İspiyoncu Kuşlar
Çocukluğunuzda yaptığınız yaramazlıkları, annenize söyleyen ispiyoncu kuşlarınız var mıydı?
"Bunca yıl okudum, yazdım, düşündüm... Sonuç mu? Hâlâ en iyi kahve makinesini bulamadım." — Umberto Eco"
"Bunca yıl okudum, yazdım, düşündüm... Sonuç mu? Hâlâ en iyi kahve makinesini bulamadım." — Umberto Eco"
Çocukluğunuzda yaptığınız yaramazlıkları, annenize söyleyen ispiyoncu kuşlarınız var mıydı?
Demek ki insan memnuniyetinin bu dünya da bir sınırı yok. Bütün yeniliklerin, bütün icatların ve bütün israfların sebebi bu memnuniyetsizlik ve daha iyi olduğuna inanılana duyulan özlem değil mi? Ama bütün bu yeniliklerin değeri insan hayatından çaldıklarının değeri ile ölçülebilir mi?
Geç kalmayın. İçinize doğan bir hissi bertaraf etmeyin,susturmayın. Belki içinize doğan his karşınızdakinin bu dünya da göreceği son sürpriz olabilir. Onu bu fani dünya da küçük bir sürpriz den, sevinçten mahrum bırakmaya hakkınız yok benim gibi…
Çocukluğum,çocukluğumuz....
Hayatı aşağıdan yukarıya seyrettiğimiz yıllar..
Keşke insanlar hep çocuk kalsalar
-ba
ayakları kırılmış bir Albatros gibi uçuyorum
kırıldıkça çoğalan çiçeklerle dolu uçurumlardan…
acısı hafiflesin diye kanatlarımın…
-ba
O gece içki içmiş,sarhoş olmuş.Kerem bağırıyor:
'-Ulan siz birisini iki kişi beceriyorsunuz!!Gün gelecek ben ikisini kendim becereceğim!'
Çocukluğumda; hemen heryerde oyun oynayabilirdik. Tarlada, bahçede, harman yerinde, çeşme başında, derede, ırmakta ( çamaşırhanede), samanlıkta bile...Nerde olursa.
Bankadan içeri girdim ve görüşmenin yapılacağı salonu gösterdi bana burnu yüzüne sonradan oturtulmuş gibi duran memur.Salonun kapısından başımı uzattım.İçeride bir masa ve etrafında oturmuş yedi-sekiz adam.Hepsi takım elbiseli ve istekli.Geri dönüş yoktu.Üzerimde kazağım ve montum,altımda kot pantolonumla başım dik,gururlu ve mağrur bir tavırla girdim içeri.Boş bir sandalye bulup
Sonunda merdiveni çıkmayı tamamen bırakmak istedim. Çok uzun, bitmeyen uykuya kendi kendime dalmaya çalışarak merdiven çıkarken en tehlikeli olan kazayı yaşadım; kendimi yaraladım.
Bir kaç yıl önce gelmişti bu şehire. Sessiz, sakin, işten eve gidip gelen bir memurdu.
Orda olduğuna inanılan bir arkadaşla orda olduğuna inanılan bir tanrı aynı derecede işlevsel dir. Di mi?
Ufak çocuk neden donup kalmıştı ? Neden gelip kendisini bu canını yakan adamdan hala kurtarmıyordu... Nedenler ile doldu beyni. Saati hızlıca alıp gelemediği için mi böylesine acı bir ceza verilmişti ona ?