..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Muhittin Ulupınar
Muhittin Ulupınar - bezirgan
Site İçi Arama:


Deneme
  Nisan... Kederden Firarî Kalbe Ziyan. (Muhittin Ulupınar) 5 Nisan 2004 Yaşam 

yağmurun sesi kesilir de dün gibi olur, çiçeğe durmuş özlemler, hicrana düşen yürek, kanayıp duran vuslat, hayatı yoran, dürtükleyen sevda çoğalır; künyemize şivan, bahtımıza gurbet düşer. . .

  Mektup Selam Söyle Benden Sılaya . . . (Muhittin Ulupınar) 7 Nisan 2004 Yaşam 

Başlayabilmek için yeniden, yer bulabilmek için gönlümüze bin kuşu kurban etmek ister, bir seher vakti çekip gitmek. Bu hayatın tasarrufudur bizden, ömrümüzün kefaleti.Yazımız silinmez alnımızdan,sularımız hep yanar. kederimiz hovardadır tebessüm firari.

  Yâre Mektuplar 1 (Muhittin Ulupınar) 17 Nisan 2004 Sevgi ve Aşk 

hazan da olsan, kuru bir yaprak gibi dökülsen de artık içime “ vazgeç kalbim! “ diyemiyorum. oysa artık çok geç biliyorum; sensizlikte saadet

  Ömür Ey! (Muhittin Ulupınar) 13 Nisan 2004 Yaşam 

bir dar kapıdır geçeceğin. azığını hazırla, yol çetrefil. kentli yaşamlardan, sırnaşık kızlardan, vefa, merhamet, ve sadakatten arınmış yüreklerden gayrı ne varsa doldur heybene . . .

  Hayat Bizden Razıdır... (Muhittin Ulupınar) 3 Mayıs 2004 Yaşam 

... sonra hayata acıdık; ne kadar bahtsızdı ki en mahrem yerlerinde züppeler, soytarılar , dalkavuklar, binbir suratlı insanlar birer yılan gibi sokuluyor,

  Anlat Dedim Zamana (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Yaşam 

Acep nerdeler, ne haldeler o anneler babalar çocuklar, sütçüler, dondurmacılar, sakız horoz şekerleri, halkalı şekerleri satan çocuklar, sıcacık komşular, mahallenin bakkalı, kahvecisi, en güzel kızı, delikanlısı nerde? Hani nerde o günler

  Dostun Bağına Bir Hoyrat Girmiş (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Yaşam 

Ne belâ bir rüzgâr , ne hoyrat bir dost girmiş olmalı ki bağımıza her şey tarumar, bağ tarumar bağban tarumar.

  Yâre Mektuplar 2 (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Sevgi ve Aşk 

yarın sokağa çıkacağım, ne kaldıysa senden rüzgâra bıracağım...

  Yâre Mektuplar 3 (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Sevgi ve Aşk 

“ Şu dağlarda kar olsaydım / Bir asi rüzgar olsaydım / Arar bulur muydun beni / Sahipsiz mezar olsaydım “

  Yâre Mektuplar 4 (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Sevgi ve Aşk 

yâr, anladım bir yerlere koyamadığım gözlerin değil bana el eden, bu insafsız hayat, bu ruhuma dar gelen bedenim, cümle kederlerim, kuruntularım ...

  Yâre Mektuplar 5 (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Sevgi ve Aşk 

zaman geriye dönebilse de kaçıp göçebilseydin, yüreğin aşkına, gönül hatırına bir cam bardağı zamanın en ıssız anında kırabilseydin. Hayatı inciltip yüzüstü bırakabilseydin... yâr yâr

  Yâre Mektuplar 6 (Muhittin Ulupınar) 27 Ocak 2005 Sevgi ve Aşk 

Bu renksiz, kokusuz, umutsuz mektup hangi postacının ellerine sığabilir?

  Yâre Mektuplar 7 (Muhittin Ulupınar) 10 Mart 2005 Sevgi ve Aşk 

Anladım ki ey yâr, senden can değil, hoyrat vakitlere mahsus ağyâr olur

  A Şair, Sen Yoksun! Yoksun (Muhittin Ulupınar) 12 Eylül 2006 Yaşam 

Aldırma a şair, bu tufan gelir gecer, sen sıkı tut kalemini, seyreyle ...

  Yüzleşmenin Mevsimi Geldi... (Muhittin Ulupınar) 12 Eylül 2006 Yaşam 

Eylül geldi, hüznün değil yüzleşmenin ...

  Dost Ararsan Cebine Bak (Muhittin Ulupınar) 12 Eylül 2006 Yaşam 

“Meğer dostluklar da anayollara atılan bir çiçek gibi hüzünle ezilirmiş “

  Bağışla Beni Kalbim (Muhittin Ulupınar) 2 Nisan 2007 Yaşam 

Bir yanımız hep boşalır yavaş yavaş, içimizden bir rüzgâr esip geçer, bir sağanak başlar da, anlayamayız kalbimiz bizden utanır, rahmet kesilir hanemizden, gözlerimiz aynalardan utanır. Öfkeyle söylenirken arkasından, o giden kendimizdir.

  Ellerimde Hayırsız Bir Mevsim, Aylardan Nisan... (Muhittin Ulupınar) 8 Nisan 2007 Yaşam 

Artık duramam, keder erişti. Aç kapıyı bezirgânbaşı! ellerimde hayırsız bir mevsim, aylardan nisan...

  Seyyah Olup Su Alemi Gezerim... (Muhittin Ulupınar) 12 Haziran 2007 Yaşam 

Şimdi hayat sağır, sesini yitirecek diye korkuyorum sokakların, bağır bağır bağır! Uykusuzluk, kaybolmuşluk, huzursuzluk….

  Hep Eylül Oluyor Dokununca (Muhittin Ulupınar) 4 Ekim 2007 Yaşam 

Değişen ne yüzümüzden başka, kuşların ölümünden, eskidikçe gençleşen hüznün renginden, saçlarımıza konan bulutların sesinden ıssızlığını yitirmiş tren istasyonların kederinden, içimizde göveren çocuğun çığlığından, dudaklarımıza iliştirdiğimiz ıslıkların sahipsizliğinden, gözlerimize düşen kırılganlıklardan, yakamızda bir çiçek gibi itina ile taşıdığımız yabancılığızdan gayrı …

  Bize Yakışan Hep Keder, Hep Keder... (Muhittin Ulupınar) 18 Ocak 2008 Yaşam 

" Kalbimiz kafamızın gâmhanesidir"

  Öpsem Akasyalar Açar mı? (Muhittin Ulupınar) 26 Ocak 2008 Yaşam 

Uyumasam olur muydu bu gece, bir sokak lambası gibi çöksem koynuna gecenin sabah olur muydu? Yorgun argın ve bezgin âlemin düşlerine deli bir nehir gibi dökülsem olur muydu? Uykularına bir hırsız gibi sızsam ayva sarı nar kırmızı olur muydu? Gecenin koynuna bir yılan gibi sokulsam, acep mevsim bahar olur muydu? Ağaçlarda hışırtı, bir serseri rüzgâr, başımın üzerinden uçup giden gece kuşları…

  Heybemde Yoksul Bir Islık... (Muhittin Ulupınar) 1 Eylül 2009 Yaşam 

Ey benim yavru kuşum, sarışın göçmen kuşum, çocukluğumun annesi, şimdi burada yapraklar düşecek yine, kuşlar terk edecek, yaz bitecek, ve her şey olduğu gibi yaşanacak beklemesen de. öperim gözlerinden, hoşçakal.

  Sev Dedi Nefsim... (Muhittin Ulupınar) 6 Kasım 2010 Yaşam 

“ Dur “ dedim nefsime “ dur “ bağışla beni hayat, yüreğim, gözlerim, ellerim beni bağışla, tüm iyi insanlar, börtü böcek, kuşlar ağaçlar ... Allah’ ım bağışla ...

  Haber Edin Kuşlar Çeksin Yasımı (Muhittin Ulupınar) 6 Kasım 2010 Yaşam 

Maruzatım budur ey yetim günlerimin sahibi, üfle tenime bak yüreğimde kuşlar çığlık çığlığa, el sür yüreğime gün ölür belki akşam olur, akşam...

  Şimdi Dul Bir Kadındır Hayat… (Muhittin Ulupınar) 7 Kasım 2010 Yaşam 

Akşam yavaşça iniyor, öksüz bir çocuk gibi sokaklar, telaşsız insanlar. Ay doğmayacak biliyorum, annem ölmüş, ağaçlar neyi bekler, kuşlar şarkısız ay doğmayacak, nefesim tükenmiş, dudaklarım mühürlü, gözlerim ıslak…

 

 



yağmurun sesi kesilir de dün gibi olur, çiçeğe durmuş özlemler, hicrana düşen yürek, kanayıp duran vuslat, hayatı yoran, dürtükleyen sevda çoğalır; künyemize şivan, bahtımıza gurbet düşer. Bir kenar mahalle şırpıntısının kapısını aşındırır, gözlerini, ellerini ve tenini eskitirken gençliğimiz, vaktimizin en geçmişi, mevsimimizin hazânı olur.Başlayabilmek için yeniden, yer bulabilmek için gönlümüze bin kuşu kurban etmek ister, bir seher vakti çekip gitmek. Bu hayatın tasarrufudur bizden, ömrümüzün kefaleti.Yazımız silinmez alnımızdan,sularımız hep yanar.

kederimiz hovardadır tebessüm firari



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Muhittin Ulupınar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 18:40:00