"Yazarlık, hayatın absürtlüğüne karşı verilen en uzun ve en ciddiye alınan şaka oyunudur." – Jorge Luis Borges"

Öykü > Başkaldırı

karamsar

İnsan Yiyen Bitki

Güneş Otel sahibi Ali Bulut otelin bahçesine büyük bir sera yaptırmış ve bu serada tropikal bitkiler yetiştiriyordu. Afrikadan getirilen et yiyen bir bitki vardı ki, Ali Bulut, onun dört yıldır bir santim bile büyümediğinden yakınırdı. Et yiyordu, balık yiyordu ama hiç büyümüyordu. Aslında bitkinin büyümesi gerekti ve büyüyordu.

karamsar

Lama ve Puma

Güney Amerika Kıtası'ndaki And Dağları'nda bir lama yaşıyormuş. Bu lamanın adı Heman'mış. Heman bazen sürüyle birlikte otlar, bazen yalnız gezermiş. Hayat güzelmiş, yaşamak güzelmiş, otlamak güzelmiş. Nereden gelmiş bilinmez bir puma ( Dağ aslanı ) ortaya çıkmış. Puma avlanmaya başlamış. Lamalar sağa sola kaçışmışlar ama puma her defasında

nostaljik

Gün Görmezdi, İda'dan

Kırık döküklük var dilime düşenlerinde. Tekrar denemeliyim. Sorun seçtiklerim olabilir. Hafızam. Dur bakayım. Zorluyorum, ama… Sözcükler, derinlere inmiş gibi. Çıkarabilseydim. Soğuktan dilim de tutulmuş olabilir. Az sonra kalmaz bir şeyciğim. Evet evet.
Yere yuvarlanmıştım. Bunu nasıl düşünemedim. Kanayan yerim yok ki. Çarpma derinde eser bırakmıştır belki.

karamsar

Yakup Turşu Ölmemeli

İnanılmaz bir haber duyulmuştu. Bu gerçek olabilir miydi? Yakup Turşuyu görmüşlerdi. Hemde koskoca Gopaşa meydanında.Sonra, oradan yürümüş.Atatürk heykeline sert bir selam çakmış, sonra yoluna devam etmiş, Sarıgöl roman mahallesine girmiş, evin kapısını çalmış, kapıyı açan 4.karısına Haydi suyu kaynat, leğeni hazırla, soyun beni bekle demiş sonrada bir şişe

olumlu

Saz Çalan Kazım

Köyün birinde köylünün birinin kaz sürüsü vardı. Zaten adamda kaz çobanıydı ve adı Kazımdı. Koyun güder gibi kaz güdüyordu. Kaz çobanı önüne katmış kazları giderken durup türkü söylemeye başlayınca kazlar etrafına toplanıyor ve onu dinliyorlardı. Böyle sazsız, cazsız, müziksiz türkü söylemek Kazımı mutsuz ediyordu. Kazım bir gün arkadaşlarından

düşündürücü

Zeus'un Kızı; Işık

Orta yaşlı bir erkek yürüyordu. Bembeyaz sakalı ona vermesi gereken hoşgörü ve sevimliliği yakıştıramıyor, her an kendinden utanmış kaçacakmış gibi duruyordu. Belli ki bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. Sanki yanından biri gelmiyormuşcasına sadece karşıya bakıyor, görünmez bir zincirle beraberinde ki genç kızla aralarındaki mesafe hiç değişmiyordu. Ne önünde, ne

üzgün

Deniz Gezmiş

On altı Mart 1971 günlerden Salı Lanet olsundu o güne!
Gürçeşme Ortaokulu olağan bir gün yaşıyordu, neredeyse tüm öğretmenler ve öğrenciler üzgündü.

karamsar

Zeus'un Kızı; Takvim Yaprakları

Bir fincan kahve vardı önünde falı kapatılmış. Açmayı unutmuş olduğunu farketti işe daldığından .Kurumuştu ama yine de açtı fal kapalı kalmazdı ne de olsa değil mi? Yudum yudum içilmişti. Hayat gibi. Kimisi öyle yaşamaz mı hayatı keyfekeder. Kimisi dertlenir kederlenir en olmadık şeylere üzülerek .

olumsuz

Beni Benimle Bırakın

Arada beni kaynattınız! diye öfkeyle bağırıyordu kadın. Size inandım. Babalı kızlı kumpas kurdunuz bana, kandırdınız beni. Gözleri dolu dolu oldu, dudakları bir yaprak gibi titriyordu.

karışık

Siyah

Arabayı kafeteryanın tam karşısına park ettim. İnsanlar arabalar yanımdan akıp gittiler. Juan birkaç kadınla oturmuş sohbet ediyordu. Zavallı yaratıklar dedim. Galiba sizleri sevmeye başladım Bakışlarımı daha çok Juana odakladım. Fırsatını bulduğum an onu arenaya çekip öldürecektim.

nostaljik

Şiir Koktu Oya Uslu

Hatice Hanım sardunyaları suluyordu. Su sürahiden değil, yüreğinin derinliğinden akıyordu âdeta. Kutsal bir emanetmişler gibi çiçeklere değer veriyor, onları okşuyordu. Gözlerini kapatıp kokularını derin derin içine çekiyor, sonra nefesini salıp bir sihri keşfetmiş gibi gururla:

karamsar

Tavuk Sote

Adam tezgâhın üstünde doğramaya çalıştığı soğanlara baktı ilkin, sonra gözü bıçaklara kaydı. Yaklaştı. İçlerinden en büyük, en keskin bıçağı sımsıkı kavradı. Avazı çıktığı kadar bağırarak bıçağı yukarıya doğru kaldırdı.

olumsuz

Baba Kerim...

Hicri 1075 miladi 1665 senelerinde dağda görülmüştür, eşkiyalık yapan zeybeklerdendir. Başlangıçta meşhur olmamakla beraber sonradan iyice azıtmış ve ismini duyurmuştur, Sultanhisar'ın Salavatlı Kasabasından 1-2 kişiyi öldürdüğü bilinmektedir. Takibine memur edilen Dünya Ağa Kerim Çetesinide pusuya düşürerek ortadan kaldırmıştır, bunun üzerine Dünya Ağa başka zeybekleklerle birleşmiştir. Baba Kerim zamanında

olumsuz

son Defa

...
Aldı eline, evirip çevirip baktı, yazılarını okudu. Zehir dedi, bildiğin zehir. Çok tehlikeli, değil fareleri adamı bile öldürür bu! Belirsiz bir aydınlık geçti yüzünden. Karmakarışık duygular kapladı içini. Karasızlıkla elindeki paketi tezgâhın üzerine koyup yemeği yapmaya devam etti.
...

nötr

Alanya'lı Molla Ahmet...

Çakıcı Mehmet Efe'den sonra Aydın'ın en güçlü efelerinden birisidir, Osmanoğulları Devleti'nin son günlerinde görülen efelerin bir çoğu bu çetede yer almıştır. Molla Ahmet, en çok Çine-Nazilli-Bozdoğan-Karacasu bölgelerinde dolaşmıştır. Yunan İşgali'nden önce kendisi vurulmuş, kızanları ikiye ayrılmıştır.

dramatik

Örtüler

Caracalla yüksek bir tepeden vadiye bakıyordu.Uzun boylu oldukça yakışıklı sayılırdı.Kayalıklarda iç hesaplaşmasını yapıyordu.Domna onu pers prensesiyle evlendirmek istiyordu ama onun gönlü İyonun kardeşi Nerva daydı.Bir çok kez onunla evlenmek istediyse de Nerva tarafında reddedildi.Nerva Makedon kralı makrekus ile evlendi.

Başa Dön