Deneme
Kıyılır Belki Aşklara Ama Aşıklara Asla...
Aşkın dev boyutları karşısında çok küçüksün sen daha. Bilmezsin bir yaprak gibi nasıl savrulacağını sağa sola. Aşk dilde değil yürekte yerleşmeli gülüm. Sen bakma herkesin ağzında dansettiğine. Dudaklarınla değil yüreğinle haykırmalısın aşkı gülüm. Bir zehir gibi dolaşır aşk damarlarında ince ince. Bilmezsin nasıl yayılacağını her bir anına; gününe
Ölüler Şehrinden Mektuplar
Bu şehirde ne taç var, ne tacdar; ne şah ne padişah.Geride bırakılmıştır, yâr ağyar. Olanları ne tarih yazar ne roman. Sadece, bir zamanlar, o sakinler de arzı çiğnerdi. Alna değince ölüm meleğinin busesi. Ömür hitama erdi. Bir sala sesi… Mukassi bilinen meçhul şehre başlayan yolculuğun ilk karesi. Hu
KİTAP İZLERİ
Dünyadan Aşağı
Gaye Boralıoğlu
Cam Kenarı Yolculuklar
Sen dikili çiçeklerin esiri, ne bilirsin ki ezilen toprakta bir çiçeği yeşertmeyi… Sen çıkmaz yolların adamı...
Yabancı
Ama o bir yabancı.O hala yabancı.Ben varım,o var.Ama Biz yokuz.Biz olmalıyız.Ya sonunda, yada SONSUZLUKTA !!!
Yaşayan Ölüler
Her kalp Allah’ı anmak ister ancak mühürlü olan kalbe Allah lafzı girmez. O’nu anmak kalbe çok hoş gelir; çok lezzetlidir ve kuşkusuz Allah’ın buna izin vermesi çok önemlidir.
Ayn, Şın ve Kaf
"...Sadece Sevdiği kişiyle olmak ve hayata bir çelme takmak istiyor. Kuşlar gibi kanat çırpmak istiyor göklere, çocuklar kadar şen olmak istiyor, anla Sevdiğim AŞK’ı yaşamak istiyor bu beden..."
Yenilmeye Yüz Tutmuş Yeni Yıllara...
Yeni bir yıl daha, her yıldan bu yıla kahramanlıklar düşleyerek. Hattat gibi sade ve narin ince ince işleyerek hayatı. Kuytulardan metropollere çekerek huzuru. Sevmeyi severek öncelikle ve her karesinde tekrarlıyarak aşk belgeselinin metinini. Kaybolurken kadrajlara, düşerken amors durup kaybetmeyi anlamaya daha aklıma gelmeyecek şeyleri yapmaya.
Kasabama Mektup
Geçenlerde emekli bir doktor amcamız anlatmıştı. Doğuya mecburi hizmete atandığı günlerde bir mezraya hasta bakmaya gitmiş. Akşam yemek ikram edip misafir etmişler karlı havada. Saat 12’leri geçmesine rağmen ev halkının yatmadığını görünce, ‘Siz kaçta yatıyorsunuz ?’ diye sormuş. Evin yaşlı ninesi ‘Gece ikide buradan tiren geçer. Nadiren de
Ayn Şın ve Kaf Üzerine
İşte aşk, bu renk ve usare harmanından derlenen, muhtevasında ateş, su, hava ve toprağı cem etmiş füsunlu bir iksirmiş… Ruhlara üflenen can iksirinin özü aşkmış meğer. Onu bilenler bilirmiş…
"Aldanmayın"
Yakup Fırat, Üstat Said Nursi’nin ifade ettiği gibi şöhreti hep “zehirli bal” olarak gördü ve tatmadı.
Popülarite, makam, mevki gibi konularda kafa yormadı Yakup Fırat.
Bu tür konulara kafa yoranlara gülümseyerek, yanık ve davudi sesiyle sazın teline dokunarak seslendi;
“Aldanmayın aldanmayın
Anneme ve Teyzeme
Teyzemin ölümünden sonra hissettiklerim.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20
KİTAP İZLERİ
Ölümden Uzak Bir Yer
Kerem Eksen


