Hiç mi Değerleri Yok?..
...Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür...
"“Yazmak, kelimelerle dövüşmek gibidir; çoğu zaman kelimeler kazanır ama dövüşü izlemek bile keyiftir.” – Umberto Eco"
"“Yazmak, kelimelerle dövüşmek gibidir; çoğu zaman kelimeler kazanır ama dövüşü izlemek bile keyiftir.” – Umberto Eco"
...Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür...
Hep maratona benzetirler ya hayatı , bitiremeyeceğimizden değil.
Farklı kondisyonlara sahip herkes bitirebilir bu maratonu .aslında uzun olması değildir maratonu bizim için zor kılan , gitmeyi seçtiğimiz yollardır ve hatta zaman zaman yürüyebilecek olmamızın aklımıza bile gelmemesidir.
Fert yaşadığı müddetçe,
Gelişim ve terakkiyi beceremiyorsa,
Durağanlaşmaya ve patinaj,
Yapmaya başlamış demektir.
...şarkıyı tekrar tekrar söylerken, yalnızlığı hatırlatan yazarlar, şarkıcılar, şairler geçiyor aklımdan.
Bir film sahnesinden, bir kitaba giriyorum, bir şiirden çıkıp, bir öyküde buluyorum kendimi.
Olaylar, yerler, kişiler değişiyor ,fakat hissettiklerim değişmiyor...
Aldırma a şair, bu tufan gelir gecer, sen sıkı tut kalemini, seyreyle ...
Ama bazı şahsiyetler vardır ki, hangi koşullarda yaşarsa yaşasın dirayet ve şecaat konularında daha samimi, ön yargıdan uzak durmayı başararak daha duyarlı oluyorlar, feragat konusunda örnek alınacak değerlere haiz bulunuyorlar.
Hayat oyunu, hayat ağacı, hayat yolu...
Bazen sıksa da bazen güldürür; bazen solsa da bazen canlanır; bazen patikaya girse de bazen açılır ufuklar...
Hesapsız bir zerrenin olmadığı hakikatini,
Haykıran akidenin mensupları,
Hareket ve kuvvetin kime ait olduğunu,
Elbette bilmek durumundadır.
Kurtlar sofrası en karmaşık serüven olsada, önümüze sunulan hayat pek farklı degildi aslında. Sırları boldu, sınırları yoktu; ne garipti hayat!
Sokakta hala yağmur yağıyordu. Ilık bir Nisan gecesi, kuşlar saçak altlarında uyurken gökyüzü sokaklara çok güzel bir şarkıyı fısıldıyordu.
Saniyelik kararlar daha sonraları insanların 'kader' diyerek arkasına sığındıklarını yaratıyorlar sanırım.
Şimdi biraz Japonların deprem sonrası sergiledikleri tavırlardan sozedelim. Bu kadar büyük bir felâkete uğramalarına karşın, ortada sağa sola koşuşan bir kalabalık yok. Salya, sümük ağlayıp “ nerede bu devlet” diye yırtınan yok. Yardım noktalarına saldıran yok. Herkes tek sıra olarak yardım almak için bekleşiyor.