Uzun Süredir Aşka Düşmedim Ben...
Uzun süredir aşka düşmedim ben. Teorik bilgim pekiyi ama pratiğim oldukça zayıf bu konuda.
"Her yeni gün, yaratıcılığın sonsuzluğuna açılan bir kapıdır; sabahın sessizliğinde hayatın anlamını yeniden yaz."
"Her yeni gün, yaratıcılığın sonsuzluğuna açılan bir kapıdır; sabahın sessizliğinde hayatın anlamını yeniden yaz."
Uzun süredir aşka düşmedim ben. Teorik bilgim pekiyi ama pratiğim oldukça zayıf bu konuda.
tahir ile zühre meselesi bu. anlayacaksın, kalışının hududi baklışına secde edecek sevda...
Nazan Beki̇roğlu Kalemi̇nden Yüreği̇mi̇zdeki̇ Çeli̇şki̇lere Güzel Bi̇r Öykü Dökmüş Paylaşmak İstedi̇m...
Yeşil gözlerinde kaybolduğun zaman, nice ihaneti koynunda unuttuğun hazan, burada bir yerde olmalı...
Sensiz hayat nasıl yaşanır bir ben bilirim. Bir ben bilirim o acı çığlıklarla dolu hayatın ağır ağır geçişini.
Ben seni sadece kendime yakın hissettiğim için, acılarım acılarına benzediğin için sevdim....Ben sadece öznesi “ senin olduğun cümlelerin yüklemi..Ben sadece sırtına yüklenmiş acıları kendi yüreğinde taşımayı onur sayacak adamın gözyaşına sirayet etmiş solgun resmi....Belki de yüreğindeki mutluluğun ayak uçlarında umutsuzlukla savaşındaki kazanmaya en yakın duran sevginin tek galibiyeti..Olmadı...Kazanamadık;
Hapsedilmiş ruhların en özgür anı yaşanıyor. Geçmişle gelecek arasında sıkışmış bütün benliklerin mutluluk nidaları duyduğum.
Efkârlandıkça, dağılan acıların ne menem bir şey olduğunu ilk kez görüyor gözlerimiz. Çalan şarkılar ağlatmıyor bu gece. Gürültü dedikleri; birer beyaz bulut...
Gelin tacımdan önce papatyalar süslemeli kestaneye çalan kızıl saçlarımı
İçimizdeki boşluğu hüzünlerle doldurur sonbahar… Dallarımızdaki son diri yaprakları da döker sert esen rüzgâr… Toprak kokar kınalı ellerimiz… Gözlerden süzülen son damla yaş yerçekimine direnemeyerek çatlamış toprağa düşer upuzunca… Hayata dair gerçekler geçer gözlerimizin önünden. Ömrün de ilkbaharı, yazı, hazanı ve kışı var elbet… Dağların yamaçlarından esen rüzgârlar
Zaman getirmişti farklı saniyeleri gözlerimize bakarken farkedemiyorduk belkide ama...
özgürlük bir kuş gibidir her daim yükseklerde uçmak ister.aşk sınırları yıkmaktır, sınırları yıkıp sonsuzluğa gitmektir.işte tam bu esnada kesişir aşk ile özgürlüğün yolları. işte tam bu esnada çarpışırlar.kimi zaman yere çakılırlar kimi zaman sonzuza uçup giderler.
Sevgiden kaçılmaz, eninde sonunda gönül kapınızı çalacak ve mutlaka kendini hissettirecektir. Belli bir zamanı da yoktur ayrıca, ne zaman ve nerede karşılaşacağınızı bilemezsiniz..
Şu anda yazılmış birşey.O yüzden çok nitelikli ya da derinlik sahibi değil.
Göğsümüzden içeri sızan o garip duygunun adını koymaktan ödümüz patlar olsa da yinede istedik…
Demlenmiş duygularım, belki yine uyanırım... Çakılırım en derin boşluğuma, belkide acı tebessümle aynada suretimi izlerken yine yanılırım.
Uyu...
Gitmek
Yarını olmayan o sonsuz ülkeye kanat çırpmak bir başına…
Sonsuz sevgiyi ve sonsuz sevgiliyi aramak..
Şafak sökerken uyanıyorum, sessiz şehrin sokaklarında rüzgarın gıdıkladığı yaprakların sesi var. O ses... Yine duyuyorum...