• İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı |
81
|
|
|
|
"Gözlerim bağlıydı.sesinden tanıyordum.gusto nun kaba sesi.brado kod adlı bu sınıf işbirlikçisi yıllardır...." |
|
82
|
|
|
|
... Kaldırımların taşları sıra sıra. Biri bitiyor öbürü başlıyor. Arada boşluklara da rastlanıyor. O veya bu sebepten sözü geveliyorum. ... |
|
83
|
|
|
|
Bir ayraç koymuştu dış dünyaya.Olur olmaz gülmeler yayılır olmuştu suratına.Ve bahçesinin önünde ölen yaseminler gibi cansızlaşıyordu gün be gün. |
|
84
|
|
|
|
Uğultu yok artık, derin bir sessizlik… Tedirgin nefes verişleriniz… Beyninizde, kuşkunun saltanatı… Yarını bile düşünemeyecek durumdasınız… En büyük acılarınızı, en sığ mutluluklarınızı, herşeyi unutmuşsunuz… Doğruluyorsunuz, |
|
85
|
|
|
|
Saatler önce yanıma, daha doğrusu karşıma geldiğinden bu yana dinliyordum onu. Durmadan açılıp kapanan mengene ağız boşluklarında sıkışmış, sakızlaşmış bir düş gibi izliyordum onu. Konuşuyor, konuşuyordu. O konuştukça ben daha da dinliyor, o daha da konuşuyordu. |
|
86
|
|
|
|
Ne zaman veya nasıl bilmiyorsunuz, tek bildiğiniz şu an burada olmanız, burada oturuyor olmanız, bu eski koltukta oturduğunuz biliyorsunuz. |
|
87
|
|
|
|
Bu bir terk ediş projesiydi ve bunu aklının içinde defalarca çalışarak gelmiştin. Defalarca ! Bütün biriktirdiğin sözcükleri arda arda sıralayıp kesintisiz bir şekilde projenin sonunu getirmek için çabalarken ellerin de buna dahildi. |
|
88
|
|
|
|
baş parmaklarımla yokladığımda nabzımı titreyen bir enjektör sessizliğinde düğümlendim diyetimle.
kahpedir ey zat hayatın altın fiyatındaki fiyakası.
bağrında sancı
ağrında kapatılmış
kapatmaları. |
|
89
|
|
|
|
Bu bina evime benziyor sanki. Peki ya şu yaşlı ağaç değişmiş mi? Yoksa kesip yerine başkasını m dikmişler? Sanırım doğru yerdeyim. Sanırım. Tabii aklım ve hafızam beni yanıltmıyorsa… |
|
90
|
|
|
|
Yağmurlu bir gecede , köprü üstündeki adam kendini boşluğa bırakıp düşerken ona eşlik eden bir yağmur damlasına takılır bezgin gözleri . O düşene kadar eşlik eder ona yağmur damlası . “Korkma sonuna kadar yanındayım , bundan sonra hiç yalnız kalmayacaksın.“ Yağmurun ona gülümsediğini sanıp mutlu olur bir an için ama neon ışıklarıyla parıldayıp yağmur damlasından yansıyan kendi yüzüdür gördüğü . Düşerken yüzüne vuran rüzgarla gözünden bir damla yaş süzülür , sevinçten . Asfalta çakıldığında ondan geriye kalan yüzündeki gülümseme ve gözünden akan bir damla yaşam sevincidir yağmura karışan. |
|
91
|
|
92
|
|
|
|
"silahlar terli,düşler bugünümü çalıyor." |
|
93
|
|
|
|
sana bişi olmayacak. çünkü 23 ündesin. ben artık ölüyorum. ve sen. bu dünyadaki cehennemimsin. son vicdan azablarım bunlar.
|
|
94
|
|
|
|
"Ruhumda kazı çalışmaları vardı.umutsuz bir ağacın gölgesinde yıkanıyordu karamsarlığım." |
|
95
|
|
|
|
Bakalım gözler ne anlatacak..Onlar çok iyi bilir O gözleri...Bir kediyi bile köşeye sıkıştırdığında onun yapacağı bir mücadele mutlaka olur, tabiat kanunu bu...Peki bu adam sıkıştığında son ana kadar ne yapabilir..İşte bu gözler anlatırdı , onun ne yapıp, yapamayacağını... |
|
96
|
|
|
|
umutsuzluğun içine doğru yürüdüm, hava kararmaya başlamıştı. içimde korkunç bir hüzün çöreklenmişti nedense. ağlıyormuydum yoksa. hayır olamazdı. bu utanç verici. parkın içinden geçip minübüse binmek için caddeye çıkacaktım. tam o sırada inanılmaz bir şey oldu. evet oradaydı. yarısına kadar içilip atılmış bir su şişesinin yanında duruyordu. gözlerime inanamadım. eğilip ellerime aldım onu. |
|
97
|
|
98
|
|
|
|
bir tanrının ruhundan yaşam ... |
|
99
|
|
100
|
|
|
|
Önce ışıkları söndürdüm. Salona geçtim. İçersi karanlıktı. Camdan sızan ışık hüzmeleri dikdörtgenler oluşturuyordu duvarda. İlerliyor belirsizleşip kayboluyor. Arabalar gelip geçiyor caddede. ... |
|