Balayı Bitti!
Evlilik öncesi her buluşmalarına uzun bir bakım sonrası giden erkek ve kadın, nikahın ertesi günü, sabah birbirlerini gördüklerinde ilk şaşkınlıklarını yaşarlar.
"“Yazarlık, kelimelerle dans etmek gibidir; ya ayaklarınızı bir güzel çeker, ya da sizi salona sokmazlar.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle dans etmek gibidir; ya ayaklarınızı bir güzel çeker, ya da sizi salona sokmazlar.” – Franz Kafka"
Evlilik öncesi her buluşmalarına uzun bir bakım sonrası giden erkek ve kadın, nikahın ertesi günü, sabah birbirlerini gördüklerinde ilk şaşkınlıklarını yaşarlar.
artık vazgeçtim kendimden,bu sabahtan sonra hiçbir farkım kalmadı duygusuz kimselerden...
Doğurduğu çocuğa sahip çıkmayan bir anne olabilir mi?
Bilemezsin sen;işgal altında yaşamak için bir bahane bulmanın ne kadar zor olduğunu ve göremezsin ziyaretime gelmeden bu hücrede zamanın nasıl su gibi buz tuttuğunu.Uçup gitmişti kuşlar demirli pencerenin pervazından,tek bir tüy kalmıştı ellerimde.O tüy senin yarandan geriye kalandı;kapanlara sıkıştırdığın yüreğimle kapanmıştı yaran ve ben bu yüzden sana helal
Benim filmimin müziğini sen yap Müzik Tanrısı...
Sen denizi taşı bozkırlara,
Denizi taşı dağlara.
Kimliği meçhul sesler ve girdaplar içinde biçare bir görüntü hissiyatı veren sahipsiz ve kimsesiz bir duruşun, ruhun içine hapsedilmiş olan ben, susuyorum.
Hey on beşli on beşli
Tokat yolları taşlı
On beşliler donuyor...
Askeri kırdıran Enver-i paşa!!!
Keşke demeden önce olmalı her şey insanın hayatında
Öyle yaşamalı ki hayatı keşkelere yer olmamalı...
Bir ayrılık bileti ! bedavadan elime tutuşturulmuş.
Senin de yok mu ki, beklediğin bir liman!
Ve hiç esmez mi, bir rüzgar saçlarına kurulu bir rotada...
Bir garip seyyahlık; kendine göçen...
Yalan söyledi diye gözlerim, bıçağı sokup en derinine, affetmediğin bu bedenden gitmek için soyuyorum derimi, yeniden doğup başkası olabilmek için.
"Dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa yarını kaybederiz." Churchill
Cılız ve titrek ışığıyla çift gözlü penceresinden izliyor matrixi yine bugünlerde ruhum…
Bir an gelecek en unuttuğum yerden çıkıp gülecek diye bekliyordum hep. Bazen dualar yolluyordum günahlarına, cezalandırıldığım kadar bağışlansın istiyordum. Onsuz bir beni görünce, aldatılan çocuk, bıçaklanan göz, yankesilen ciğer, yırtılan perde, buruşan surat(...)bana beni anlatıyordu; anlatamıyordum!...
Aslında herkes şeytanın olmadığını en iyi kendisi bilmekle beraber işine gelmediği için bu gerçeği kabullenmekte zorlanmakta. Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan şeytanı bugüne kadar ne gören olmuştur, ne duyan. Üstelik bütün inanç sistemlerinde günah çıkarma amacıyla yer verilen şeytanın ateşten yaratılmış olduğu kabul edildiği için bir insanı
Ben en çok kendime güldüm!
Fark etmeden geçmiş zaman; bilemezdim ki…
Toz pembe “kuş hatıralarının” yerine “sivri gün batımları”nı hiç hesaplamıştım.
Sağlık olsun…
Buna da gülünmez mi?