• ÝzEdebiyat > Öykü > Baþkaldýrý |
101
|
|
|
|
Sonbaharýn gelmesiyle birlikte okullarda açýlmýþtýr yaz artýk o sýcak yüzünü kapatmýþtýr dai biraz tedirgin biraz istekli bir þekilde hayatýn ilk merdiveni olan ikinci ailesine kavuþacaktýr daiyi halasý okuluna býrakýrken onun okulda çok baþarýlý olacaðýna inanmaktadýr ... |
|
102
|
|
|
|
Önemli olan hayatta olmamýz kayýplarýmýz ister savaþ ister trafik kazasý alýnyazýsýnýn önüne geçilmiyor küçük yaþta zor zanaat olsa gerek bazen bazý insanlara nazik davranmýyor hayat... |
|
103
|
|
|
|
Hayat þakaya gelmezdi ve mutlu olmak bir dertti bizim için. Kancalarla özene bezene gerilmiþ, suratlarýn tam orta yerine oturtulmuþ, kocaman salyalý gülüþlere ihtiyacýmýz vardý. Hayýr, muhtaçtýk onlara. Bu kadar ciddiye aldýðýmýz bu “mutluluk” derdini böyle kolayca çözüvermiþtik, bizim gibi zeki yaratýklara da bu yakýþýrdý zaten. Ancak üzgünüm, çözüm ne kadar kolay iþlediyse sizler için, benim için de görmek o kadar kolay oldu. Aðzýnýzý her kullanmak istediðinizde, param parça oluþunu izledim suratlarýnýzýn. |
|
104
|
|
|
|
"Gün yenilgilere
yanýlgýlara
olsa da gebe
yaþanmaya deðer gene de
Biliyorsun
aydýnlýða gebe bu karanlýklar."
|
|
105
|
|
|
|
herþeyin baþladýðý ve sonlandýðý hayatýn analam bulduðu yerde yaþadým seni. Sýgara dumaný gibi genzimi yakarak ve ölümü düþünmek ölümsüzlükte |
|
106
|
|
|
|
kader kýsmet derler ya aþka herþey kader aslýnda insan alýnyazýsýný yaþar onun dýþýnda yaþadýklarýmýz sadece kýsa bir rüya!!! |
|
107
|
|
|
|
Önsöz:
Merhaba arkadaþlar bu hikayem Kadýnýn yaþadýðým cografya üzerinde sadece bir cinsel obje olarak görenlere bir eylem niteliðindedir ve Kadýnýn kapitalist sistemde kullanýlmasýný kýnamak ve uyarmak amacý ila ve kadýna olan sýnýfsal ayrýmýn ve þiddetin artýk yok olmasý amacý ila yazýlmýþtýr.
Serdar ÖZDEMÝR... |
|
108
|
|
|
|
Onlar için “gelen”dim belki, sevinçtim, mutluluktum; ama ailem için “giden”dim ben, hüzündüm, ayrýlýktým, bazen yürekte sessizce akan bazense dýþarý taþan, gözden sel olup akan gözyaþýydým. |
|
109
|
|
|
|
Ben ýsrarla biraz daha dolaþalým diye telkinlerde bulunurken, arkadaþým artýk yorulduðunu bu gecede eve boþ gitmemizi tavsiye ediyordu. Milyonlarca insanýn yaþadýðý Ýstanbul'un bu lanet varoþ sokaklarýnda bir insanla niçin karþýlaþmamýþtýk. Bunu bir türlü anlayamýyordum. |
|
110
|
|
|
|
Kýrýk döküklük var dilime düþenlerinde. Tekrar denemeliyim. Sorun seçtiklerim olabilir. Hafýzam. Dur bakayým. Zorluyorum, ama… Sözcükler, derinlere inmiþ gibi. Çýkarabilseydim. Soðuktan dilim de tutulmuþ olabilir. Az sonra kalmaz bir þeyciðim. Evet evet.
Yere yuvarlanmýþtým. Bunu nasýl düþünemedim. Kanayan yerim yok ki. Çarpma derinde eser býrakmýþtýr belki. Yolunda sanýrdýn her þeyi ama içten içe kanayabilirdi damarlarýn.
|
|
111
|
|
|
|
Ýnsanýn sevgilisinin varlýðý maddenin varlýðýný açýklayan genel geçer temel fizik kanunlarýyla açýklanamaz ki... Sevgilinin varlýðý genel geçer fizik kanunlarýyla deðil, felsefeyle açýklanabilir ancak… |
|
112
|
|
|
|
Bu arada söylemiþ miydim ben bir köpeðim ! |
|
113
|
|
|
|
Küçük japon bir kýz çocuðu olan Dai leiko 1938 de olan Japonya ve mançurya savaþý galip gelen japonyada olsa mançurya bir ailenin yok olmasýna neden olmuþtur.Mançurya dainin ailesini aldý 8 yaþýndaki kýz konuþmama kararý almýþtýr. |
|
114
|
|
|
|
"nereye gitmeli?" dedi tekrar.deniz görmeyen bir þehri ve içindeki denizi göremeyen bir erkeði terk etmek hiç zor olmadý.
|
|
115
|
|
|
|
Sevda, bir taþýn baþýna oturmuþ dalgýn bir vaziyette, mahmur gözleriyle etrafýný seyrediyordu. Her þey o kadar yabancýydý ki kendisine, kime ne danýþacak, neye göre davranacaktý bilemiyordu. Gelenek ve göreneklerin ayný olmasýna raðmen, kendi yaþadýklarý ve öðrendikleri ile, geldiði bu yerlerdeki insanlarýn gelenek ve görenekleri kendisininkine o kadar zýttý ki! |
|
116
|
|
|
|
Hatice Haným sardunyalarý suluyordu. Su sürahiden deðil, yüreðinin derinliðinden akýyordu âdeta. Kutsal bir emanetmiþler gibi çiçeklere deðer veriyor, onlarý okþuyordu. Gözlerini kapatýp kokularýný derin derin içine çekiyor, sonra nefesini salýp bir sihri keþfetmiþ gibi gururla: |
|
117
|
|
|
|
Yaðmurlu bir gündü. Doða, göz gözü görmez bir sarhoþluk içindeydi. Abdurrahim sabah yatakta bir külçe olmuþ, yatýyordu. Kalkýp, yüzünü yýkamak bile içinden gelmiyordu. Üvey aðabeyi Veysi ile ayný odayý paylaþýyorlardý. Aralarýnda üç yaþ vardý. |
|
118
|
|
|
|
Modern zaman insanýn iþ dünyasýnda düþebileceði bunalýmýn karamsar bir bakýþ açýsýyla anlatýlýþýdýr bu yazý. Toplum bizi nereye sürüklüyor ya da nereye sürükleniyoruz toplum olarak. Cevapsýz sorulara kendince bir cevap. |
|
119
|
|
|
|
Bir çocuðu daha bebek sayýlabilecek yaþlarda ‘baba’ kelimesinden nefret ettirecek kadar, ‘iðrenç’ bu adam bir gün karþýma çýkacak ve bana, “ben senin babaným” diyecek!.. |
|
120
|
|
|
|
Neden? Neden iliþkimizin diðerlerinden farklý olduðuna, neden sonunun mutlulukla bitebileceðine inanmýyorsun?
|
|