Ağabey, Kardeş Olduk
Ülkede bir seçim öncesi yaşanan öykü. Toplumda buna benzerleri çok sık rastlanıyor. Saygılar.
"Gelecek, şimdiki zamandan çalınmış bir borçtur, faizi de hayal kırıklığıdır." - Woody Allen (Kurgusal)"
"Gelecek, şimdiki zamandan çalınmış bir borçtur, faizi de hayal kırıklığıdır." - Woody Allen (Kurgusal)"
Ülkede bir seçim öncesi yaşanan öykü. Toplumda buna benzerleri çok sık rastlanıyor. Saygılar.
"Söyleyecek Sözü Az Olan Adam" yaklaşık olarak 1997 den beri, aklımda olan üç perdelik bir tiyatro eseridir aslında. Fikir olarak filizlenmesinden bu yana, iki sefer birinci perdesi yazıldı; ancak bir türlü adına yakışan tokluk duygusunu hissettirmedi bana.Derken, derken günlük yaşam ve her zaman baskın olan şiir yazma eğilimi
Tahir amcamın başkanlığını yaptığı Türkiye Öğretmenler Sendikası, tüm öğretmenleri ilan ettikleri BÜYÜK ÖĞRETMEN BOYKOTUNA katılmaya ve desteklemeye çağırıyordu. Caddelerde ve park, kahvehane gibi oturma yerlerinde buna dair bildirileri dağıtıyorduk. Çeşitli yerlere yapıştırılan afişler için de tercihimiz akşam karanlığı oluyordu.
Biz de, 6.Filo Defol! diye sloganlar atarak, Amerikalı askerleri denize döken üniversiteli abilerimiz gibi bir eylem düzenlemiştik işte: İŞÇİ MEMUR ELELE, GENEL GREVDE!
Panterin biri, bir ovanın ortasına bakkal dükkanı açmış. Özellikle su, sulu gıdalar ve et satışları çok oluyormuş. Panter bire almış, ona satmış. Parasına para katmış, zengin olmuş. Ovada yaşayanların eğitim eksikliği panterin dikkatini çekmiş. Bakkal dükkanının karşısına ticaret okulu yaptırmış. Pek çok yavru hayvan bu okulda okumaya başlamış.
Bir ara birkaç televizyon kanalında yemek yarışmaları yapılmıştı. Medyasıyla bilinen yiyenleri çok ülkede,
-Yemekteyiz- tabirinin sırıttığı kanısındayım.
Bir partiden ilçe başkanlığına aday olacağımız tuttu. Kaptık delege listesini, o köy senin bu kasaba benim dolaşıyoruz. Sözümona delege avlıyoruz.
Engin yine depoya geç kaldı.
Bir hırsızın gözyaşları dökerek, isyan ederek anlattığı bir olaydırVaroşların en sefil mahallerinde işe çıktığı o günü anlatıyordu. Bir gün öğle saatlerinde bir eve girmişti. Bir ev ne kadar eski o kadar döküntü olsa da oradan hiç umulmayacak ölçüde küçük bir hazinenin çıkma ihtimali hep yüksekti. Yastık altında ki
Annemin takıntısı ise "Pekmezin nasıl içilebileceği konusunda"
Çünkü içerken yere sıçrarsa bir felaket olabileceğini düşünüyor.
Bu yüzden en son bulduğu yöntem çay bardağından höpürdetmek oldu.