İrandan Acı Bir Aşk Hikâyesi

Bu hikâyede de farklı bir tat, farklı bir duygu, farklı bir düşünce bulacağınıza inanıyorum. Sayın Şirin Bala teşekkür ediyorum: İran'daki devrim yasalarına göre "fuhuş'un cezası idam'dır. Bir erkekle birlikte görülen kadın, erkeğin eşi ya da birinci derecede akrabası olduğunu ispat edemediği takdirde fuhuş sayılarak cezalandırılır.

yazı resimYZ

Bu gün, 1985-1990 İranda yaşanmış, sonu acı ile biten çok güzel ve etkili bir aşk hikâyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hikâyeyi daha önceden yazılarını beğenerek sizlerle paylaştığım Sayın Şirin Bal Hanım gönderdi.
Şirin Bal Hanım, aydın, kültürlü ve modern bir Türk Kadını. Gericiliğe, yobazlığa, karanlık düşüncelere karşı duran bir bayan. Paylaşımları, hep birleştirici, bütünleştirici, yol gösterici, teşvik edici ve sevgi dolu, duygu yüklü paylaşımlar. Okuduğunuzda size hayatı öğretiyor

Ziba ile Muhammed üniversite yıllarında tanışmış, uzun süren bir arkadaşlık
Döneminden sonra yeni evlenmiş bir çifttir... Muhammed, sığır ticaretiyle uğraşmakta,
Ziba ise bir özel hastanede hemşirelik yapmaktadır. Bir aylık evli çift, balayına çıkma planları yapmaktadırlar...
Muhammed, bütün formaliteleri yerine getirerek esine ve kendisine on beş günlük bir balayı programı hazırlar. Ve özel otomobilleriyle balaylarını geçirmek için Benderabbas Şehrine hareket ederler...
Ziba ile Muhammed yaklaşık 600 km yol kat ederler. İran devrim muhafızları Pasdar'lar kara yolu üzerinde araçları durdurarak kimlik kontrolü yapmaktadırlar. Ziba ile Muhammed'in araçlarını da durdururlar. Ziba'dan evlilik cüzdanı istenir. Ziba, çantasını karıştırır, valizlerine bakınır ama evlilik cüzdanı yoktur. Cüzdanı evde unutmuştur. Muhammed, yeni evli olduklarını ve balayına gittiklerini devrim muhafızlarına anlatmaya çalışır... Devrim kuralları kesindir: Evlilik cüzdanı olmayan kadın erkeğin yanında bulunuyor ise fahişedir. Cezalandırılmalıdır. Ziba ile Muhammed evli olduklarına dair yeminler eder. Yalvarırlar. Nafile, Ziba Karakola götürülüp fahişelik sucundan seri mahkemeye çıkartılacaktır.
Muhammed,"Evlerinin 600 km uzakta olduğunu, müsaade ederlerse karısıyla gidip
Evlilik cüzdanını getireceğini" söyler. Devrim muhafızları Ziba'yi bırakmaz. "Evlilik cüzdanını getir kadını götür.." denir..
Muhammed Evlilik cüzdanlarını almak için geri döner... Şoke olmuştur. Biran evvel eve gitmeli cüzdanı getirip karisini o canilerin elinden kurtarmalıdır..
Yollar uzadıkça uzar. Viraja süratli giren Muhammed direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki uçuruma yuvarlanır..
Kazadan üç-dört saat sonra, Muhammet ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılır.. Muhammed Yoğun bakımda ölüm ile yasam arasında gidip gelmektedir.....
On beş gün şuursuzca yatar. Kendine geldiğinde ilk Ziba'yı sorar. Kâbus bitmemiştir. Ziba Canilerin elinde kalmıştır. "Cüzdanı götürüp karımı kurtarmalıyım..."der. Bu düşüncelerle hastaneden kaçar. Evine gider... Evlilik cüzdanlarını alır...
Ziba'yı alıkoyan karakola gider... "Ziba nerde? Evlilik cüzdanımı getirdim. Karımı serbest bırakın." der. Buz gibi bir cevap alır: "Seni bir hafta bekledik gelmeyince, kaçtığını düşündük, bu kadının fahişe olduğunu kabul ettik ve astık." Ziba'nın morgdaki cesedini Muhammed'e verirler

Başa Dön