Kafam Karışık
Hiçbirimiz diğerimizi bilmeyiz. Bilinmeyenlerin deryasında işte yüzer gideriz. Biz zalimleriz, biz sevenleriz, biz zulmedilenleriz ve aynı şeyiz işte. Hep de haklıyız.
Hiçbirimiz diğerimizi bilmeyiz. Bilinmeyenlerin deryasında işte yüzer gideriz. Biz zalimleriz, biz sevenleriz, biz zulmedilenleriz ve aynı şeyiz işte. Hep de haklıyız.
Yolcu bu yolda yürüyen yolcunun haykırışıdır. Bir anadan doğan yolcuların hikâyesidir bu. Dünyaya bakanların, insan olarak doğanlara öte dünyanın hatırlatıcısıdır.
Bazen yazmak istersin ve zaten yazacakların yazılmıştır. Sen sadece yazarsın.
Birisi uyanır gecenin şu saatinde anlatamayız. ” Ne yapıyorsun?” “ Köpekler nasıl tek sıra iz bırakıyor anlamaya çalışıyorum” sabahın bilmem kaçında!
Leyla Karaca’nın “Görünmeyen Uyum” başlıklı yazısı çok etkileyici geldi bana. Bunun nedeni yazının konusundan çok dokusu. Belki de yazıyı böylesine etkileyici yapan yazarın felsefe üzerine çalışmış olmasıdır.
Bugün dağlardan geçtim. Yeşile hem de yeşilin en koyusuna boyanmış dağların arasındaki dağ yollarından…
Acaba yazmak ile yalnızlık duygusu arasında bir ilişki var mı? Yazmak gerçekten başka türlü kendisini ifade edemeyenlerin bir icadı olabilir mi?
Sonra insanlar; gülenler, somurtanlar, endişeliler, mutlular. Bu coğrafya şaşırtır insanı. Hani şair olamazsın bir anda ama en azından şair ruhlu yapar adamı.
...o boşluğun ortasında, kulağımda çınlayan aynı türküyü mırıldanırken ve kafamdaki resme dalmışken şaşkın şaşkın bana bakan kepçe operatörüne ne diyebilirim
Bu dünyanın merkezinin kayması demek aynı zaman da. Böyle düşününce Nil’e ve Kudüs’e ve tüm bu coğrafyaya insanlığın ne kadar büyük haksızlık yaptığını görmemek elde değil.
Bu soruya en doğru cevabın ne olduğunu bütün korkaklar derinden hisseder ve bilirler. Ben de bir korkak olduğum için çok iyi biliyorum bunu. İnsan kesinlikle cesareti kadardır.
Zamanına sahip olmak yaşadığı dönem boyunca olacaklara karar verebilme, belirleyebilme gücüne ve iradesine sahip olmak mıdır?
Ben ders vermeye kalkınca dersi ben aldım. Benim gibi hayat dersi vermek isteyen bir öğretmene de ders vermişler geçen hafta.
Deniz dalgaları eşliğinde bir ileri bir geri oynaşıp duran kumsaldaki çakıl taşlarını hiç düşündünüz mü?
Geçen hafta Bodrum’a bir iş için gidişimde kafamda bu fikir doğdu.
Birden, aniden oldu hem de…
İyi bir okuyucuyum. İlgi gösterdiğim alanlarda derinlemesine okurum. Yazılarım esas itibariyle gözlemlerim ve düşünce dünyamda oluşan fikirlerler ve sorgulamalarla doludur. Zaman zaman öykü denerim. Sorulmamış sorular ararım. Yazmak bence düşünmenin en önemli aracıdır. Okurken yazarla birlikte düşünür, yazarken de okuyanla birlikte düşündüğümü düşünürüm.
Ankara'da 1965 yılında doğmuşum. İlk ve orta öğrenimimi Ankara'da bitirdim. Üniversiteyi İstanbul Üniversitesi Siyal Bilgiler Fakultesi'inde okudum. İngiltere'de (University of Exeter) işletme dalında yüksek lisans yaptım. Yaklaşık on bir yıl devlet hizmetinde çalıştıktan sonra 1998 yılında isitfa ederek ayrıldım ve kendi işimi kurdum. Halen bu işime devam ediyorum.
ANKARA anative@mynet.com
Şiiri sevmekle birlikte şiir yazmaktan çekiniyoum. Düz yazıyı seviyorum. Benim tarzım denemektir. Bir soru veya düşünce etrafında bir yapı kurmaya çalışırım.
Ahmet Altan'ın tarzını seviyorum. Tarihi romanları atlamam. Gerilim türü yazanlardan sürekli takip ettiklerim vardır.
Ahmet Altan, Amin Maloof, Aymatov, Orhan Pamuk