Deneme > Yaşam

karışık

Sarman - 2 -

benim esas merak ettiğim şey; ne zaman evlilik hazırlığı yaptığı, düğününe kaç kediyi davet ettiği,ne zaman gerdeğe girdiğiydi ve bütün bunlardan haberim olmamasıydı :))))

nostaljik

Mutluluk

Tebessümüm çocukluğumda kaldı. Nasıl bir şeydi mutlu olmak?

iyimser

Gerçek Özgürlük

Korktuğun,ağladığın görülmemeliydi,zayıf sanırlardı.
Gülümsememelilerdi herkese,hafif algılanırlardı.
Bilmiyorum diyemezlerdi,cahil sanılırlardı.

olumsuz

Sosyallik!

Sosyal ve demokrat zihniyetinin temsilcileri asla statükoyu savunamazlar.
Şayet savunurlarsa, kendilerini bir açmazın girdabına hapsederler.
Sosyallik, ahenksizliği reddeder.

nostaljik

Hoşgeldin İçime

Bazı insanların yüzlerinde saklı hüznü dikkatli baktığınızda fark edebilirsiniz ...

üzgün

Niye Geldin!

Platonik aşkını, sınıf arkadaşlarını, halı tezgâhını,
Sohbet halkasını niçin terk etmek zorunda kalsın.
Annesini, ahrenini, kardeşini, özlemini neden gurbete yüklesin.

üzgün

Keşke

Keşke demeyin diye

karışık

Birahaneler...

Hepsi kaybetmiş insanlar, umudunu yitirmiş, belini geçim sıkıntısı bükmüş çoğunun, yine büyük çoğunluğu, evli, çoluk çocuk sahibi, torun sahibi olan da var içlerinde, yükseköğrenim gören de, okuma yazma bilmeyen de, daha dün altılıdan yüklü miktarda kaldırmış olan da… Ama bir tane mutlu insan yok

karamsar

Güzel Günler Görecektik Çocuklar... Biz; Hem Vallahi Hem Billahi Çok İnanmıştık!

Şimdi dilimde mutasyona uğradı her şey, ve zihnimde… Güzel günler görecektik çocuklar, size biz sunacaktık ellerimizle... biz sandık ki, sizin için düşler kurmak yeterli… biz sandık ki yüreğimizin ortasına oturtunca sizin çıplak ayaklarınızı çözüm kendiliğinden gelecek… biz sandık ki şiirler bize cesaret verecek… olmadı elbet ama ne var

üzgün

Kırılma Noktası

İnadına bir çözümsüzlükle, faili meçhul bir cinayet dosyası gibi tozlu raflara kaldırıldığında aşk; iğreti kalıyoruz...
Muhatabı olmayan her söz kadar anlamını yitiriyor ve şahitsiz kalıyor hayat...
Yakamızı bırakmayan bir eksiklik duygusu...

olumlu

Çarşamba Gecelerimi Çalan Adam (Lar)...

Çok zaman önceydi... Boğaz’da dalgın dalgın araba kullanıyorum. Aşiyan’a geldim, Bebek göründü ve trafik tıkandı. Adım adım ilerliyoruz. Radyodan bir müzik yayılmaya başladı, arabanın içinde şöyle bir dolanıp ruhumun en derin köşelerine iniverdi bir anda nağmeler... O ne güzel klarnet öyle diyorum içimden. ‘Istanbul Istanbul Olalı’ çalıyor...

üzgün

Zaman

İki çatı kaş yalnızca gördüğüm. Ve kaşlarımın arasında gitgide derinleşen bir çizgi. Hiç bitmeyecekmiş gibi görünürken tükettiğim gençliğimin çok yakında biteceğini anlatıyor bana, aynalarda.

üzgün

Yalnızlık Elbiseleri

Çığlıklarım müziğin ahengiyle, duruşlarım özgürlüğün nihai yüceliğinde...Yapay safsatalarla dost binbir suskunlukla. Düşünüyordum düşünemezken. Biliyordum tamamen bilgisizken. Haykıramıyordum yine de

Başa Dön