Mutlu insanlar tatlı şeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
KEÇİLER KİMİN Toplumumuza bir şeyler oldu. Eskiden çek senet almak akla bile gelmezdi. Şimdi çek cezaları bile ödetmeye yetmiyor. Daha doğrusu yok alıp yok satıyoruz. Yokluktan kıvranan toplumda kim sözlerin tutulmasını bekleyebilir. Bu sıkıntılara koşut olarak hırsızlıklar hortladı. Yağmadır, kapkaçtır, sanal ortamda işlenen suçlardır; bilinen bilinmeyen türlüsü adliye dosyalarını kabartmaya başladı. Kimi zaman da olaylar birbirine karıştı. … Herkes istediği açıdan bakabilir ama, bizim meraklı olduğumuz dal mizah olduğu için bu açıdan bakıyoruz. Malum avukatlık yapıyoruz. Karşılıksız çekten bir borçluyu şikayet etmişiz. Adam kaçak. Aradan iki yıl geçmesine karşın adresi tespit edilebilmiş değil. Tabi sanığa ulaşılamayınca dava kilitleniyor. Bir yandan adres araştırması, öte yandan müvekkilin kişisel aramaları sürerken duruşmalar da zorunlu olarak ileri ileri atılıyor. … Yine bir duruşma günüydü, umutsuzca salona girdik. Mübaşir her duruşmada olduğu gibi usulen, sanığı çağırdı. - Ahmet Kutluuu! O da ne, kelli felli bir adam daldı içeri. Görüyor musunuz şimdi. Tebligat yok çağrı ulaşamıyor ama, sanık bulundu geldi. Üstelik adamın yoksul bir görüntüsü de yok. Ödeme yapabilir gibi. Müvekkille bakıştık; “Çıkmadık candan umut kesilmezmiş” der gibi. Ardından sorguya başlandı. Yargıç soruyor: - Keşide senin mi? Yani çeki sen mi keşide ettin, sen mi imzaladın, demek istiyor. Sanık da hiç tereddüt etmeden yanıt verdi. - Benim benim, hepsi benim. Demek başka çekler de keşide etti ki, tüm çeklerdeki imzaların kendisine ait olduğunu ikrar ediyor. … Bu kez hakim, onca görevliyi yıllarca peşinden koşturtan sanığı biraz paylamak istedi: - Borcunu ödememişsin! Sanık bu kez itiraz etti: - Benim onlara borcum yok ki. Tanımam bile. - Peki niye çek verdin. - Ben çek mek vermedim. Yargıcın sinirleri gitgide geriliyor: - İmzalamışsın ya be adam. Sanık buna da itiraz etti: - Benim çekten, imzadan haberim yok. … Gitgide, adamın yanlış adam olabileceği anlaşılmaya başlıyordu. Yargıç bu kez daha sakin biçimde: - Sen buraya niye geldin? Bizim çek keşidecisi sanığı yakaladık diye sevindiğimiz, aynı adı taşıyan adam ilk kez derdini anlatma fırsatı bulmuştu: - Dün akşam benim keçileri çaldıla. Onu şikayete geldiydim. Sen “Keçile senin mi?” deyince benim, dedim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |