Kendini Bilmek
İnsan erdemleriyle yücelir. Erdemler içinde ilk sıraya: kendini bilmeyi koyabiliriz. Belki borsalarda, kurlarda değil ama gerçeği bilen gönüllerde kendini bilenin değeri yükselir
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
İnsan erdemleriyle yücelir. Erdemler içinde ilk sıraya: kendini bilmeyi koyabiliriz. Belki borsalarda, kurlarda değil ama gerçeği bilen gönüllerde kendini bilenin değeri yükselir
Bu zamana kadar üretilmiş ve bundan sonra üretilecek olan tüm sanat ürünleri, üretildikleri ve üretilecekleri dönemin rengi, nüktesi, duygusu ve sorunlarıyla dolu olacaktır
Söze değer veren, kem sözle kırılan, az sözle küsen, çok sözle yorulan yolcum; yurduma kurulmuştu bunca yıldır tüm dertleriyle
Şimdi sustu da ne oldu, ne çıktı?
Bu ülkede hava hep dumanlı hep puslu Hâl böyle olunca bu havalarda, insanların içinde göründüklerinden daha fazlasını barındırdıklarına şahit oluyorsunuz. Öyle ki oturup konuşulabilir, oldukça makul aynı zamanda mutedil adamlar ve kadınların yerine saldırgan, hırçın, gözü dönmüş bir yaratık karşınıza çıkıyor.
Küçük bir çocukken bir an evvel büyümek için sabırsızlandığımı düşünüyorum şimdi Belli ki bir şeylerden hoşnut değildim. Yani, 7 kardeşin en küçük olanıydım ve annemle babamdan sonra büyük kardeşlerimin ayak işlerinin hepsini ben yapmak zorunda kalıyordum. Her ne kadar bu duruma sinir oluyor olsam da kardeşlerim tavır alırlar
Evet, bazıları gerçekten zenci doğar Kimi, dünyaya gözlerini bir milyarder olarak açar. Annesine muhtaçken statü sahibidir kimi, hangi okullara, kolejlere ve üniversitelere gideceği bellidir, kimleri yöneteceği, kimlerle dostluk edeceği ve hatta tüm akrabalık ilişkilerinin ona neler kazandıracağı
Bütün doğrular ve yanlışlar oldukları yerde duruyor. Onlara farklı anlamlar yükleyen, sürekli hareket hâlinde olan biz insanlarız kuşkusuz
Çok sıradan bir öğle yemeğiydi bizimkisi. Yeni evlenen hanım bir arkadaşımla; havadan, sudan, işten, geçmişten, gelecekten sohbet ediyor bir taraftan da ne güzel kahvelerimizi yudumluyorduk Ne ara konu zamanın kıymetini bilmeye geldi inanın ben de anlamadım ama tam iki saat boşa geçirilen saatleri konuştuk
Şarkılarda olduğu gibi şiirde de her yol aşka çıkar. Ortak yönleri olsa da yürekler kadar çeşitlidir aşklar. Sezai Karakoçun tabiriyle kaderin üstünde bir kader olduğu gibi, aşkların da aşkı vardır. Kor alevler gibi ruhu sarıp sarmalayan, gözleri çeşme, yüreği rehin, zihni bulutlu yapan ve Leyla ile Mecnun, Mona
XIII. yüzyılda eski bir Çin denemesinde Wang An-şı şöyle sorar: İnsanlık, hakseverlik, iyi davranış, sadakat, dünyanın ahlak esaslarıdır. Bu noktada krallarla diktatörler birdirler. Kralla diktatör ameli faaliyetlerinde birdirler; peki nasıl oluyor da şöhretleri başka başka oluyor?
Edebiyat marangozluktan farklı bir iş değildir. demişti Gabriel Garcia Marquez; 1981de, Meksiko Citynin görülmeye değer, renk renk çiçekleriyle dolu eski ve şirin semti San Angel Inndeki evinin hemen arkasındaki ofisinde, Paris Review dergisinden Peter H. Stonea verdiği o uzun söyleşide. (Yazarın Odası, Timaş, Çev: Öznur Ayman)
Edebiyat tarihi bir gün bazı kadınların itibarını iade edecekse, söz konusu listenin başında Lev Tolstoyun hayatını kararttığı söylenen Sofya Hanım yer almalıdır. Zira biz onu, Tolstoyu ömrünün son zamanlarında evden kaçırtıp bir istasyonda acılar içinde ölüme terk eden acımasız, vahşi ve huysuz bir kadın olarak tanımıştık.
Yaklaşık 6 yıl önce birkaç arkadaşla birlikte Beyoğlu Belediyesinin düzenlediği bir fotoğraf sergisini gezmeye gitmiştik. Bu sergide kendi fotoğrafları da sergilenen Azerbaycanlı fotoğraf sanatçısı Ramiz Samidov isminde sanatçı arkadaşla tanışmıştım
İster devlet, ister birey planında olsun fikri namuslu olmak önemli bir konu Rahmetli Ali Fuad Başgil bu konunun üzerinde çok durmuştu. Herhangi bir meselede objektif olunabiliyorsa, o anlamlıdır yoksa objektifliğin dürüstlükle zerre kadar ilgisi kalamaz. Odağından çarpıtılmış bir bakış açısının, objektife zaten yanlış şeyleri yansıtacağını bilmek gerekir.
İçim dışım, sağım solum, önüm arkam garip bir hüzünden ibaret Mıknatısın demiri kendine çektiği gibi ben de nerede bir hüzün varsa üstüme çekiyorum Arkadaşlar bile neden düşünceli olduğumu soruyorlar. Yapım böyle takılmayın bu ifademe desem de inandıramıyorum kimseyi Sanıyorum bu dünyayı ve içinde yaşam sürenleri fazlasıyla ciddiye alıyorum.
Şu fani dünyaya ısmarlama bir insan olarak gelen Evliya Çelebi'nin daha ana rahmine düşmeden ne olacağı hakkında meydana gelen hadiselere baktığımızda böyle bir insan olacağını hemen sezebiliriz aslında..
Hüzün ve kederle, tahin ile pekmez gibi ayrılmaz bir ikili olduk, çıktık Böyle düşünceli, kederli anlarda insan, sığınacak bir liman bulamayınca, kitaplığına, kitaplarına sığınıyor Dün gece ben de tam da böyle hüzün sellerinde kulaç atarken kitaplığımdaki Dokuz Öykü kitabına sarılarak rahatlamaya çalıştım..
Bayadır kadın-erkek ilişkilerinin ekonomik boyutuna yönelik yazı yazmak istiyordum. Ancak konu çok hassas ve derin olduğu için elim bir türlü klavyeye varmadı. Fakat geçen hafta bir arkadaşımla bir alışveriş merkezine gittik ve oradaki mağazaları dolaştık. Hele bir tanesinin içerisindeki çeşit bolluğu ve ürünlerin ilk bakıştaki çekiciliğini görünce, son
Her ne kadar Antepde doğmuş, Adanada büyümüş olsam da kendimi hep İstanbulda doğmuş ve yetişmiş gibi hissederim. Neden böyle bir duygu taşıyorum bilemiyorum ama bu kentten bir hafta ayrılmak mecburiyetinde de kalsam hemen yüreğim sıkılıverir
Herhangi bir düşünceyi veya his ve duygularınızı kaleme almak için yalnız olmanız gerekir. Bir insan güzel bir yazı yazabiliyorsa bilin ki o gerçek bir yalnızdır.
Metropol çobanı. İletişimci, felsefe ve edebiyat aşığı!
türkiye
Deneme
halen araştırıyorum