İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Acı gerçeği bu sabah evden çıkıp işyerine doğru yürürken farkettim. İnanamayacaksınız belki ama, bizim milletin gözünün üstünde kaşı var. Hem de öyle üçünün beşinin değil, topunun. Baktım, bir taksinin içindeki dört kişinin tümünün, yaya yürüyen iki yaşlının, bisikleti ile yanımdan geçen çocuğun; bir gazete alayım dedim, ne göreyim büfecinin de gözünün üstünde kaşı var. Beynimden vurulmuş gibi büroma daldım; girişte tam karşıda ayna asılı. Boynumnu uzatıp baktım; acı gerçek! Her iki gözümün üstünde birer tane, kapkara iki şerit, biri sağa öteki sola doğru uzanıyor; o sokakta gördüklerimin neredeyse tıpkısı. Nasıl fark etmemişim bugüne kadar. … Gözünün üstünde kaşı olan bir toplum, bir millet nasıl huzurlu yaşayabilir. Böyle bir toplumda demokrasi boy verebilir mi, insan özgürlüğünden bahsedilebilir mi, hukuka saygı duyulur mu? - Tabi ki insanlar sağcı solcu diye birbirini öldürecek. - Elbette sünni aleviyi, alevi sünniyi linç edecek. - İnsanlar Türk, Kürt, Ermeni diye kamplara bölünmesin de ne yapsınlar? … O gözlerin üstündeki kaşlar var ya, onlar varken bu nifaklar, bölünmeler hiç bir zaman sona ermez. Tüm kabahat kaşlarda, gözlerin üstünü işgal eden o nifak odaklarında. Memleketin tüm üretim araçları, arazileri, madenleri neden ona buna peşkeş çekiliyor? Kaşlardan. Ve özellikle bu hain kaşların gözlerin üstünde bulunmasından, tahakkumundan. Sürekli baskı yapmasından. Ormanlarımız neden talan ediliyor? Kaşlar yüzünden; arazilerimiz neden yabancı bankaların eline geçiyor? Kaşlar yüzünden. Dünyanın en zengin Bor yataklarına sahip olduğumuz halde ve el değmemiş en büyük petrol rezervleri bizim memleketimizde olduğu halde niçin Yeşilkart için torpil aramaktan ayaklarımıza karasular iniyor? Kaşlardan. Bir toplumun yarıdan fazlası yardım için kaymakamlıkların kapısında kuyruk olur mu? Olur. Çünkü neden? O gözlerin tam üstünü işgal eden kaşlar yüzünden. … Biz, Sağcı Solcu, Alevi Sünni, Türk Kürt diye diye nasıl bölünmeyelim şimdi. Gözümüzün üstünde bu “Kaşlar” varken de bölünmeleri hiç bir zaman bitiremeyiz. Haydi diyelim, bunlarla da yaşamaya alıştık; ayrımlar bitecek mi? Üç gün sonra bakmışsınız yeni bir bölünme; “Aygıtı sağa yatıranlar, Sola yatıranlar!” Al başına belayı. Ortalık kan revan; çöz bakalım şimdi! … Çözemeyiz. Çünkü, gözümüzün üstünde kaşımız var.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |