip özellikle Rumlarýn iþlerine, evlerine, mal ve mülklerine bedavadan konmuþ aileler olduðunu çok sonra fark ettim. Beni en çok þaþýrtan lisede almýþ olduðumuz evrensel ve insancýl eðitime raðmen bunlarýn hala nasýl olup da bu kadar fanatik ve þoven olmalarýydý.

Sonradan çözümleyebildim ki bunlarýn çoðu kendilerini kamufle etmek için çevrelerine Atatürkçü, milliyetçi ve dine baðlýymýþ gibi göstermeye çalýþmaktaydýlar. Ben dine inanan biri deðilim. Ancak, içki içip iyice coþtuktan sonra sofraya Kuraný Kerim'i getirip “hadi oku bakalým” diyenleri bile gördüm.

Bir ikinci nokta da bunlarýn sürekli olarak Varlýk Vergisinden þikayet etmeleriydi. Varlýk Vergisi, Kasým 1942-1944 tarihleri arasýnda, tüccar ve esnaftan bir defaya mahsus olmak üzere haksýzca toplanmýþ bir vergiydi. Bu verginin en ilginç yaný, Milli Þef Ýsmet Ýnönü’nün cumhurbaþkaný olmasýna raðmen, vergilendirmede dinsel kimliðin baz alýnmasýydý.

Müslümanlardan %12,5 olarak tahsil edilen vergi, Dönmelerden %25, Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerden %50 olarak tahsil edildi. Kanuna göre vergilerini 30 gün içinde ödemeyen, tutuklanabilecek, çalýþma kamplarýna (Aþkale, Sivrihisar) gönderilebilecek ve hiçbir dava hakký tanýnmaksýzýn mülklerine haciz konulabilecekti. Dinsel kimlik göz önünde tutularak yapýlan bu Osmanlý usulü vergilendirme yönteminin cumhuriyet dönemi Türkiye'sinde sürmüþ olmasý üzücü ve düþündürücüdür.

Nasýl ki ülkemizdeki tarikatlaþmayý, cemaatleþmeyi, þeriat kurallarýnýn topluma dayatýlmasýný, laiklik, devrim ve cumhuriyet kurumlarýnýn tahrip edildiðini, görmezden gelemezsek, ayný þekilde, derin devlet olsun, masonik, Sabeyatist, jüdaik örgütlenmeler olsun, bunlarýn Türkiye’deki etkinliklerini görmezden gelmek veya bunlar hakkýnda yapýlan yorumlarý komplo teorisi olarak görüp geçiþtirmek, ya da bazýlarýnýn yaptýðý gibi iþi gýrgýra vurmak, iþin içinden kestirmeden sýyrýlmak mümkün deðildir.

Yalçýn Küçük, gücünü emperyalizmden alan Sabetayistlerin kendilerinden olmayanlara hiçbir þans ve yaþam hakký tanýmadýklarýný, Türk edebiyatýný yaþatmak için bunlardan kurtulmak gerektiðini söylerken, bunlarýn edebiyat dýþýndan gelip, büyük bir zorbalýkla üstünlük kurduklarýný, bunlarýn "pamukarlar, çiçekerler, aylinmanlar veya aslýmenler" ve hepsinin salt insansýzlýðý, insaný aþaðýlamayý ve haksýzlýðý inþa ettiklerini vurguluyor ve soruyor:

“Hiçbir iþgalcinin yaþamý sevdiði veya yaþatmaya özlem duyduðu görülmüþ müdür ? Þimdiki hegemon yazarlar iþte tam böyledirler. Kýsýrdýrlar ve kurutmaya mahkumdurlar. Güvensizdirler, dolayýsýyla bütün yeteneklerin zindancýsý olmak zorundalar. Haksýzlýkla geldiler, hakký yazamýyorlar, dünyalarý insansýz ve haksýzdýr ve bir tek kendilerini bu topluma kakanlarý biliyorlar. Baðlýlýklarý yalnýzca kakanlarýna, kendi hegemonlarýna, oligarþiye ve emperyalizmedir, bildikleri ve dünyalarý bunlardýr. Bunlar koparýldýðý zaman kuklalar misali yere düþecekleri kesindir..”

Yalçýn Küçük’ün bu sözlerine araþtýrmacý yazar M. Cengiz Yýlmaz 2003 Aðustosunda þöyle bir yorum getirmiþ: “politik sorunsal millici-gayri millici çatýþmasýnda belirlenecektir.” Yani, asal çatýþma ulusçularla, ulus karþýtlarý arasýnda olacaktýr diyor. Doðru mu? Bilmiyorum. O zaman ben de þu notu düþeyim: Çatýþma yurttaþlar ile postmodernciler arasýnda olacaktýr. Doðru mu ? Bilmiyorum. Bakacaðýz ve göreceðiz.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevlana'nýn Kimyasý
Köpekliðin Aþký ve Varoþ Kültürü
Ka, Kar ve Kars
Yeni Hayat (2ci Bölüm)
Yaþam, Aþk ve Rastlantý
Râna ve Rânalarýn Açmazý (2. Bölüm)
Kürtçülük Sorunu ve Güneydoðudan Öyküler
Yeni Hayat (1ci Bölüm)
Aþka Allah'a ve Akla - Tarihi Simalardan Mevlevi
Uykularýn Gizemi ve Agoraphobia (1ci Bölüm)

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz (2)
Cinsel Saldýrý Suçu ile Tecavüzden Yargýlananlarýn Hadým Edilmesi Yasa Tasarýsý
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz
Çaðdaþ Gericilik: Postmodernizm
Mevlana ve Ýslam
Dinin Ahlaksýzlýðý, Yahut, Ahlaksýzlýðýn Dini
Haksýzlýða Kesinlikle Karþýyým
Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü
Özel Mezarlýklar: Kârlý Bir Yatýrým Kapýsý!
Postmodern Haçlýlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.