"“Yazmak, kelimelerle dans etmek gibi; ama bazen partneriniz bir midilli, bazen ise afacan bir kedi olur.” – Umberto Eco"

Öykü > Anı

karışık

Ahır

Bir babaane, bir ahır ve bir torun üçgeninde babaanenin yaşam felsefesinin tezahürü.

nostaljik

Guguklu Saatin Çaldığı Gün

Çok uzun yıllar geçiyor gözlerimden, Burgaz Ada da kollarımdan tutup bir çukurun üstünden hızla sallıyor babam, Kalpazan Kayadaymış bu çukur, ben hiç korkmuyorum, çünkü babam tutuyor, o beni düşürmez. Bana kediler getiriyor, birinin adı “Cingöz”, diğerinin de “Duman”.

karamsar

Bir Baba,bir Oğul,iki İnsan

Kendimizi çok güçlü sandığımız çağlar geride kalır birgün ve gözlüksüz gazete okuyamaz,soluklanmadan
merdiven çıkamaz hale geliriz.O zaman hayatta iseler,
anne-baba algımız,sevgimiz değişir.Gidilen meşakkatli yolun bir yerinde bir onlara,bir kendimize bakar,niçin yanıldığımızı sorgularız.İşte bu öykü böyle bir soluklanma ve sorgulama anında yazıldı.

olumlu

Keman Kutusu

70'li yılların yokluğunda bir babanın çocuğuna verdiği en güzel hediye

üzgün

Guguklu Saatin Çaldığı Gün

Büyük bir evin içinden çıkan zincirlerin ucunda sallanan kozalakları, kırmızı çatısı ve kırmızı penceresi olan kahverengi o koskocaman güzel eve hayran, hayran bakıyorum. çok yüksekte. Ayak parmaklarımın ucunda yükseliyorum ve işte, o hiç unutamayacağım an; küçücük bir kuş çıkıyor, "guguk,guguk" diye öterken, geri. geri gidiyorum şaşkınlıkla, arkaya, bir

üzgün

Bir İleri Bir Geri

Küçük bir oda odanın içerisinde bir köşede ufak bir mum yanıyor mum küçük bir alevle kırmaya çalışıyor odanın karanlığını ama yetmiyor aydınlatmaya nesneleri
Nesneler karanlığı üzerlerine örtmüşçesine kendi dünyalarını yaşıyorlar mumun alevinden çekinen bir edayla dalmışlar kendi sessizliklerine

olumsuz

Takunyalar

Kaptana kalırsa aradan geçen yıllar sonra şu deniz öyle dar gelmeye başlamıştı ki… Gemiyi terk etmek gerekse değmezdi buna. Bütün personeli bindirirdi de filikaya, kendisi binmezdi. Mavi gözleriyle hep güneşi arıyordu; evine hala dönmemişti.Oysa deniz güneşin eviydi: sabah ön kapıdan çıkar, akşam arka kapıdan girerdi.

olumlu

Çanakkale Geçilmez

Bir yanda gemisiyle,topuyla ve asker sayısıyla bizden kat be kat üstün olan düşman orduları,diğer yanda en önemli silahı göğsündeki imanı ve vatan sevgisi olan Türk Askeri

nötr

Gece Kontrolü

Evlerimize gitmek için hepimiz ayrı ayrı otobüs duraklarımıza yönelirken bile bunu konuşuyorduk. Bu arada ne kadar dolaştığımızı kestiremiyorum, ama şundan eminim ki; yorgunluktan ölüyordum!

üzgün

Hako (Bir Zavallı Deli)

Fırtınanın sesi,Hako’nun iniltileri gibiydi.Ne yapıyordu acaba şu anda?Gözleri hala o boşlukta mıydı?Pencerede uğuldayan rüzgar,Hako’nun sesiyle bir türkü mırıldanıyordu şimdi.Ama ağır bir türküydü bu;kaderi yazanlarla onu oynayanlara bir küfür gibi…

üzgün

Mektubun Aşkı

ilk hatırladığım o güzel sözleri yazarken çok düşünmediğim ve kalbimin içinden geçen binlerce sözcük arasında seçtiğim küçük bir kaç cümle

olumsuz

Biz Seninle Ayrılmaz Bir Dörtlüyüz

Okuldaki arkadaşlarının tepkisi ise çok farklı olmuştu. “Dörtgöz dörtgöz” diyorlardı. Suratında taşımak zorunda olduğu bu fazlalıktan nefret etti. Hatta ilk günler okulda takmadı. Ceketinin cebinde saklayıp, eve yaklaştığında gözüne taktı

karışık

Dedemin Aşk Öyküleri

Dedem köyden kente göç etmiş ve yer yer köylülükten kalma yaşam biçimini sürdüren bir fabrika işçiçisiydi. Dolu dolu yaşamış ve yaşadıklarını kendince felfileştirmiş ve çevresinde sevilen, sayılan kendi çapında bilge bir kişiydi.

Başa Dön